Cebeci’de 1-2 Haziran’da yaşananlara dair farklı iddialar ortaya atıldı. Oysa tanıkların anlatımları ve görüntüler sabit. Sendika.Org olarak iddialarla gerçekleri, görüntüleri ve tanıklıkları temel alarak derledik
Ankara Üniversitesi Cebeci Yerleşkesi’nde 1-2 Haziran günleri yaşananlara dair çokça iddia ortaya atıldı. Satır, kılıç, bıçak, mınçıka, sapan, taş ve sopalı faşist grup saldırısını “Türk bayrağının indirildiği” iddiasıyla savunurken, Rektörlük de bu iddiayı esas aldı, “manevi değerlere saldırıldığını” ileri sürdü. Oysa 1-2 Haziran’ın tanıkları yaşananların böyle bahanelerle açıklanamayacağı, saldırının çok daha planlı ve örgütlü olduğu konusunda ısrarcı. Sendika.Org olarak iddialarla gerçekleri, görüntüleri ve tanıklıkları temel alarak derledik
1 Haziran günü, Siyasal Bilgiler Fakültesi’ne Şırnak’ta askeri helikopterin düşmesi sonucu yaşamını yitiren 13 askerin adlarının yazılı olduğu bir ozalit ile Türk bayrağı asıldı. Bayrak uzun süre asılı durunca ve kimse tarafından herhangi bir reaksiyon gösterilmeyince, daha önce defalarca yaptıkları “bayrak indirildi” provokasyonunu yaratamayan faşistler, bu defa omuz atma bahanesiyle gerilim çıkardı. Omuz atma gerilimi de beklenen etkiyi yaratmayınca yerleşkenin iki kapısından 100 kadar saldırgan, çevik kuvvet polislerinin ve özel güvenliklerin arasından geçip içeri girerek kütüphanede ders çalışan öğrencilere ve yerleşkenin ortak kullanım alanlarına tekbirlerle saldırdı.
Kısa süre sonra ise sosyal medyada “Bayrak indirildi” yalanı yaygınlaştırıldı. Faşistler sosyal medyada bu yalanı, bir kişinin “Adam Türk bayrağına el sürüyor ya” diye bağırdığı ancak hiçbir şey anlatmayan bir video ile iddialarına kanıt oluşturmaya çalıştılar. Türk bayrağının indirildiğine dair tek bir görüntü ise bulunamadı.
Türk bayrağına saldırmaya kalkmalarının ardından ortalık karışıyor. Ancak sol basın bunu oruç tutmayanlara saldırı olarak servis ediyor. pic.twitter.com/53loZEM3WN
— Burak Doğan (@doganburak29) 2 Haziran 2017
Saldırganlar ayrıca özellikle muhalif medyanın saldırılara ilişkin yalan haber yaptığını ileri sürdü. Ancak burada paylaştıkları görsellerin Photoshop ürünü olduğu ilk bakışta anlaşılıyor. Kanıt üretme derdine düşenler Sol Haber Portalı’nın ismini kullanırken hesap adını düzenlemeyi ihmal etti. Dolaşıma soktukları görsel şöyle:
İddialardan biri de Ankara Üniversitesi Rektörlüğü’nden geldi. Basına mail yoluyla iletilen açıklamada “Ankara Üniversitesi’nde, Siyasal Bilgiler Fakültesi içerisinde yaşanan kavga, sınırlı sayıda öğrenciden oluşan küçük bir marjinal grubun milli değerlerimize ve şehitlerimiz anısına çirkin saldırısıyla başlamıştır” denildi.
Rektörlük açıklamasında İletişim Fakültesi’nde dakikalar süren saldırıya ve yarattığı tahribata ise “itinayla” değinilmedi. Açıklamada “Olaylara emniyet güçlerince derhal müdahale edilmiş ve soruşturma da açılmıştır” denildi ancak özel güvenliğin saldırıyı ellerini kavuşturarak izlediği, yerleşke girişindeki polisin ise yarım saat boyunca hiçbir şey yapmadığı görüntülere yansıdı.
