Pentimento resim sanatında kullanılan bir terim. Yapılma süresi sonrasında resimde oluşan değişikliği ifade ediyor. Ressamın sildiği ama zamanla boyanın kurumasıyla görünür olan istenmeyen ayrıntı. Yani bir ressam beğenmediği bir tablonun tamamının ya da bir parçasının üzerine astar geçip bir başka resim yapıyor, zemindeki boyanın koyuluğuna bağlı olarak zaman içindeki kimyasal devinimle alttaki figür tekrar ve […]
Pentimento resim sanatında kullanılan bir terim. Yapılma süresi sonrasında resimde oluşan değişikliği ifade ediyor. Ressamın sildiği ama zamanla boyanın kurumasıyla görünür olan istenmeyen ayrıntı. Yani bir ressam beğenmediği bir tablonun tamamının ya da bir parçasının üzerine astar geçip bir başka resim yapıyor, zemindeki boyanın koyuluğuna bağlı olarak zaman içindeki kimyasal devinimle alttaki figür tekrar ve istemeden üste çıkıyor. Tanımından da anlaşılacağı üzere bir ressam için istenmeyen durum o yüzden İtalyancadaki diğer anlamı, pişmanlık. Fakat bu yöntemi bilerek ve isteyerek kullananlarda var.
Siyasal literatürde bu yöntemi kullananlarda mevcut. Örnekleri bolca bulunabilir. Sendika.Org’da yayımlanan Uğur Erözkan imzalı “Faşizm eski çağa özgü bir kötülük müdür?” yazısı bu örnek içinde değerlendirilebilir.
Yazının ana iskeleti iki önemli siyasi tercihe göre belirlenmiş. Birincisi; AKP-cemaat koalisyonunun önlemez yükselişinin ve başta devlet kurumları olmak üzere toplumsal düzenin bütün alanlarında hatta gitgide burjuvazi içerisinden de inşa ettiği eğemenliğin vardığı boyutların her anlamda bir iktidar tekelinin oluşmasını sağladığını söyleyen ve buna karşı geniş bir cepheyle mücadele edilmesi gerektiği, ikincisi; Faşizm tanımlamalarında kabul edilmesi gereken görüşün Dimitrof ve 3. Enternasyonalci “faşizmin, tekelci burjuvazinin en gerici, en şoven, en emperyalist unsurlarının terörcü diktatörlüğü” olduğu görüşüdür.
Günümüzde AKP-cemaat koalisyonuna “geniş bir cepheyle” mücadele etmek isteyenlerin tablolarının altından George Dimitrof ve 3.Enternasyonalin yıkıcı iradesi yeniden sırıtmaya başlıyor.
Pentimental bir hatırlatma
3. Enternasyonal ve Alman Komünist Partisi’nin 1930-33 yılı “Sosyal faşizm” teorisinde Sosyal Demokrat liderliğin nesnel rolü sosyal demokrasinin kitle tabanından ve özgül biçiminden keyfi olarak tecrit edilir; öte yanda 1935’de uygulamaya giren “Halk Cephesi” teorisindeyse, kitlelerin anti-faşist istemleri ve kendilerini faşizm tarafından yok edilmekten korumak için Sosyal Demokrat liderlik üzerinde yaratılan baskı, aynı ölçüde keyfi bir biçimde, son dönme kapitalizminin yapısal bunalımının bütünsel çerçevesinden tecrit edilir. Birincisinde, kitleler parçalanarak faşizme karşı hareketsiz bırakılmış, ikincisinde ise Halk Cephesi politikasının liberal burjuva ortakları gözetilerek kitleler belirleyici şekilde frenlenmiştir.
Tablonun altındaki 3. Enternasyonal ve bay Dimitrof olduğunda 2012’de de önerilen “geniş halk cephesi” olmak zorunda. Tablonun diyalektiği böyle.
Devrimci Demokrat tablonun yıllar sonrası aynı olduğu böylelikle anlaşıldığına göre kendi pentimentomuzu da açıklamak zorundayız. Tablomuzun altında Karl Korsch’un “Faşist Devlet Kavrayışının Eleştirisine yönelik tezleri” var. Bu tezlerin ana iskeleti süreklilik ve kopuş içinde var olan bir hareketin birleşik sınıf mücadelesidir.
-Faşist devlet, modern bir devlettir. O, burjuva öncesi devlet yapılarına dönüş anlamına gelmez. Faşist devlet anlayışı, erken dönem burjuva devlet idealinin yadsınmasına dayanır. O, türden liberalizmin ve sosyalizmin taşıdığı politik idealler karşısında, bir büyü bozumuna işaret eder.
-Faşist yeniden düzenleme, ekonomik bir devrim veya eski üretim ilişkilerinin radikal ilgası veyahut da yeni üretici güçlerin özgürleşmesi anlamına gelmez. Faşist devlet, burjuvazinin ekonomik ve politik iktidarının proleteryaya karşı birleştirilmesi anlamına gelir; dolayısıyla sınıflı devletin ilga edilmesine değil, sınıflı devletin sınıflı devlet formunda yeniden yapılandırılmasına işaret eder.
“Faşizm eski çağa özgül bir kötülük müdür?” sorusunu şöyle yanıtlayalım. İnsanlık sınıf mücadeleleri altında kapitalist devlet mekanizmasının bir birinden farklı bir çok yıkıcı şekliyle karşılaşabilir. Bunlardan biri yine “faşizm” olabilir. Ama ona verilen yanıt Dimitrofcu ve 3. Enternasyonalci olmak zorunda değil.