Dicle Haber Ajansı, Özgür Gündem gazetesi ve ANF çalışanlarının ağırlıkta olduğu 36’sı tutuklu 44 gazetecinin yargılandığı dava başladı. BDP’li vekiller, uluslararası konuklar ve Dışarıdaki Gazeteciler de tutuklu gazetecilere destek için Adliye önündeydi. Salona alkış ve sloganlar eşliğinde giren tutuklu gazeteciler, Mahkeme Heyeti tarafından bir süre sonra duruşma salonundan çıkarıldı Dicle Haber Ajansı, Özgür Gündem gazetesi […]
Dicle Haber Ajansı, Özgür Gündem gazetesi ve ANF çalışanlarının ağırlıkta olduğu 36’sı tutuklu 44 gazetecinin yargılandığı dava başladı. BDP’li vekiller, uluslararası konuklar ve Dışarıdaki Gazeteciler de tutuklu gazetecilere destek için Adliye önündeydi. Salona alkış ve sloganlar eşliğinde giren tutuklu gazeteciler, Mahkeme Heyeti tarafından bir süre sonra duruşma salonundan çıkarıldı
Dicle Haber Ajansı, Özgür Gündem gazetesi ve ANF çalışanlarının ağırlıkta olduğu 36’sı tutuklu 44 gazetecinin yargılandığı Türkiye’nin en büyük gazeteciler davası Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’nde başladı.
Duruşma öncesi özgür basın emekçilerine destek için DTK Eşbaşkanı Aysel Tuğluk, BDP Eşbaşkanı Gültan Kışanak, BDP milletvekilleri Sırrı Süreyya Önder, Sebahat Tuncel, Ertuğrul Kürkçü, Mülkiye Birtane, Hasip Kaplan, Halil Aksoy, Prof. Dr. Büşra Ersanlı, CHP Milletvekili İlhan Cihaner, Ahmet ve Nedim’in Gazeteci Arkadaşları olarak bilinen “Dışarıdaki Gazateciler”, Ahmet Şık, Yıldırım Türker ve Nuray Mert’in de aralarında bulunduğu yüzlerce kişi adliye önüne geldi.
Özgür Gündem susmayacak
Çağlayan Adliyesi önündeki eylemde ilk konuşmayı Özgür Gündem Eş Genel Yayın Yönetmeni Eren Keskin yaptı. Keskin, Özgür Gündem’in bu zamana kadar çok baskıya maruz kaldığını, yazarlarının öldürüldüğünü ama susmayacağını söyledi.
Keskin’in ardından Özgür Gündem’in köşe yazarlarından insan hakları savunucusu, BM hukuk uzmanı Norman Paech bir konuşma yaptı. Paech, Türkiye’deki tüm basının tehdit altında olduğunu belirtti.
Paech’ten sonra BDP Eş Başkanı Gülten Kışanak söz aldı. Kışanak, gazetecilerin gazetecilik yaptıkları için hapiste olduklarını belirterek davanın hukuki değil siyasi olduğunu vurguladı. Kışanak, Diyarbakır Hapishanesi’ndeyken bir arkadaşının mektup yazdığı için Esat Oktay Yıldıran tarafından, ağzına mektup tıkılarak cezalandırıldığını hatırlattı ve şimdi de İçişleri Bakanı’nın gazetecilere yönelik olarak “Yazdıklarınızı ağzınıza tıkarım” dediğine dikkat çekti.
Kışanak’tan boykot çağrısı
Kürt sorununa yönelik haberlerin yapılmaması talimatının bizzat Başbakan Erdoğan tarafından verildiğine değinen Kışanak, “Roboski’de yaşananları basın nasıl görmezden geldiyse şimdi Afyon’daki katliamı da görmezden geliyorlar” dedi. Kışanak son olarak kamuoyunun AKP esareti altında olduğunu ve doğru haber alma hakkını savunan herkesin davaya müdahil olması gerektiğini söyledi. Kışanak sözlerini medyaya bir günlük boykot çağrısı yaparak sonlandırdı.
Kışanak’ın ardından Aysel Tuğluk söz aldı. Tuğluk, davanın hukuki değil siyasi iktidarın talimatıyla açılan bir dava olduğunu söyledi. Tuğluk’un açıklamalarının ardından davayı izlemek için değişik ülkelerden gelen insan hakları savunucuları ile Türkiye’deki insan hakları savunucularından, avukatlardan ve sanık yakınlarından oluşan heyet, alkış ve sloganlarla adliye binasına girdi.
Davaya yoğun ilgi
BDP Eşbaşkanı Gültan Kışanak ve Almanya’dan davayı izlemek üzere gelen heyetin açıklaması ardından kitle duruşma salonuna alındı.
Kalabalık nedeniyle duruşma salonuna girişte izdiham yaşandı. Tutsak gazetecilerin aileleri ise salonun darlığı nedeniyle feragat edip önce gazeteci ve heyetlerin duruşma salonuna girmesine izin Verdi.
Tutuklu gazetecilerin salona getirildiği sırada alkışlar ve sloganlar yükseldi. Duruşma salonunun küçüklüğü nedeniyle, mahkeme heyeti gazetecileri savunan çok sayıda avukatın, izleyici bölümüne geçmesini istedi. Avukatların bunu reddetmesi üzerine, mahkeme heyeti salonun boşaltılması talimatını verdi.
Tutuklu gazeteciler de zafer işaretleri ve sloganlarla uygulamayı protesto etti.
Sendika.Org