Haziran ayaklanması, başka bir toplumsal momentin üzerinde konumlandığımız, yeni bir politikleşme döneminin başlangıç ibresini gösteriyor. Muktedirlerin; tüm yaşam alanlarını kuşatma altına almış devlet mekanizmaları, Haziran’da doğan yeni toplumun muazzam karakteriyle çözülüyor, tüm ezberleri alaşağı edip, yeni bir dönemin başlangıcını işaret ediyordu. Yeni bir dilin ve bilincin inşa edildiği bir başlangıç. Haziran direnişi asla yalnızca, bir […]
Haziran ayaklanması, başka bir toplumsal momentin üzerinde konumlandığımız, yeni bir politikleşme döneminin başlangıç ibresini gösteriyor.
Muktedirlerin; tüm yaşam alanlarını kuşatma altına almış devlet mekanizmaları, Haziran’da doğan yeni toplumun muazzam karakteriyle çözülüyor, tüm ezberleri alaşağı edip, yeni bir dönemin başlangıcını işaret ediyordu.
Yeni bir dilin ve bilincin inşa edildiği bir başlangıç.
Haziran direnişi asla yalnızca, bir “eylemlik”ten ibaret değildi, toplumsal bir diriliş ve direniş bayrağının kendisini tarifliyordu.
Gezinin kendine has bir karakteri, devinim halinde, saçılıp, yayılan zenginleşen bir külliyatı vardı. Direnişin, dokusu, gerilimleri, derinliği ve gücü, alışılagelen tüm örgüt ve mücadele biçimlerini, mevcut politik ortamı aştı. İktidarın başına musallat olan/olacak yeni direniş ve mücadele biçimlerini açığa çıkardı, hareketin kendi sözünü, dilini, ruhunu oluşturan yeni dinamikler üretti, üretmeye de devam ediyor.
Gezi Komünü, keşfederek, deneyimleyerek yol alan bir “arayış siyasetinin” kendisini oluşturuyor aslında, yol yürürken de yeni siyaset ve örgütlenme tarzlarını/modellerini yeşertiyor.
Haziran ayaklanmasını niteleyen, önemli temel unsurlardan biri; Gezi pratiğinin külliyatından doğan forumlar idi.
AKP iktidarının amentüsü halini almış neo-liberal politikalarla bezenmiş ve “ılımlı islam” konseptiyle soslanmış yeni insan/yaşam tahayyülüne karşın; Haziran’la birlikte, halkın başka bir yaşam talebi üzerinden şekillendirdiği ve komün ruhunu taşıyan forumlar, meclis tarzı örgütlenme zeminini oluşturan yeni bir alternatifi doğurdu.
Parklarda yapılan forumlarda halk, ortak müştereklerde buluşarak, tüm farklılıklarla birlikte yaşanabileceğini gösteriyor ve kendi mekanizmalarını üretebilen bir alanı inşa ediyor.
Alışıldık siyaset anlayışından farklılaşan alternatif bir siyasetin öğrenildiği ve örüldüğü forumlar, kamusal alanları halk meydanlarına dönüştürme potansiyeli de taşıyor.
Forumlar, halkın, karar alma mekanizmalarında daha aktif bir şekilde yer alma ve “temsil edilen” olmanın esas olduğu temsili demokrasinin ötesine geçerek doğrudan demokrasi talebinin fiilen gerçekleşmesinin zeminlerini örüyor.
Bu minvalde, önümüzdeki dönem için forumlar kilit bir önem taşıyor.
***Doğrudan demokrasi pratiği
Gezi sonrasında, parklardan mahallelere, sokaklardan üniversitelere ve günümüzde giderek fabrikalara yayılan forumlar; halkın kendisine, ortak sorunlarına ve geleceğe dair söz ürettiği, kendi kurallarını, kendi dili ve anlayışını inşa ettiği bir doğrudan demokrasi pratiğinin ta kendisi.
