Barış için Akademisyenler İnisiyatifi’nin “Bu suça ortak olmayacağız” bildirisi ile başlayan ve imzacı akademisyenlerin tutuklanmasına ve “Adalet Şöleni” ile tahliyelerine varan süreçte yaşananları Sendika.Org okurları için derledik
Barış için Akademisyenler’in “Bu suça ortak olmayacağız” bildirisi ile başlayan, iktidarın savaş politikalarına karşı üniversiteden yükselen bu sesin etkisi büyürken ve iktidarın saldırısı ile imzacı akademisyenlerin tutuklanmasına ve büyük bir dayanışma ve özgürlük mücadelesi sonucu 22 Nisan’da “Adalet Şöleni” ile tahliye edilmelerine giden süreç boyunca yaşananları Sendika.Org okurları için derledik
Sendika.Org yazıları, Türkiye’den ve yurt dışından imzacı-imzacı olmayan akademisyenler ile yaptığımız röportajlar, dayanışma mesajları, bildirinin yayımlandığı 11 Ocak’tan bugüne yaşanan gelişmelere dair haberler, video röportajların içinde yer aldığı dosyamızı yeni röportajlar, yazılar, haberler ile birlikte güncellemeye devam edeceğiz.
Sendika.Org, Barış için Akademisyenler’in yükselttiği barış talebinin, biat etmeyen üniversitenin yanında yer almaya, barış talebinin, eleştirel düşüncenin ve bilimin sözünü çoğaltma çabasına devam edecek.
Barış için Akademisyenler’e yönelik baskı ve hukuksuzluğa ilişkin gelişmeleri haberleştirmemiz için bizimle iletişime geçebilirsiniz.
Sendika.Org olarak, “Bu suça ortak olmayacağız” diyen akademisyenlerimizin üretimlerine yer vermekten, röportajlarla seslerine ses katmaktan onur duyacağız.
İletişim:bilgi@sendika.org / 0 212 245 90 37
Muzaffer Kaya ile söyleşi: Bu savaş ancak Saray’ın zayıflatılmasıyla sonlanacak
Kıvanç Ersoy’la söyleşi: Asıl biz Türkiye’yiz ne hakla 301’den yargılıyorsunuz
Meral Camcı ile söyleşi: Savunma yapmadık, sözümüzün arkasında durduk, onları yargıladık
Esra Mungan ile söyleşi: İmza metnimiz adeta ‘Akademideki Gezi’ gibi oldu
Barış için herkes Adalet Şöleni’nde buluştu (Foto haber)
Esra Mungan ve Meral Camcı’nın tahliye sonrası ilk sözleri: Barış (Video Haber)
Barış için Akademisyenler: ‘Katliam suçuna ortak olmayacağız’
Meral Camcı: Akademisyenler hakikati söyledi, sıra verili üniversiteyi sorgulamakta
Mersin Üniversitesi’nden akademisyenlerle söyleşi: Kral çıplak
‘Bu suça ortak olmayacağız’ bildirisi imzacılarından Cem Oyvat ile söyleşi
Üç’ler, Beş’ler, Yedi’ler….1402’likler, 1128’likler – Ahmet Bülent Özer
Barış akademisyenlerine saldırı ve Türkiye üniversitelerinin sefaleti- Prof. Dr. Gazi Çağlar
Barış için Akademisyenler’den Neşe Özgen: Ancak mücadele ederseniz bir tarihiniz olur
Nazan Üstündağ: Bu suça ortak olmayacağız, bizim için bir varoluş sözüydü
Çağlayan’da Adalet Şöleni: Barışın Akademisyenleri özgür! (Dakika dakika)
Barış için Akademisyenlerin savunmaları: Bu iddianameye 2 bile vermezdim
11 Ocak 2016’da “Bu suça ortak olmayacağız” bildirisini açıklayan Barış için Akademisyenler, ülkede AKP-Saray iktidarının Kürt illerinde sürdürdüğü savaş politikalarına karşı gelişen hoşnutsuzluğun dışa vurulmasını sağlayan işaret fişeği oldular. “Barış için” diyerek bir araya gelen farklı toplumsal kesimlerin hareketine öncülük ettiler. Ve ilk andan itibaren Erdoğan’ın, AKP iktidarının hedefi oldular. “Hain” ilan edildiler, YÖK emri ile haklarında soruşturmalar başlatıldı. İmzaları geri çekmeleri konusunda yoğun baskıya, tehditlere maruz kaldılar, işten atıldılar ancak geri adım atmadılar. Barış talebini, üniversitenin iktidara biat etmeyeceğini yüksek sesle dillendirmeye devam ettiler. Bu mücadele aynı zamanda üniversitenin verili yapısının, iktidarın üniversitelere yönelik baskılarının, güvencesizliğin sorgulandığı, dayanışma eğilimlerinin büyüdüğü bir dinamik yarattı.