ANKARA ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ SATIRLI SALDIRGANLARIN YALANINA ORTAK OLDU
Saldırgan grup yerleşkedeki kafelere saldırının gündeme gelmesinin ardından böyle bir saldırının yaşanmadığını iddia etti. Ancak Pastane ve Çatı Kafe’de oturan öğrenciler saldırganların kendilerine “Ramazan’da burada yemek yiyemezsiniz” diye bağırdığını ve kafelerin masa sandalyelerinin tekbirler eşliğinde dağıtıldığını belirtti.
Ramazan ve oruç konusu ise ayrı bir tartışma konusu. Saldırganlar ve onlara kol kanat geren üniversite yönetimiyle iktidar medyası konunun Ramazan’la ilgisi bulunmadığını savunuyor. Öte yandan faşist grupların her Ramazan ayında üniversitelere farklı gerekçelerle saldırı düzenlediği, her seferinde de konunun Ramazan’la ilgisi olmadığını söylediği ancak kendi kitlelerini “oruç”, “bayrak” gibi değerler üzerinden harekete geçirdiği, hatta Ümit Cihan Tarho’nun ve Kenan Mak’ın öldürülmesi örneklerinde olduğu gibi Ramazan cinayetleri de işlediği yakın geçmişten bilinen bir gerçek.
CEBECİ KAMPÜSÜ’NDE FAŞİST SALDIRI: “RAMAZAN’DA BURADA YEMEK YİYEMEZSİNİZ”
CEBECİ’DE “ORUÇ” SALDIRISI İKİNCİ GÜNÜNDE: ÖNCE FAŞİSTLER, SONRA POLİSLER
Rektörlük yaptığı açıklamada disiplin dışı davranışlar arasında satır ve pala gibi kesici aletleri görmezden gelse de satır ve palalar görüntülere yansıdı. Üstelik saldırganların destekçileri de bu görüntüleri sosyal medyada sahiplendi.
BU GÖRÜNTÜLER HER ŞEYİ ANLATIYOR: ANKARA ÜNİVERSİTESİ’NDE KİM NE YAPTI?
İki gün üst üste yaşanan saldırıların ardından görüştüğümüz İLEF öğrencileri, 1-2 Haziran’da yaşananların bilinçli olarak “bayrak indirildi” bahanesiyle açıklanmaya çalışıldığını ancak 2 Haziran’da İLEF’e yönelen saldırının bununla ilgisi olmadığını söyledi.
Görüştüğümüz tüm öğrenciler, gün boyu saldırgan grubun yerleşke çevresinde bulunduğunu, 12.30 sularında sivil polislerin özel güvenliklerle görüştüğünü, ardından kampüs girişine çevik kuvvet getirildiğini, faşist saldırganların o polislere ve özel güvenliklere rağmen ellerindeki satır, pala, mınçıka, sopa gibi aletlerle içeriye girdiklerini ve üniversitelilere saldırdıklarını, özel güvenliğin ve polisin uzun süre saldırıyı izlediğini aktardı.
Üniversitelilerin aktarımları görüntülerle de doğrulandı.
FAŞİSTLER TEKBİRLERLE TAŞLAR, ÖZEL GÜVENLİK ELLERİNİ KAVUŞTURUP BAKAR!
Ancak bu saldırı Cebeci Yerleşkesi’nde sene başından beri yaşananlarla doğrudan bağlantılı. Daha önce de yine İLEF önüne gelerek “Kanımız aksa da zafer İslam’ın” sloganı atan gerici çeteler İLEF’e saldırmıştı. Polis bu saldırıya da seyirci kalırken, ardından İLEF öğrencilerini hedef alacak şekilde fakülteye girmişti.
Cebeci’de sene başından beri yaşanan saldırılara polisin ve özel güvenliğin göz yumması, Rektörlüğün saldırıya uğrayan üniversitelilere soruşturma açarken son açıklamayla doğrudan saldırganların tarafında olduğunu göstermesi de üniversitelilerin bu saldırıların planlı olduğu yönündeki ifadelerini doğruluyor.
Sendika.Org/ Ankara