Antalya Uluslararası Film Festivali, ilk yıllarındaki toplumcu-gerçekçi filmlere artık prim vermezken, Hollywood filmleri ve Oscar törenlerinin birer karikatürü olma yolunda emin adımlarla ilerliyor Her ne kadar bu yıl festivalde gösterime giren filmlerde kısmen ve yer yer “toplumculuk” göze çarpsa da, özellikle geçen yıl yaşanan sansür ve ev sahibi niteliğindeki iktidar yanlısı belediyenin baskısı ile muhalif […]
Antalya Uluslararası Film Festivali, ilk yıllarındaki toplumcu-gerçekçi filmlere artık prim vermezken, Hollywood filmleri ve Oscar törenlerinin birer karikatürü olma yolunda emin adımlarla ilerliyor
Her ne kadar bu yıl festivalde gösterime giren filmlerde kısmen ve yer yer “toplumculuk” göze çarpsa da, özellikle geçen yıl yaşanan sansür ve ev sahibi niteliğindeki iktidar yanlısı belediyenin baskısı ile muhalif ve eleştirel filmlerde belirgin biçimde azalma göze çarptı. Bunun sonucu olarak, Antalya Film Festivali’ne sinemacıların uzun süredir öykündüğü Hollywoodvari bir anlayış ve ödül töreni mizanseni damga vurdu. Bu durumun tek istisnası, törenlerde iktidarın istemediği yerlere dokunan sinemacıların konuşmaları oldu. Kuşkusuz, gelecek yıl, bu tür konuşmaların da yapılacağı şüpheli.
Festivalin başlangıcı ve bitişindeki “kırmızı halı” geçitleri, törende sürekli “şık giyim”den dem vurmalar, sadece uluslararası nitelikteki diğer festivallerle boy ölçüşme çabası değil, aslında rüküşlüğün nişanesi olacak düzeydeydi. Antalya Film Festivali’ndeki sinemamızın hali, memleketin durumunu anlatmayı deneyen ama bir yandan da “Halkıyla arasını iyice açtığının farkında olamayanlar kulübü”nün kendini ödüllendirmesi olarak özetlenebilir.
Festival finaline bakış
Her yıl Ekim ayında yapılan ve “Altın Portakal” adıyla gelenekselleşen Uluslararası Antalya Film Festivali, bu yıl ilk kez adı, içeriği ve etkinlik tarihleri budanmış bir şekilde Antalya’da gerçekleştirildi. “Terör olayları” gerekçe gösterilerek, aslında seçim öncesi herhangi bir protesto olayı yaşanmasına izin vermeme düşüncesiyle Festival, 29 Kasım-6 Aralık tarihleri arasına alındı, adından da “Altın Portakal” ibaresi çıkarıldı. Buna rağmen, 5 Aralık Cumartesi gecesi yapılan ödül töreninin ilk bölümünde, geçen yıl festivalde yaşanan sansür dolayısıyla belgeselciler tarafından boykot edilen belgesel ödülünü alan yönetmen İnan Erbil, sahnedeki konuşmasında Diyarbakır’da katledilen Baro Başkanı Tahir Elçi’ye gönderme yaparak andı.
Antalyalıların “sezon dışında, Aralık ayında festival mi olur” diyerek tepki gösterdiği Uluslararası Antalya Film Festivali, Rusya ile yaşanan krizden fazlasıyla etkilenen kente kısa bir turizm hareketliliği de getirdi.
Altı salonda seksenden fazla filmin gösterildiği festivalde, çok sayıda da panel ile oyuncular ve yönetmenlerin katılımıyla sorulu cevaplı söyleşi gerçekleştirildi.
