Başbakan Yardımcısı Yalçın Doğan, İçişleri Bakanı Efkan Ala, AK Parti Grup Başkanvekili Mahir Ünal, Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarı Muhammed Dervişoğlu, HDP Grup Başkanvekilleri (İmralı Heyeti) Pervin Buldan, İdris Baluken, HDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, 28 Şubat’ ta Dolmabahçe’deki Başkanlık Ofisi’nde bir araya gelerek birlikte“Çözüm Süreci” için 10 maddelik bir açıklama ile birlikte, Öcalan’ın […]
Başbakan Yardımcısı Yalçın Doğan, İçişleri Bakanı Efkan Ala, AK Parti Grup Başkanvekili Mahir Ünal, Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarı Muhammed Dervişoğlu, HDP Grup Başkanvekilleri (İmralı Heyeti) Pervin Buldan, İdris Baluken, HDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, 28 Şubat’ ta Dolmabahçe’deki Başkanlık Ofisi’nde bir araya gelerek birlikte“Çözüm Süreci” için 10 maddelik bir açıklama ile birlikte, Öcalan’ın PKK’ye yönelik silah bırakma çağrısını duyurdular.
Bu, ilk kez birlikte yapılan bir açıklama idi ve “Tarihi barış çağrısı” olarak çok kişiyi heyecanlandırdı.
Başbakan Ahmet Davutoğlu da, Portekiz seyahati öncesinde Öcalan’ ın silahların bırakılması çağrısının ardından yeni bir döneme girildiğini söylese de, bölgenin en hassas konusu olan petrol bu kez gündeme geldi.
Enerji ve Tabii kaynaklar Bakanı Taner Yıldız Türkiye’nin Kandil Dağı eteklerinde petrol arayacağını şu sözleri ile ifade etti; “Bizim Bağdat’la yaptığımız anlaşmalar, Kuzey Irak ile alakalı yaptığımız sözleşmeler çerçevesinde hemen Kandil Dağı eteklerinde bloklarımız var. Ve Hindırın ve Çoman sahalarında petrol arayacağız. Ben o yolun da açılacağına bu manada inanıyorum. Enerji sektörünün de çözüm süreci ile beraber yeni çalışma alanının oluşacağına inanıyorum.”
Neden bu çalışma başlatıldı?
Aslında, 2012 yılında PKK’ nin merkez kampının bulunduğu Kandil Dağı Bölgesinden toprak ve taş örneklerini İngiltere’ ye göndererek bir çalışma başlatılmıştı.
Eylül 2012 tarihinde bir internet sayfasında yayınlanan haberde, 1901 yılında II.Abdülhamid’e sunulan “Osmanlı Döneminde Irak” isimli kitapta yer alan, Alman maden mühendisi Paul Groskoph ve Habip Necip Efendi yönetimindeki araştırma ekibinin yaptığı petrol haritası için Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız şöyle diyordu: “Bakanlık koltuğuna oturduğumda en çok merak ettiğim şeylerden biri de II.Abdülhamid’ in petrol haritalarıydı. Musul ve Bağdat’ı içine alan bir daire içerisinde yaptırılan, belli bilimselliği olan bir harita. Bugün bilinen sahaların pek çoğu bu haritada görülüyor. 100 yıl önce hazırlanan bu harita geçerliliğini koruyor. Bu harita, şu anda Batman ve Adıyaman gibi bizim de petrol aradığımız yerleri içeriyor.”
Yıldız’ın sözünü ettiği haritada kalan bölgenin dışında, daha önce yazdığım (bloğumda var) “Chester Projesi” petrol demiryolunda” analizimde ki haritada, petrolün sadece Kandil Dağı eteklerinde değil, Kuzeye Türkiye’nin içlerine doğru uzandığını da görebiliriz.
Kürt grupları ve bölge…
Rojova (Suriye’ nin Kuzeyi)’da Kürt gruplar olarak; ENKS (Suriye Kürtleri Ulusal Konseyi – Encûmena Niştimanî ya Kurd li Sûriyê ), YPG (Halkçı Koruma Birlikleri – Yekineyen Parastina Gel) PYD ( Demokratik Birlik Partisi – Partiya Yekîtiya Demokrat) var.
ENKS; Barzani ve Talabani’ye yakın partilerin oluşturduğu meclis, HDP; PYD ve YPG’ ye yakın. Ama PYD’ de Öcalan’a yakın.
Sıkça duyduğumuz bu grup-meclis-parti-örgütlerden başka Kürt siyasetinde pek çokları var. Öcalan çizgisinde bulunan bütün örgütle ise, KCK ( Kürdistan Topluluklar Birliği – Koma Civakên Kurdistan) adı altında toplanıyor. Ve KCK’ yönetimi de Kandil’ de bulunuyor.
Böylece Rojova’ya baktığımızda, hem Abdullah Öcalan, hem de IKBY (Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi) Başkanı Mesud Barzani ve Merkez Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani taraftarlarının olduğunu görürüz.
Merkez Irak, IKBY ve Rojova Bölgesine baktığımızda, Merkez Irak ile IKBY arasında petrol konusu tam bir anlaşmaya oturmamış olması aslında sorunun en büyüğü..! Nasıl mı?
Petrol…
Her ne kadar Erbil ve Bağdat petrol konusunda anlaşmış olsalar da, petrolün ihracında çok önem kazanan “petrol koridoru” olarak, Türkiye ve Rojava geçişi var. Bunun için de Barzani Türkiye ve Rojova’ da arayı bulmaya çalışıyor. Çünkü IKBY’ den gelecek petrolün Akdeniz’ e çıkması için Rojova ve Türkiye koridoruna ihtiyacı var.
Haritalara ve söylemlere bakacak olursak “Kürdistan” Batı-Güney-Kuzey ve Doğu 4 ayrı bölgeden oluşuyor ve bu bölgelerin de bir yönetimi olmalı. Bu dört ayrı yönetimde enerjide ki paylarını artırmak ve hakim olmak için Kürtler arasında süregelen bir anlaşmazlığın ve anlaşmak için de bir hayli zamana ihtiyaçları olduğunu düşünüyorum.
Merkez Irak ve IKBY’nin arasında ki petrol anlaşmalarına baktığımızda; Kasım 2014 tarihinde Erbil-Bağdat petrol anlaşmasını Irak Maliye Bakanı Hoşyar Zebari duyurmuştu. Fakat, Al Jezaare Türk’de yer alan habere göre, ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Jen Psaki günlük basın brifinginde bu anlaşmayı ilk adım olarak gördüklerini söyleyip:“Irak Federal Hükümeti ile IKBY arasında, Irak’ın hidrokarbon kaynakları konusunda adil ve kapsamlı bir çözüm bulma çabalarında ilk adım atılması yönünde anlaşmaya varıldığı açıklamasından memnuniyet duyuyoruz” dedi.
Erbil-Bağdat petrol anlaşmasını neden tamamlanmamış bir anlaşma olarak göremedi? Demek tam bir anlaşma olamamış!
Temenni…
Bütün bu siyasi olarak petrolün bulunduğu bölgelerdeki anlaşmazlıklar aslında “Çözüm Süreci”ni yavaşlatan ana konular olması hiç de küçük bir ihtimal değil..! “Çözüm Süreci” nde petrolün akmasından çok, öncelik kan akmadan olması ise en büyük dilek olmalı..!
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.