Genelde Kürdistan özelde Rojava en özelde de Şengal, Maxmûr ve en sonda en barbar saldırıların gerçekleştiği Kobanê’ye yönelik planların ne denli kirli, çirkin ve hangi amaçlarla yapıldığı birçok kesim, yazar, aydın, siyaset uzmanı ve analist tarafından yazıldı. Bu çirkin, kirli planların içinde olan uluslararası, bölgesel ve bazı Kürt işbirlikçi güçleri hakkında da çok şey yazıldı. […]
Genelde Kürdistan özelde Rojava en özelde de Şengal, Maxmûr ve en sonda en barbar saldırıların gerçekleştiği Kobanê’ye yönelik planların ne denli kirli, çirkin ve hangi amaçlarla yapıldığı birçok kesim, yazar, aydın, siyaset uzmanı ve analist tarafından yazıldı. Bu çirkin, kirli planların içinde olan uluslararası, bölgesel ve bazı Kürt işbirlikçi güçleri hakkında da çok şey yazıldı. Hedef ve amaçları belli yönleriyle ortaya konuldu.
Neden IŞİD, Rojava, Şengal, Maxmûr, özelde de Kobanê diye çokça sorusuna belli yönleriyle cevap da arandı. Rojava, Şengal, Maxmûr ve özellikle de Kobanê’nin hedeflenmesi Kürt Özgürlük Hareketi’nin hedeflendiği yine bununla Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın özgürlükçü, demokratik, halkların kardeşliği ve cinslere özgürlüğün hedeflendiği de çeşitli biçimlerde dile getirildi. Bu yönlü KCK, PKK ve diğer demokratik kurumların açıklamaları oldu. Adı geçen bu yerlerin hedeflenmesinin çok sıradan bir plan olmadığı, hedeflenenin basit olmadığı değişik şekillerde belirtilmişti. Yapılmak istenenlerin neler olduğuna dair de çok şey yazıldı. Bu planın görünen aktör ve hedefleri belli boyutlarıyla ortaya konuldu değişik şekillerde. Planın içinde bölgesel ve Kürt işbirlikçi güçleri de vardı. Ancak Türkiye başta olmak üzere bölgesel güçler ile Kürt işbirlikçileri planda kullanıldıkları bariz bir biçimde ortaya çıktı. Neden mi?
Rojava, Maxmûr özellikle de Kobanê’nin hedeflenmesi Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın çizgisi hedeflenmiş olsa da altında en temelde ise ABD ve müttefiklerinin yaratmak istediği inanç çatışması var. Şengal ile birlikte bu tamamen açığa çıktı. Bu plan 2000’li yıllarda ABD tarafından geliştirildi ve çeşitli biçimlerde bölgede devreye sokulmaya çalışıldı. 2001 yılındaki İkiz Kulelere saldırıdan sonra ‘Terörle Mücadele’ Afganistan’da başladı. Bu plan her dönemde çeşitli kılıflarla yürütüldü. Üretilen ve uluslararası ile bölgesel boyut kazandırılan çeşitli yöntemlerle bu planlar uygulandı. Êzidîler yüz yıllar boyudur inançlarından zerre kadar taviz vermeden kutsal toprakları olan Şengal’de yaşamayı sürdürdüler. Hiçbir iktidar odağını aralarına kabul etmediler. Her ne kadar bazı güçlere yakın içinden şeyler çıksa da halk olarak hiçbir güce dayanmadılar. Bundan dolayı hedeflenerek bölgeden çıkarılmak istendiler. Onların yerine ise Sünni İslam inancı yerleştirme amaçlıydı. Maxmûr yirmi yıldan beridir Türkiye devletinin boşaltmak istediği kamptır. Çeteler eliyle aslında kampta yapılmak istenen bir katliamdı. Kürdistan toprağı görülmeyen bu bölgeye Sünni Araplar yerleştirilmek istendi. Ancak her dönemde bu plan uygulanmaya çalışıldı. Bununla kuvvetle gelişme ihtimali olan Kürt Şia ittifakının önüne geçilmeye çalışılıyor.
Rojava, Şengal, Maxmûr ve özellikle de Kobanê’nin yapılmak istenenlerin başında demografik yapının değiştirilmesi geliyor. Bunun yapılması için Rojava Devrimi’nin başından Rojava’yı boşaltma planları yapıldı. Bazı Kürt grupları bunun kendileri için bir yarar olabileceğini düşünerek plana dahil oldular. En fazla da onlar uygulamaya çalıştılar. Kendi iktidarlarını yayma amacıyla bunu yaptılar. Baştan beri bu planın Kürt ve bölge demografik yapısının üzerinde olduğunu görmediler. Siyasi sığlık ve iktidar hırsından ötürü Kürtler üzerindeki bu büyük tehlikeyi ya görmediler ya da görmek istemediler. Ama sonunda göz yumdukları ateş kapılarının önünü de sarmaya başlayınca bir nebze de olsa gerçeği gördüler.
Bu uygulamalarda ne fazla rol oynanan bölge ülkesi Türkiye oldu. Değiştirilmek istenen Demografik yapıyla aslında Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın özgürlükçü çizgisi temelinde gelişen Rojava Devrimi’ne engel olunmak istendi. Ancak Bu ters tepti. Zira devrim sadece Rojava ile sınır kalmadı. Kuzey Kürdistan’ı boydan boya sarmaya başladı. Bunun yanı sıra en önemli gelişme ise devrimin Güney ve Doğu Kürdistan’a da etkili olmaya başlamasıydı. Çünkü Kobanê saldırılarından sonra Doğu Kürdistan ile Güney Kürdistan’da Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın esaretinden sonra ilk defa bu denli kitlesel eylemler yapıldı. İlk defa Doğu ve Güney halkı her yerde serhildanlara kalkarak Kobanê ve Rojava Devrimi’ni sahiplendi.
Üst boyutta sahiplenme ve serhildanlar ile HPG, YPG ve örgütlendirilen halkların silahlı güçleri kirli ve çirkin olan bu planlar karşısında direnilince kazanılacağını ispatladı. Bu direniş, serhıldanlarla da tamamlanınca direnenlerin kazandığını ve kazanmaya devam ettiğini kanıtladı. Bu aynı zamanda insanlığın bir özgürlük ve kölelikten kurtuluş çizgisi olan Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın çizgisinin gücünü ortaya koydu. O yüzden Rojava, Şengal, Maxmûr, özelle de Kobanê gerek ulusal gerek uluslararası alanda yankı yarattı. Bunu belirleyen ise görkemli, tarihi ve destansı direniş oldu.
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.