Gezi ruhunun yerelleşmesi ve aynı zamanda açığa çıkan yeni toplumsal dinamiklerin ete kemiğe bürünmesi için harekete nitelik ve olgunluk katan önemli bir pratik olan forumlar, açığa çıkan siyasal enerjinin yayılması, kalıcılaşması ve sürekliliğini muhafaza edebilmesi için somut bir yaratıcı hamle.
Haziran’dan Eylül’e ve şimdi Eylül’den Mayıs’a, iktidara, sürekli attığı “bu daha başlangıç” parolasıyla, sürekli randevu kesiyor.
” Gezi sönümleniyor, forumlar bitiyor” kuru lakırdılarına karşın, sonbahar’da, park forumları, sokak ve mahalle meclislerine, dernekleşmelere ve işgal evlerine dönüştü. Kendi temsilcilerini kendi öz deneyimleriyle seçerek ve Forumlar Arası Koordinasyonu kurarak, yeni dönemin yapı taşlarını ördü, güç biriktirdi.
***Forumlar canlanıyor
Baharın gelmesiyle birlikte, forumlar yeniden parklara dönmeyi konuşuyor.
Artık daha deneyimli, kolektif tartışabilme kabiliyeti kazanmış, öz yönetim mekanizmaları daha güçlü, kamusal alanları yeniden zapt etmeye niyetli. İçinde, demokratik halkçı bir zeminde iktidara yürüyüş tohumlarını taşıyor.
Gezi ve sonrasında şekillenen süreç, gelecek dönemde nasıl bir yol haritası izlenmesi gerektiğine dair, muazzam ipuçları da verdi.
Burada sol/sosyalist güçlere öncü sorumluluklar yükleniyor.
Haziran ayaklanmasından itibaren çok fazla eşik atlandı. Direniş barikatlarından, forumlara sıçrandı ve her türlü hak savunusunun meşru olduğu yeni bir politik iklim şekillendi.
Gezi komününün dinamikleriyle ve isyanın toplumsal hafızada biriktirdikleriyle hassasça ilişkilenerek, her adımda bir sonraki adımı daha da büyütebilecek bir örgütlenme hattı inşa edilebilir.
Forumlar, muhalefet etme pratiklerine niteliksel bir sıçrama kazandırabilir.
Gezinin açığa çıkardığı farklı toplumsal inisiyatiflerin ortaklaştığı uygun örgüt ve hareket biçimleri içinde, somut, yaşayan ve meşru toplumsal ittifaklar kurulabilir, yeni direniş odakları ortaya çıkarılıp somut kazanımlarla gidilebilir.
Daha ötesinde, yeni dönemde forumlar, stratejik bir hattın zeminine yerleşerek, bir başka toplumun nüvelerinin kolektif inşasına evrilebilir.
Forumların kazanacağı başarı, kazanılabilir bir hedef olarak ilk hamle olabilecek, “demokratik cumhuriyet”in fiilen ve meşru zeminde ve egemenlere kendisini dayatarak kurulmasının en güçlü maddi zemini olabilir.
Halkın kendi çıkarları doğrultusunda belirlenen somut ve sonuç alıcı hedeflere odaklanarak; Gezi’nin taleplerini yükseltecek ve söz-yetki ve karar mekanizmalarına halkın kendisini yerleştireceği mecralar oluşturulabilir.
Halk meclisleri kurma eşikleri, halkın iradesini güçlendireceği ve iktidara doğru yürüyüşünün olasılıklarını zorlayabileceği forumlarla aşılabilir.
Forumlar, kitleleri tepkisel kitlesellikten, örgütlü ve politik kitleselliğe sıçratabilecek muazzam bir örgütçü tarzı içerisinde barındırıyor.
İktidarın da en büyük korkusu, forumlarla birlikte oluşabilecek örgütlü bir halk iradesi değil mi?
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.