Sağlık Bakanı’nın Batman’da engelli bir taşeron sağlık emekçisine yönelik sözleri AKP’nin taşıdığı zihniyeti göstermesi açısından öğreticidir. AKP yasa gereği vatandaşlık hakkı olan engellilerin kamu işyerlerinde çalıştırılmasını “SANA İŞ VERDİK” diye yansıtıyor. Bakan’ın engelli işçiye yönelik aşağılayıcı söylemi kamuoyunda epeyce tepki gördü ki Bakan Batmanlı işçiyi arayıp özür dilemiş. İşçi de gereken cevabı vermekten geri durmamış: […]
Sağlık Bakanı’nın Batman’da engelli bir taşeron sağlık emekçisine yönelik sözleri AKP’nin taşıdığı zihniyeti göstermesi açısından öğreticidir. AKP yasa gereği vatandaşlık hakkı olan engellilerin kamu işyerlerinde çalıştırılmasını “SANA İŞ VERDİK” diye yansıtıyor. Bakan’ın engelli işçiye yönelik aşağılayıcı söylemi kamuoyunda epeyce tepki gördü ki Bakan Batmanlı işçiyi arayıp özür dilemiş. İşçi de gereken cevabı vermekten geri durmamış: “özrü kabul ediyorum ama söylediklerini unutmayacağım.”
İşçinin “asgari ücretle geçinemiyoruz” itirazından sonra ikinci itirazı da taşeron sistemine olmuş. “Müteahhit firmalardan ne zaman kurtulacağız?” diye soran işçiye de “Müteahhit şirketlerde çalışıp para kazanacaksınız” diye cevap vermiş. Oysa Adana Balcalı Hastanesi’ndeki sağlık emekçileri işçi arkadaşımızın bu soruyu sorduğu anlarda taşerondan kurtulmanın nasıl olacağını göstermeye çalışıyordu. Hastanede yapılmak istenen ihaleyi engellemeye çalışan emekçiler “ihalenin yasa dışı olduğunu” ilan etmişlerdi.
Çünkü taşeron sağlık emekçileri Bölge Çalışma Müdürlüğü’ne yaptığı başvuruyla hastanede hileli bir taşeron sözleşmesi düzenlendiğini bu sözleşmeyle hastanede taşeron işçi çalıştırılamayacağını bildirmişti. Başvuru üzerine hastanede inceleme yapan müfettişler gerçekten de hastane idaresinin açtığı ihalenin yasalara uymadığını ve taşeron firmanın bir an önce hastaneden gönderilmesini ve taşeron işçilerin de hemen üniversitenin asli işçisi olarak kayıt edilmesini istemişti. Bu karar üzerinden epeyce bir zaman geçmesine rağmen halen bu konuda hiçbir adım atılmış değil. Dev-Sağlık İş bu konuyla ilgili Çalışma Bakanlığı’na, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı’na başvurmuş Adana’da suç işlendiğini söylemiştir. Bugüne kadar hiçbir yetkili kurumdan tek bir satır cevap gelmemiştir
AKP hükümeti 2003 yılında çıkarttığı iş kanununa ve ona bağlı yönetmeliklere uymamaktadır. AKP’nin 12 Eylül referandumunda en çok diline doladığı “üstünlerin hukuku değil hukukun üstünlüğü” ilkesinin yine kendileri tarafından nasıl ayaklar altına alındığının açık bir göstergesidir bu. AKP işine geldiği yerde hukukun egemenliğini işine geldiği yerde gücün egemenliğini savunmaktadır. . İleri Demokrasi böyle bir şey sanırız… Zorbalık hukukunun AKP dilinden tercümesi…
Batmanlı işçi kardeşimiz de bu gerçeği kendi bizzat yaşayarak anlamış oldu. Eleştirmek, soru sormak bile yasak! Ama yine aynı örnekte olduğu gibi işçi cephesinde teslimiyet yok. Batmanlı işçi bu olaydan sonra AKP’li bazı ileri gelenlerin kendisini “işten atmakla” tehdit ettiğini basına açıklamış. Zaten Bakanın kendisine yaptığını “unutmayacağım” demesi yeterince anlamlı.
AKP bu ülkenin insanlarının kendisine kulluk edeceğini sanıyor. Bakanın kızgınlığı bu yüzden. İnsanlara biraz maddi destek sağlarım üzerine sihirli birkaç dini sözcük söylerim işi bitiririm diye düşünüyor. Ama yanılıyor. Çünkü insanlar sadece Müslüman kimliğiyle yaşamıyor ki… Aynı zamanda gördüğünüz gibi işçi… Duramıyor patlatıyor Bakan’ın yüzüne soruyu… “Taşeron ne zaman kalkacak?”
Bu soru Türkiye’nin her yerine dalga dalga yayılmış taşeron sağlık emekçilerinin kararlı mücadelesinin Batmanlı işçinin dilindeki isyana dönüşmüş haldir… Sözü söyleyen Batmanlıdır, söyleten Adanalı emekçiler, Samsunlular, İstanbullular, Diyarbakırlılardır… Bir sınıf tavrıdır yani.
Evet önümüzdeki dönem AKP’nin “ustalık” dönemi olduğu gibi sağlık emekçilerinin ve sendikal örgütlenmelerinin de “ustalık” dönemi olacak.
* Tufan Sertlek
Dev Sağlık-İş Genel Sekreteri