Pitching de olmasa
2015 Antalya Film Festivali’nin siyasal olumsuzluklara kurban gitmesi, sinemacılarda derin bir hayal kırıklığı yaratmış olsa da festivalde bu yıl ilk kez Pitching uygulamalarının hayata geçirilmesi, sinema geliştirme projeleri açısından az da olsa ferahlatıcı oldu. “Bir film projesi fikrinin senaristi veya yönetmeni tarafından yapımcıya veya stüdyo patronuna senaryo geliştirme finansmanı sağlamak amacıyla sunulması” olarak tanımlanabilen Pitching, bu yıl Antalya’da kurmaca ve belgesel alanlarında gerçekleştirildi ve 5 Aralık gecesi kazanan projeler, sahiplerini buldu. Antalya Film Forumu çerçevesinde Türkiye’de ilk kez gerçekleştirilen Pitching etkinliğinin yönetiminden sorumlu Zeynep Özbatur Atakan, gecede çok sayıda övgü aldı.
Festival ödülleri, bu yıldan itibaren iki ayrı gecede veriliyor. Festivalin ev sahibi niteliğindeki Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, ödül töreninin ikiye ayrılmasının gerekçesini, “34 ödülün birden verilmesi, sıkışıklık yaratacaktı” sözleriyle açıkladı.
Ebru Cündübeyoğlu’nun sunduğu gecede, Ömer Vargı başkanlığında, Şerif Sezer, Şebnem Bozoklu, Naz Erayda, Mirsad Herovic, Tarık Tufan ve James Ulmer’den oluşan jüri, Takım: Mahalle Aşkına filmine En İyi Kurgu ve En İyi Sanat Yönetmeni ödüllerini birden verirken, film, Behlül Dal Jüri Özel Ödülü’nü de kazandı.
Gecede Belgesel İzleyici Ödülü’nü kazanan Zerk adlı belgeselin yönetmeni İnan Erbil, ödülünü ünlü oyuncu Gülsen Tuncer’in elinden alırken, “Son zamanlarda kaybettiğimiz insanlarımızın anısına, özellikle de Tahir Elçi anısına bu ödülü alıyoruz” dedi. Erbil, çektikleri belgeselde işledikleri insanların sorunlarının da bu ödül aracılığıyla çözülmesini beklediklerini vurguladı…
İkinci gecede tv sansürü
Uluslararası Antalya Film Festivali, ikinci gecedeki ödül töreniyle sona erdi. Festivalde ulusal kategoride yarışan filmler arasından Tolga Karaçelik’in Sarmaşık filmi, dört dalda birden ödül kazanarak, geceye damgasını vurdu. Ödül törenindeki konuşmalarda ise yine baskılara ve savaşa karşı mesajlar verildi. Yönetmen Tolga Karaçelik’in Cumhuriyet gazetesi yönetmeni Can Dündar ve Ankara temsilcisi Erdem Gül’ün tutuklanmalarına yönelik mesajı ayakta alkışlanırken, aynı filmdeki rolüyle En İyi Erkek Oyuncu seçilen Nadir Sarıbacak’ın “birlik ve beraberlik” temalı konuşması, yine bir siyasal mesaj vereceği kaygısıyla töreni canlı yayımlayan A-haber ve daha sonra banttan yayımlayan yandaş ATV televizyon kanalları tarafından sansürlendi.
52’inci Uluslararası Antalya Film Festivali Ulusal Yarışma’da “Sarmaşık” En İyi Film, En İyi Yönetmen ve En İyi Senaryo ödüllerini kazanarak 100 bin TL’lik para ödülünün sahibi oldu. “Sarmaşık” ile En İyi Yönetmen seçilen Tolga Karaçelik, Festival Ana Ulaşım Sponsoru THY’nin 1 milyon seyahat milini kazandı. Uluslararası Yarışma’nın galibi ise En İyi Film dalında Taşa Yazılmış Hatıralar/ Memories on Stone, En İyi Yönetmen dalında ise The Idol filmiyle Hani Ebu Esed oldu.
Gecede ayrıca Oscarlı usta tiyatro ve sinema oyuncusu Vanessa Redgrave ve eşi, başarılı oyuncu Franco Nero’ya, Yaşam Boyu Başarı Ödülü verildi. Vanessa Redgrave, ödülünü, “Tek bir şey söyleyeceğim, çok teşekkür ederim” diyerek aldıktan sonra Türkçe teşekkürle seyircileri selamladı.
