Yatağan Termik Santrali ve kömür ocaklarının özelleştirmesini protesto eden Yatağan işçileri günlerdir Ankara sokaklarında eylem yapıyor. Özelleştirilmelerin durdurulması için eylem yapan işçiler çok kez de polis şiddetine maruz kaldı. Hala akıl ve vicdanlarını ‘haksızlıkla’ kar etme hırsında olanlar var. Yatağan işçilerini bu şekilde suçlayanlar var. Bu ülkede ne zaman bir özelleştirme yapılsa her zaman önce […]
Yatağan Termik Santrali ve kömür ocaklarının özelleştirmesini protesto eden Yatağan işçileri günlerdir Ankara sokaklarında eylem yapıyor.
Özelleştirilmelerin durdurulması için eylem yapan işçiler çok kez de polis şiddetine maruz kaldı.
Hala akıl ve vicdanlarını ‘haksızlıkla’ kar etme hırsında olanlar var. Yatağan işçilerini bu şekilde suçlayanlar var.
Bu ülkede ne zaman bir özelleştirme yapılsa her zaman önce çalışanlar sonra hepimiz mağdur olduk.
TEDAŞ özelleşti: Elektrik fiyatlarına yüzde 100 zam geldi. Sokak aydınlatmaları dahi bizlere ödetiliyor.
TEKEL özelleşti: Piyasada kol gezen yüzde 30 oranında kaçak sigaranın ne önüne geçilebiliyor ne de vergisi alınabiliyor.
Telekom deseniz hepsini solladı.
Türkiye bu deneyimi ‘kalkınıyoruz’, ‘ilerliyoruz’, ‘büyüyoruz’ ifadeleriyle yana döne acısını çekti. Çekmeye de devam ediyor.
Şimdi de biraz daha modernize edilen argümanlarla aynı gerekçeler öne sürülüyor:
CARİ AÇIĞI KAPATIYORUZ!
Yatağan Termik Santralleri’nin özelleştirilmesine yönelik Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, ‘cari açığı’ kapatacakları için bu işlemi yapacaklarını söylüyor.
Asgari ekonomik bilgisi olan dahi bu ifadelere güler ama ben bir de söz konusu işleme yönelik gerçek verileri sunmak istiyorum.
Özelleştirilen YEAŞ, KEAŞ ve YLİ’nin bugüne oranla toplam maliyeti; 2 Milyar 887 Milyon Dolar,
Bu işletmelerin yıllık karı ise 12 Milyar 500 Milyon Dolar,
Yıllık 12 Milyar 500 Milyon Dolar kar bırakan ve ana sermayesi ise 2 Milyar 887 Milyon Dolar olan işletmeler kaça satılıyor?
2 Milyar 600 Milyon Dolar’a…
Yani yıllık 12 Milyar 500 Milyon Dolarlık kardan vazgeçip, maliyetinin dahi altında satışa sunuluyor.
Şimdi hikaye yatağan işçilerinden de çıkıyor.
Yapılan bu özelleştirmeden sadece yatağan işçileri değil, Türkiye zarara uğratılıyor.
Gerekçe:
“Cari açığı kapatıyoruz”
Sayın Bakan, böylesi zararla sonuçlanabilecek bir şekilde cari açığı kapatmak istiyorsa; örtülü ödeneklere, nereye gittiği belli olmayan belediye giderlerine, makamını kullanarak yurtdışında absürt harcamalar yapanlara bir göz atsa yeter.
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.