Barış için Akademisyenler İnisiyatifi’nin imzaya açtığı metin kısa sürede karşılık buldu, metnin imzacıları kısa sürede 2 bini aştı. “Bu suça ortak olmayacağız” bildirisine imza atan üç akademisyen 15 Mart’ta tutuklandı. Akademisyenler Muzaffer Kaya, Esra Mungan, Kıvanç Ersoy hakkındaki karar, 13 Mart Ankara Katliamı’nın ertesi günü hiçbir yetkili istifa etmemişken Erdoğan’ın “Akademisyen olması, gazeteci olması, STK yöneticisi olması, aslında o kişinin terörist olduğu gerçeğini değiştirmez. Terör örgütlerine destek verenlerin adliyenin bir kapısından girip, diğerinden çıkmasına tahammül edemeyiz” talimatının ardından verildi. Akademisyenler hakkında “terör örgütü propagandası” yaptıkları iddiasıyla 7,5 yıla kadar hapis istendi.
Üç akademisyenin tutuklanmasının ardından Boğaziçi ve Mimar Sinan üniversitelerinde öğrenciler ve meslektaşları, akademisyenlere destek olmak için eylemler yaptı “Akademi biat etmez” dedi; demokrasi dersleri yaptı hocaların kürsülerini boş bırakmadı; 62 ülkeden 1402 akademisyen destek mektubu yayımladı.
Bakırköy Cezaevi’ne gönderilen Esra Mungan uzun süre tecritte tutuldu. Muzaffer Kaya ve Kıvanç Ersoy ise Metris Cezaevi’nden Silivri’ye gönderildi. Akademisyenlere destek olmak için hapishane önlerinde “Özgürlük nöbetleri” başladı. Birçok üniversiteden ve farklı birçok alandan ise tutuklanan, imzacı olduğu için soruşturma açılan, görevden alınan akademisyenler için destek metinleri yayımlanmaya devam ediyor.
Üç akademisyen tutuklandığında yurt dışında olduğu için tutuklanmayan Yrd. Doç. Dr. Meral Camcı “Bir duvarın ne tarafında olduğumuzun ehemmiyeti yok zihnimiz özgürleşmedikçe. O duvarları kaldıracağız ve özgürleşeceğiz. İçeriden ve dışarıdan. Ben şimdi orada olmalıyım” diyerek 30 Mart’ta ülkeye döndü. 31 Mart’ta tutuklanarak o da Esar Mungan’ın yanına Bakırköy Cezaevi’ne gönderildi.
Esra Mungan, Meral Camcı, Kıvanç Ersoy ve Muzaffer Kaya hakkındaki davanın ilk duruşması 22 Nisan’da İstanbul Çağlayan Adliyesi’nde görüldü. Akademisyenler içerde tarihe not düşen savunmalara imza atarken, Adliye dışında da binlerce kişi “özgürlük ve barış için” Adalet Şöleni’nde buluştu. Savcı 301’den yargılamaya sarıldı, önce tutukluluğun devamını istedi, aradan sonra mütalaasını değiştirip tahliye talep etti. Mahkeme de dosyayı 301’den bakanlığa gönderip, akademisyenleri tahliye etti. Şölen cezaevi önlerine taşındı.
Sendika.Org