‘Siz içeride olduğunuz sürece biz de içerideyiz’
Gecede Ulusal yarışmada En İyi Senaryo, Film ve Yönetmen ödüllerinin sahibi olan Tolga Karaçelik, ödül konuşmasında şunları söyledi:“Can Dündar ve Erdem Gül’e; siz içeride olduğunuz sürece biz de içerideyiz, biz burada olduğumuz sürece siz de buradasınız.”
“Sarmaşık” filmindeki performansıyla Ulusal Yarışma En İyi Erkek Oyuncu Ödülü’nü, “Kendisinin hastasıyım” diye takdim eden usta oyuncu Şerif Sezer’den alan Nadir Sarıbacak da “Dertlerimizi muhabbet çözecek” diyerek sözlerini şöyle sürdürdü:“Memleketle ilgili dertlerim var, bu filmden de hareketle. Çok güzel arkadaşlarım var; farklı dilden, dinden, mezhepten. Bizi sadece muhabbet kurtaracak. Bir duble rakı ya da bir demli çay eşliğinde muhabbetin bizi kurtaracağına inanıyorum. Çok teşekkürler.”
Ancak Sarıbacak’ın bu konuşmasını, sadece salonda bulunan ve ayakta alkışlayan izleyiciler duyabildi. Töreni tüm Türkiye’ye canlı yayımlayan A-haber ile daha sonra banttan yayımlayan yandaş ATV kanalları, Sarıbacak’ın bu konuşmasını “her nedense” sansürledi.
Ulusal Yarışma’da Kalandar Soğuğu’ndaki rolüyle En İyi Kadın Oyuncu ödülü kazanan Nuray Yeşilaraz ise “Karadeniz kadını olduğum için herhalde, Karadeniz kadınını iyi oynadım. Ödülü, Hanife gibi çileli, çalışkan vefakâr ve direnen Karadeniz kadını için alıyorum. Asıl mesleğim, hemşirelik. Hem hemşirelik hem oyunculuk yapıyorum. Bugün buradayım, kendime şaşırıyorum doğrusu” diye konuştu.
Gecede yılların set amiri Sonay Kanat’a, Emek Ödülü, usta oyuncu Selda Alkor tarafından verildi. Kanat, aralarında Teyzem, Kaçıklık Diploması, Cenneti Beklerken, Bedrana, Kınalı Yapıncak gibi filmlerin de bulunduğu 35 filmde set amiri olarak görev yaptı. Kanat, “Bu ödülü, yetiştirdiğim tüm arkadaşlarım adına alıyorum” dedi.
İzlanda sinemasının dev ismi Fridrik Thor Fridriksson başkanlığında, Yıldız Savaşları’nın cast direktörü Dianne Critenden, Altın Portakallı oyuncu Nesrin Cavadzade, Belçikalı sıra dışı yönetmen Dominique Derrudere, Jaws serisinin senaristi Carl Gottlieb, Romanya sinemasından dünyaya açılan genç oyuncu Anamaria Marinca ve yapımcı Christopher Simon’dan oluşan Uluslararası Jüri ise Kürt filmi Taşa Yazılmış Hatıralar /Memories on Stone’u En İyi Film olarak seçti.
Filmin senarist ve yapımcısı Mehmet Aktaş, ödülünü, çocuklarını kaybeden annelere adayarak şöyle konuştu:“Bu ödülü, yaşamlarıyla ve hayalleriyle dünyamızı güzelleştirmeye çalışan, Türk ve Kürt halkının kardeşçe yaşamalarını isteyen bütün isimler adına alıyorum. Cizre ve Diyarbakır’da çocuklarını kaybeden bütün Türk ve Kürt annelerine bağışlıyorum. Yeni yıl dileğim, gerçekten, adı çözüm ya da barış süreci olsun, yeter ki yaralı coğrafyamıza barış gelsin. Ve son olarak Yılmaz Güney’le çalışan büyük yönetmen Şerif Gören’e de teşekkür ederim.”
