AUAP 2038 trafik etütü; “2023 Gökçek üst planının” mantolanmış ve badanalı halidir! Saptama: Elimizdeki analiz kitapçıklarının çoğu bir ulaşım master planı çalışması için öncelikle yapılması gereken temel çalışmalar olmayıp, trafik çalışması üzerine kurulmuş olup, bir ulaşım ana planı yapımı için yeter şartları sağlamamaktadır. Anket çalışmalarının (70 gün üst geçidi gibi) “70 gün” gibi kısa bir […]
AUAP 2038 trafik etütü; “2023 Gökçek üst planının” mantolanmış ve badanalı halidir!
Saptama: Elimizdeki analiz kitapçıklarının çoğu bir ulaşım master planı çalışması için öncelikle yapılması gereken temel çalışmalar olmayıp, trafik çalışması üzerine kurulmuş olup, bir ulaşım ana planı yapımı için yeter şartları sağlamamaktadır. Anket çalışmalarının (70 gün üst geçidi gibi) “70 gün” gibi kısa bir sürede bitirilmesi de o çalışmanın başarısı ile doğru orantılı değildir. Proje ofisinin teşhir ettiği konu; Visum kent veri programıdır. Bu da bir “ulaşım modeli” değildir. Dolayısıyla proje ofisinin ürettiği, analitik etütler; bir “plan” oluşturulması için zayıf ve kurgusu sakat bir çalışmadır. Dolayısıyla eldeki kitapçıkların tek tek incelenmesi ve kitapçıklar bazında eleştirilmesi mümkün de olabileceği gibi, bunun kamuoyunu anlamsız polemiklere, ansiklopedik bilgilere sürüklemenin yanında bol sıfırlı sayılara boğma gibi bir tehlikesi de vardır.
Bunun yerine, ilgili çalışmanın şu haliyle, sonuç ürün olan bir yeni “plan” oluşturmak için yönteminin yanlış olduğunu söyleyebiliriz. Çalışmanın yönteminde çok ciddi bir sıkıntı var. Çalışmada kullanılan model(leme) belli değil. Bunun bir “eksiklik” ve/veya “hata” değil bir teknik skandal olduğu rahatlıkla söylenebilir.
Bu nedenle, vakit kaybetmemek açısından bir ulaşım planlaması çalışmasında öncelikle olmazsa olmazların belirtilerek; kamuoyunu genel olarak bilgilendirmenin daha yararlı olacağı kanısındayım.
Bu amaçla;
AUAP 2038 proje ofisi; kendi ifadeleriyle ismi, “Ankara Metropolitan alanı ve yakın çevresi ulaşım ana planı” olan çalışmanın “yöntemi” ve analiz kitapçıkları teknik açıdan ve planlama ilkeleri doğrultusunda incelenmiş, çalışmanın özüne yönelik genel saptamalarım aşağıdadır.
a) Çalışmanın planlama/sorun odaklı olmadığı,
b) Sonuç ürün olan “planı” oluşturmak için izlenen bilimsel yöntemin teknik açıdan dağınık ve belirsiz olduğu,
c) Çalışma alanı sınırı (dolayısıyla plan bölge sınırı) ve/veya Metropolitan etki alanı ve hinterlandının belirlenmesine yönelik bir ön çalışmanın yapılmadığı,
d) Çalışmanın bir “model(leme)” üzerine kurgulanmadığı ancak bir bilgisayar programı yazılımından bahisle, bunun sanki bir modelmiş gibi algılatıldığı,
e) Bir fiziki üst plan türü olan; “Çevre düzeni nazım imar planı” çalışmasına yönelik arazi kullanım kararları ve ulaşım öngörülerini döngüsel ve karşılıklı ilişkiler bütünü içinde sorgulayan bir süreçten ziyade; trafik etüd çalışmalarına indirgenmiş olduğu,
f) Hane anketi ve güzergah çalışmalarının yoğun olarak yapıldığı dönemde belediye yol çalışması nedeniyle, örneklem alanının yok olması nedeniyle anketlerden sağlıklı sonuç çıkmayacağı bilindiği halde anket çalışmalarına devam edildiği, saptanmıştır.
g) Gökçek verisi bir nazım kent planı veri alınarak ulaşım şeması yapılacağı,
h) Önce ulaşım planının yapalım sonra arazi kullanımlarına yönelik nazım kent planı büyüklüğü ve gelişme şemasını çıkarırız gibi bir yaklaşım planlama disiplini ve şehircilik ilkeleri gereği mümkün olmadığı,
i) Çalışmada kullanılan yöntemin, bilgisayar yazılımının ve yapılan alt çalışma konularının, işveren tarafından sipariş edildiği,
j) Gelecekteki arazi kullanım kararlarına göre yolculuk atamalarının yapılmadığı kısa erimli , 3. sınıf bir trafik (ulaştırma) etüt çalışması olduğu, (Bir örnek vermek gerekirse; 38 bedene göre dikilmiş bir gömleği 23 bedene uydurmaya yönelik bir dikim işi.)
