Ersoy, Tek Adam karşısında 80 milyonun tarafında olduklarını belirterek, pazar günü sandık başına gidip “Hayır” oyu verecek milyonların halkın gücünü göstereceğini söyledi
Halkevleri Genel Başkanı Oya Ersoy, referandum öncesi yayımladığı yazılı açıklamada Tek Adam karşısında 80 milyonun tarafında olduklarını belirterek, pazar günü sandık başına gidip “Hayır” oyu verecek milyonların halkın gücünü göstereceğini söyledi
Oya Ersoy’un açıklamasının tam metni:
Tek bir adama bu ülkenin tüm kaderini, bütün geleceğini devretmeyi amaçlayan anayasa değişikliğinin halkoyuna sunulmasına karar verilen 21 Ocak’tan bu yana yaklaşık üç ay geçti.
Bu üç ayda biz Halkevciler olarak, böyle bir değişikliğin ülkemize ve halkımıza getireceği felaketlerin farkında olarak çok yoğun bir faaliyet dönemini yaşadık.
Milyonlarca bildiri dağıttık, yüzbinlerce gazete dağıttık, on binlerce afiş ve pankart astık, çalmadık kapı, aşındırmadık yol bırakmadık.
Çünkü biliyorduk ki gasp edilmeye çalışılan bizim dünümüz, bugünümüz ve geleceğimizdi. Yok edilmek istenen kazanımlarımız, değerlerimiz ve mücadelemizdi.
Bunları başarmaya hiç kimsenin gücünün yetmeyeceğini anlamayan varsa tekrar haykırıyoruz: Bizler vardık, varız ve var olmaya devam edeceğiz. Mücadelemizle, kararlılığımızla ve öfkemizle…
Artık son düzlükteyiz ve Pazar günü sandık başında olacağız.
Son sözümüz şu olacak;
Tek bir adamın değil, 80 milyonun tarafındayız. Yapılmak istenen değişikliklerin tek bir maddesinde, tek bir sözcüğünde bu ülkede yaşayan emekçilerin, gençlerin, kadınların, emeklilerin, engellilerin, çocukların, çıkarına/yararına/lehine tek bir şey yoktur.
Bütün değişiklikler tek bir adam için yapılmaktadır. Tek bir adam cumhurbaşkanı olsun, tek bir adam başbakan olsun, tek bir adam parti başkanı olsun, tek bir adam yargıç olsun, tek bir adam tüm ülkenin bütçesine sahip olsun, olsun, olsun, olsun… Tek bir adam halkın geleceğine ve kaderine tek başına karar versin!
Hayır, Hayır, Hayır. Milyonlarca kez Hayır!
Tek adama karşı halkın gücünü göstereceğiz!
Halkevleri’nden bir mesaj da Genel Sekreter Dilşat Aktaş’tan geldi. Aktaş herkesi sandık başlarındaki seferberliğe dahil olmaya çağırdı.
Aktaş’ın açıklamasının tam metni:
Ülkemizin tarihi demokrasi mücadelelerinin tarihi olduğu kadar, her fırsatta ve her türlü yol ve yöntemle demokrasi mücadelesini bastırmaya çalışanların zorbalıklarını da yazar. 85 yıllık tarihe sahip bir örgüt olarak biz çok iyi tanırız bu engerek ve çıyanları, biliriz bunlar aşımıza, ekmeğimize, demokratik haklarımıza el koyanlardır. Kimi zaman asker kılığında ülke yönetimine el koyar, kimi kontr-gerilla sinsiliğiyle enseye kurşun sıkarlar.
Şimdi ülkemiz yeni bir tehditle karşı karşıya, şimdi ağır aksak yürüyen demokrasimiz, kırıntılarına sarıldığımız haklarımız ve kadınların mücadeleleriyle kazandığı herşey tehdit altında. Bütün gücün tek bir adamda toplanma hevesi ve tüm geleceğini buna bağlamış bir avuç çıkarcı, tüm geleceğimizi gasp etmeye kalkışıyor. Ve bizler onlara, hiçbir şart altında izin vermeyeceğimizi haykırıyoruz.
16 Nisan’ı demokrasi mücadelemizin yeni bir başlangıcı olarak tarih sayfalarına ekleyeceğiz.
İlan ediyoruz ki ‘Hayır’ halkın olanakları, emeği ve gücüyle kendini ortaya koydu ve HAYIR diyenler şimdiden kazandı.
Neden mi? 16 Nisan referandumuna hangi koşullar altında gittiğimizi tarihe not düşsek anlatmaya yeter. Hatırlayalım…
– Anayasa taslağı kapalı kapılar altında, halktan kaçırılarak hazırlandı.
– İçeriği hala bilinmeyen gizli ve kirli bir pazarlığın sonucunda Meclis’e sunuldu.
– Meclis’ten usulsüz bir oylamayla geçirildi.
– OHAL koşullarında gerçekleşen iki aylık kampanya boyunca devletin tüm olanakları ‘evet’ propagandası için yasadışı bir şekilde kullanıldı.
– Örtülü ödeneklerden, devlet kurumlarının kasalarından ve hatta özel şirketlerin kasalarından çuvallarla para döküldü.
– Belediyeler AKP propaganda merkezlerine, belediye çalışanları AKP partizanlarına dönüştürüldü.
– Kamu çalışanları, öğrenciler Evet mitinglerine taşındı. Üstelik kamu araçlarıyla, makam araçlarıyla.
– Medya korkuya teslim oldu, korkusunu kendi büyüttü.
– Dinin kampanyaya alet edilmesinde tüm sınırlar aşıldı.
– Cumhurbaşkanı hiç bir rahatsızlık duymadan tarafsızlık yeminini çiğneyerek, kampanya yürüttü.
– Hayır’ı örgütleyenler baskı altına alındı, saldırıya uğradı, gözaltı ve tutuklamalar yaygınlaştı.
Evet cephesinde, eşitsiz karşılaşmanın tüm usulsüzlükleri yapılırken televizyonlarda ‘Evet’ ve ‘Hayır’ savunucularını temsil eden isimlerin ortak açık oturum yapmasına dair önerilerden iktidar tarafı ısrarla kaçındı. Hayır’la eşit koşullarda karşı karşıya gelmek, Hayır karşısında kendi fikirlerini savunmak, Hayır’ın eleştirilerini yanıtlayabilmek hiçbir Evet’çinin işine gelmedi.
Tüm bu eşitsiz ve adaletsiz kampanya sürecine, tüm baskılara karşın tekrar edelim ‘Hayır’ halkın olanakları, emeği ve gücüyle kendini ortaya koydu ve HAYIR diyenler şimdiden kazandı.
Halkevleri olarak tüm halkımıza çağrımızdır. Referandum sürecindeki halk seferberliğini, sandıklara taşıyalım.
Şimdi kazandığımız Hayır’ı sandıkta tescillemek için mutlaka sandıklara gidip oyumuzu kullanalım. Yakınlarımızı mutlaka sandığa taşıyalım. Sandıklara, oylarımıza sahip çıkalım. Oyumuza sahip çıkmak amacıyla oluşturulan organizasyonlara katılalım.
Hayır diktatörlük heveslileri için bir tokat, demokrasi mücadelesi verenler için bir alkış olacaktır.
Her bir ‘HAYIR’ demokrasi ve halkın haklarını kazanmak için bir çağrıdır. Senin de bir hayrın dokunsun!”
Sendika.Org