Anadolu Ajansı’nın Dr. Melike Erdem’in ölümün hemen ardından yaptığı “Sabim şikayet değil bilgi için aranıyor” haberi üzerine Dr. Ali Çerkezoğlu , Hastalarla hekimleri karşı karşıya getiren, hasta ve hasta yakınlarının öfkelerini hekim ve sağlık çalışanlarına şiddet olarak yönlendirmesinde önemli payı olan bu hattın kapatılması gerektiğini söyledi Anadolu Ajansı’nın bugün “SABİM şikayet değil bilgi için aranıyor” […]
Anadolu Ajansı’nın Dr. Melike Erdem’in ölümün hemen ardından yaptığı “Sabim şikayet değil bilgi için aranıyor” haberi üzerine Dr. Ali Çerkezoğlu , Hastalarla hekimleri karşı karşıya getiren, hasta ve hasta yakınlarının öfkelerini hekim ve sağlık çalışanlarına şiddet olarak yönlendirmesinde önemli payı olan bu hattın kapatılması gerektiğini söyledi
Anadolu Ajansı’nın bugün “SABİM şikayet değil bilgi için aranıyor” başlığıyla bir haber yayımladı. Habere göre SABİM’i günde 6 bin kişi arıyor. Bu aramaların yüzde 75’i bilgi edinmek, yüzde 15’i öneri, yüzde 6’sı teşekkür, yüzde 0,5’i şikayet, yüzde 3,5’i diğer nedenlerle yapılıyor.
Ajansın Dr. Melike Erdem’in SABİM’e gelen şikayetlerden sonra intihar etmesi ve SABİM’in kapatılması için yapılan çağrıların ardından yapılması dikkat çekti.
Haberle ilgili olarak İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Dr. Ali Çerkezoğlu’nun görüşlerine başvurduk. Çerkezoğlu, öncelikle ülkemizde sağlık bilgilenme hattına ihtiyaç duyulduğunu belirterek “İnsanların kolayca erişebilecekleri ve kafalarındaki sorulara yanıt alacakları bir telefon hattı vb. iletişim kanalarına çok ihtiyaç var. Ancak öncelikle bu hatların parasız olması ve zaten her adımında ek para ödemek zorunda kaldığı sağlık sisteminde kafasına takılan sorular için bile ücret ödemek zorunda kalmaması gerekiyor. Oysa bu hattın telefon faturalarına yansıyan bir maliyeti var! Bu nedenle adına ister SABIM ister başka bir ad verilsin sağlık bilgi hattına ihtiyaç olduğu çok açık” dedi.
Yurttaşların sağlık ortamında yaşadıkları aksaklık ve eksiklikleri iletcekleri bir hat olmasının da yararlı olacağanı ifade eden Çerkezoğlu, mevcut SABİM’in ise bilgi alma ve şikayeti aynı kefeye koyduğunu vurguladı. Milyonlarca başvurudan Bakanlığın verdiği oranla yüzde 0,5’inin şikayet için yapıldığı düşünülse bile bunun binlerce şikayet demek olduğunu anlatan Çerkezoğlu üstelik bu şikayetlerinin neredeyse tamamının hekimlere soruşturma olarak döndüğü bir uygulama ile karşı karşıya olunduğunu kaydetti. Çerkezoğlu, “Yani tek birinde bile şikayet ya da sorunu kendi üzerine alınmayan bir sağlık bakanı var. Her şeyin sorumlusu olarak hekimi hastaların karşısına koyan bir yönetim anlayışı bu. Oysa hasta yoğunluğuna uygun alt yapı düzenlenememesi, mimari yapıların aciller için uygun olmaması, tedavi süreçlerindeki bürokratik aksaklıklar, eğitim sistemindeki eksiklikler, entegrasyon ve konsultasyon süreçlerinini iyi planlanması, asistanlar üzerindeki ayda 13-14 geceik nöbetlerin tüm sorumluluğu sağlık bakanlığına aittir” diye konuştu.
Hastalarla hekimleri karşı karşıya getiren, hasta ve hasta yakınlarının öfkelerini hekim ve sağlık çalışanlarına şiddet olarak yönlendirmesinde önemli payı olan bu hattın kapatılmasını isteyen Çerkezoğlu “Hastaların her yurttaş gibi sağlık alanında da taleplerini ve şikayetlerini iletebilecekleri, ancak hekimler üzerinde bütünüyle psikolojik taciz biçimine dönüşmeyen yeni yapıların oluşturulması gerekiyor” diye konuştu.
Ali Çerkezoğlu SABİM’in işleyişini de şöyle anlattı: “Burada en rahatsız edici ve hekimler için tahammül edilmez boyuta taşıyan unsur, her şikayetin neredeyse hiçbir filtrelemeye tabi kılınmadan hekime soruşturma olarak yansıması. SABİM sürecinde herkes büyük bir hevesle ve çok önemli bir faaliyeti yerine getiriyormuş gibi hızlı ve kararlı çalışıyor. Pahalı bir bilgisayar programının basında yine yoğun bir tempoyla çalışan SABİM call center çalışanı telefonla arıyanın şikayetini alıyor. İsim vermese dahi sadece telefon numarası vermesi yetiyor. Saniye kaybetmeden ilgili hastanenin bu işten sorumlu başhekim muavinine bu şikayeti online iletiyor. Bu şikayeti alan yetkili hiçbir süzgeçten geçirmeden, mantıklı olup olmadığına bakmadan hemen ilgili doktor hakkında soruşturma açıyor ve onu ifadeye çağırıyor. Şikayete mesela acil servis ile ilgili ise o gün acilde çalışan tüm hekimlere soruşturma açılıyor. Ne yazık ki bu ülkede sağlık hizmeti SABİM şikayet hattı kadar hızlı çalışmıyor.
Hekimlere bu olanağı, alt yapıyı, çalışma ortamını, uygun çalışma saatlerini bu kadar hızlı düzeltmeyenler hızla soruşturma açmayı marifet sayıyor. Şikayetçiyi hemen geri arayarak ilgili doktora soruşturma açıldığı müjdesi veriliyor. Böylece popülizm ve oy avcılığı yapılıyor. Yoğun iş yükü, ayda 13-14 nöbet, bir gecede 500 hastaya bakan hekimler sıklıkla bu soruşturmalara maruz kalınca kendilerini değersiz görmeye, hayatı anlamsız bulmaya başlıyor.”
Kaynak:hekiMedya