k) Belediyenin uygulanan ve uygulama aşamasında olan alt ölçekli planların hangi projelerin planda yer alması konusunda bir analitik etüt ve analiz çalışmasına ve projelerin fizibilite raporlarına çalışma kitapçıklarında rastlanılmadığı,
l) Üst ölçekli çevre düzeni nazım imar planı öngörüleri ile oluşturulması beklenen gelecekteki arazi kullanım kararları (1/25.ooo,1/50.000) ölçekli) ile bütüncü ve birbirini tamamlayan geri beslemesi olan bir “ulaşım -plan- çalışması” olmadığı,
m) Gökçek’in kehanetlerini gerçekleştirmeye yönelik hayali ve sezgisel bir nazım plana referans veren analiz çalışmaları olduğu anlaşılmış olup,
Bilindiği üzere; “Trafik etütleri çalışması”, bir ulaşım ana planı yapmak için başlı başına yeterli bir parametre değildir. Kentsel makroformu ve gelişim yönlerini saptamak için; yapısal –fiziki planından bağımsız bir ulaşım deseni çıkartılması ise mümkün değildir. Ayrıca raporda geçen “strateji planı” veya “stratejik planlama” kavramından proje ekibinin “planın stratejileri” deyimini algılaması ise; hayli trajikomiktir. Bu bağlamda; ortaya çıkan ve belirli bir kesimle paylaşılan analiz kitapçıkları yığını bizi sonuç ürün olan nihai bir plan olan, fiziki bir üst plana götürmeyecekse; tek seçenek kalıyor demektir. O da; Gökçek’in kendi kafacığındaki tamamen sübjektif ve sezgisel planını olumlayacak/aklayacak, trafik etütlerinin sayısal yığınlarından yararlanılmaya çalışılacağıdır! Bu değerlendirme; aslında iddia edildiği gibi Ankara’nın 25 sene sonrasının vizyonlandıran bir çalışma olamayacağı gibi, bir sene sonrasını yani önünü bile göremeyen bir plan trajedisini de beraberinde getirir. Sonuç olarak; birbirinden bağımsız ve çalışmanın ana amacı ve bütününden kopuk plan odaklı olmayan analiz kitapçıklarının bir senteze ve oradan da bir “plana” gitmesi olanaksızdır. Aslında çalışmanın bu temel sorunu; çalışmanın bir “hatası” veya olası “eksikliği” olarak hafife alınamayacak kadar vahimlikte bir “mesleki ve bilimsel” SKANDAL dır. Daha en başında; “olmazsa olmaz” koşullarını yerine getiremeyen “AUAP 2038” çalışmasının gümlediği ve kendisini “yok hükmüne” soktuğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.
Bu açıdan “PLANI” beklemek ve plan üzerinden polemiğe girmek gibi bir hatayı şahsım adına yapmam. Gelinen bu noktadan sora planı ve detaylarını ve teferruatlarını eleştirmek kamuoyunun kafasını bulandırmaktan başka bir şey ifade etmez. İşin esası ve özü gereği başarısızlığa mahkum bir planı ciddiye almak gibi bir gereksiz bir sürecin Ankara’ya ve kentlisine vereceği bir yarar yoktur. Zaman kaybıdır. Meslek insanı sorumluluğu ve akademik duyarlılığım gereği; aşağıda ilgililere bir öneride bulunuyorum: Bir planı yapan da onaylayan kadar hukuki ve teknik açıdan sorumluluk altındadır.
Dolayısıyla yapanın da, (müelliflerinin de) onaylayan kurumun da yanına kar kalmaması açısından; Üniversite proje şubesinin, ilgili çalışma ve paftalarını “üniversite çalışmasıdır” şeklinde bir ibare ile belediyeye tesliminden önce Noter’e onaylatması çağrısında bulunuyorum.
Yavan ve avam vizyonlu bir avuç başarısız ve pek bir paragöz bu uyanık “proje simsarları”; üniversiteleri sığınak olarak kullanarak, şark kurnazı iş ortaklarıyla 3. sınıf taşeronluk yapmalarının; üniversite içindeki “ehl-i iş”, gerçek toplumcu akademisyenler tarafından “KURUL KARARLARI” yolu ile başarı ile önüne geçildiği ve dehlendiklerine dair üniversite tarihinde sayısız örnek vardır.Üniversitenin mahzenleri “ölü projeler” ile doludur.
Gereği düşünüldü.
Hüküm;
Sembolik olarak Üniversite şemsiyesi altında yapılan Gazi Üniversitesi hocalarının yaptığı AUAP 2038, çalışma analizlerinin sonucundan sağlıklı bir ulaşım deseni ve revizyon nazım imar planına gidilemeyeceği, eldeki final çalışma ürünlerinin kolaj ve eklektik olması nedeniyle şehircilik ilkeleri ve planlama disiplinine aykırı olup, “katılımcılık ilkesi” gereği ile de toplum yararı olgusu ile de çelişik, (al gülüm ver gülüm) çalışması olması bakımından “yok hükmündedir.”
Gazi Üniversitesi ve belediyesi AUAP proje ofisinin analiz çalışması kitapçıklarının incelenmesi sonucunda, çalışmanın yöntemi ve modeli konusunda bazı tereddütlerimiz var.Bu çalışmanın sonucundan, sonuç ürün olarak bir ” fiziki plan” çıkması teknik açıdan zor.Dolayısıyla,kamuoyunu anlamsız polemiklere çekmemek ve öncelikle tartışmaları “plan” üzerinden odaklayarak bir oldu bittiye getirmemek ve kelime oyunlarına mahal vermemek için; çalışmanın analizlerinin, sürecin ve kullanılan yönteminin planlama disiplini açısından incelenmesi için YÖK başkanlığı tarafından görevlendirilecek bağımsız bir komisyonun kurulması ve plana temel teşkil edecek ön çalışma raporlarının teknik inceleme ve denetiminin yapılması çağrısında bulunuyoruz.Bu süreç işletilmeden, çalışma altlığı sakat olan çalışmanın ürünü olacak ve 3 hafta sonra ilan edileceği söylenen fiziki üst ulaşım planının değerlendirmesini yapmak abesle iştigaldir.
* Tahir Çalgüner
Akademisyen, Y. Şehir ve Bölge Plancısı
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.