Yazarın notu: Yazının bir bölümü, Taraf gazetesine yazdığım, ancak yayına konmayan haberlerden derlenmiştir.
Antalya Film Forum (AFF) ödülleri:
* DigiFlame Renklendirme ve Görsel Efekt ödülü – İyilik (Yapımcı: Sevil Demirci yön: Özgür Sevimli)
* AFF Villa Kult Berlin Artistik Destek Ödülü – Yurt (Yapımcı: Evrim Sanal Yön: Nehir Tuna)
* Belgesel Pitching Jüri Özel Ödülü-Antoine Köpe’nin Anıları (Yapımcı: Elsa Ginoux Yön: Nefin Dinç)
* Belgesel Pitching Ödülü- Mr Gay Suriye (Yapımcı: Cem Doruk Yön: Ayşe Toprak), Olimpiyat (Yapımcı: Tuğçe Taçkın Yön: Efe Öztezdoğan)
* Kurmaca Pitching Ödülü Jüri Özel Ödülü- Siyah Atların Ölümü (Yapımcı: Gülistan Acet Yön: Ferit Karahan)
* Kurmaca Pitching Ödülü: Kelebekler (Yapımcı-Yönetmen: Tolga Karaçelik), Yatılı Okul (Yapımcı: Bilge Elif Özköse Yön: Rezan Yeşilbaş)
* Work in Progress Ödülü- Rauf (Yapımcı: Soner Caner, Burak Ozan Yön: Barış Kaya, Soner Caner)
Altın Portakal ödülleri:
Ulusal yarışma ödülleri (5-6 Aralık)
En İyi Film: Sarmaşık (Bilge Elif Turhan)
En İyi Yönetmen: Tolga Karaçelik (Sarmaşık)
En İyi Senaryo: Tolga Karaçelik (Sarmaşık)
En İyi Kadın Oyuncu: Nuray Yeşilaraz (Kalandar Soğuğu)
En İyi Erkek Oyuncu: Nadir Sarıbacak (Sarmaşık)
En İyi Müzik: François Couturier (Rüzgarın Hatıraları) Eleonore Fournia (Kalandar Soğuğu)
En İyi Kurgu: Emre Şahin (Takım: Mahalle Aşkına)
En İyi Sanat Yönetmeni: Uykura Bayyurt (Takım: Mahalle Aşkına)
En İyi Görüntü Yönetmeni: Andreas Sinanos (Rüzgarın Hatıraları)
En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu: Çiğdem Selışık (Çırak)
En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu: Kaan Çakır (Muna)
Behlül Dal Jüri Özel Ödülü: Yağız Can Konyalı (Takım: MahalleAşkına)
Dr. Avni Tolunay Jüri Özel Ödülü: Kalandar Soğuğu (Yön: Mustafa Kara)
Film-Yön En İyi Yönetmen Ödülü: Selim Evci (Saklı)
En İyi İlk Film: Çırak (Yön: Emre Konuk)
Uluslararası Yarışma ödülleri
En İyi Film: Taşa Yazılmış Hatıralar /Memories on Stone
En İyi Yönetmen: Hany Ebu Esed (The Idol)
En İyi Senaryo: Alexandra- Therese Keining (Kayıp Kızlar/ Girls Lost)
En İyi Kadın Oyuncu: Alba Rohrwache (Yeminli Bakire/Sworn Virgin)
En İyi Erkek Oyuncu: Haydar Şişman (Kalandar Soğuğu)
En İyi Müzik: Eleni Karaindrou ve Irena Popoviç (Kuşatılmış/Enclave)
Jüri Mansiyon Ödülü: Devrimciler/ Pioneer Heroes
* Kısa Film Seçkisi İzleyici Ödülü- Zilan
* Belgesel Seçkisi İzleyici Ödülü- Zerk
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.