Kendisine tecavüz eden adamın kafasını kesip köy meydanına atmıştı Nevin. Her birimize güç veren bu eyleminden tanıyoruz onu. Sadece av tüfeğiyle öldürmekle kalmamıştı evet, yineliyorum “İşte namusuma uzananın kellesi” diyerek tecavüzcünün kafasını kesip meydana atmıştı. Bu erkeği yaşatmadığı için, ibretlik olsun diye köydeki diğer fahri tecavüzcülere de dersini verdiği için Nevin’e en içten teşekkürü borcum […]
Kendisine tecavüz eden adamın kafasını kesip köy meydanına atmıştı Nevin. Her birimize güç veren bu eyleminden tanıyoruz onu. Sadece av tüfeğiyle öldürmekle kalmamıştı evet, yineliyorum “İşte namusuma uzananın kellesi” diyerek tecavüzcünün kafasını kesip meydana atmıştı. Bu erkeği yaşatmadığı için, ibretlik olsun diye köydeki diğer fahri tecavüzcülere de dersini verdiği için Nevin’e en içten teşekkürü borcum biliyorum.
Yıllarca tecavüze uğradığını gizleyerek yaşamaya çalışan kadınların, tecavüzcülerle evlendirilen çocukların, intihar etmek zorunda kalan, tecavüze uğradığı için suçlanan, ayıplanan, öldürülen kadınların intikamını almıştı. Bunları planlı bir öç alma ya da takdir için yapmamıştı. Sadece hayatına sahip çıkmak istemişti, sadece bedenini savunmak istemişti…
Kadınlar olarak, hepimizin her gün farklı şekillerde maruz kaldığı erkek şiddetinin bir başka boyutunu yaşamıştı. Beş aylık hamileydi adamı öldürdüğünde. Silah zoruyla tecavüze uğramasının yanı sıra istemediği bir çocuğu dünyaya getirmek zorunda kalmıştı. Nevin, yaptığı eylemle bizlere devleti pek yakından tanıdığını da göstermişti. Sokakta elini kolunu sallayarak gezen tecavüzcüler varken, kadın katili erkeklere tahrik indirimleri uygulanırken onlardan adil bir çözüm bekleyemezdi. Ona bu şiddet uygulanırken sesi çıkmayan, tecavüze ortak olan köy halkından yardım isteyemezdi.
İçinde bulunduğu kelimelerle tariflenmesi zor durumda şiddete şiddetle karşılık vermekten başka bir seçeneği var mıydı? Evet, tabi ki vardı. Korkabilirdi; tecavüzcünün ona defalarca kez tecavüz etmesine göz yummak zorunda kalabilirdi, adamın her gün uygulayacağı psikolojik şiddete dayanmaya çalışabilirdi, her gün onu dövmesine ses çıkarmayabilirdi ve en nihayetinde adamın bir gün gelip kendisini öldürmesini engelleyemeyebilirdi. Ama bunu yapmadı Nevin, öldürülmeyi beklemedi! Bunu yapmayarak bizlere adaleti nasıl kendi elleriyle getirdiğini gösterdi. Cesareti bizlere yürek, erkeklere ise korku verdi.
Erkek olan yargı da epey ürktü pek tabi bu durumdan, Nevin’e müebbet hapis cezasını uygun gördü. Baştan sona adaletsizliklerle dolu olan ve baştan sona erkek akılla işleyen bir kurum olarak görevini yerine getirdi. Nevin’i örnek kadın olarak görmeyelim istedi. Onun gücünden güç almayalım istedi. “Bak böyle yaparsan sonun böyle olur” demek istedi. Ancak bilemedi ki bizlerin hayatları, bedenleri o kadar değersiz değil! Bilemedi ki gerekirse ölümle yüz yüzeyken ben ölmem, öldürebilirim! Bir kadın olarak tecavüzcü erkeği öldürebileceğimi Nevin’in bana göstermesini engelleyemedi. Sonucu ne olursa olsun bunu göze alabileceğimi düşünmemi engelleyemedi. Onun cesareti tüm bu adaletsizliklerin çoktan önüne geçmişti.
Artık, başka bir tecavüzcü erkeğin öldürülmesinin caydırıcı bir hareket olacağını düşünebilirim. Artık, tecavüzcü devletten bir çözüm beklemeyerek adil olanı uygulayabilirim. Artık, böylesi bir durumda intiharı düşünmektense Nevin’in yolundan gitmeyi göze alabilirim. Bunları çoktan düşünmüş olmamızın önüne geçemeyen, bizleri korkak ve aciz olarak görmek isteyen devlet için ise artık çok geç. Biz kadınlar artık, Nevin’in cesaretine kendimizin de sahip olabileceğini biliyoruz. Hepimize örnek olan, isyanımızı bir adım öteye taşıyan, eylemiyle kadın dayanışmamızı derinden güçlendiren Nevin, defalarca teşekkürler sana!
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.