Tevgera Ziman û Perwerdehiya Kurdî (TZPKurdî) 23-25 Ağustos tarihleri arasında 4. Kürtçe Eğitim ve Dil Konferansı’nı yaptı. 76 delegenin katılımıyla Amed’de gerçekleştirilen konferansta, hem yeniden yapılanma tamamlanmış hem de bir ajanda çıkarılmıştı. Elbette Kürt hareketinin yansımalarından ancak özerk bir yapılanma olan TZPKurdî, bütün bunları da 26 Ağustos’ta kamuoyuyla paylaştı. Alınan kararları bir kez daha hatırlatalım […]
Tevgera Ziman û Perwerdehiya Kurdî (TZPKurdî) 23-25 Ağustos tarihleri arasında 4. Kürtçe Eğitim ve Dil Konferansı’nı yaptı. 76 delegenin katılımıyla Amed’de gerçekleştirilen konferansta, hem yeniden yapılanma tamamlanmış hem de bir ajanda çıkarılmıştı. Elbette Kürt hareketinin yansımalarından ancak özerk bir yapılanma olan TZPKurdî, bütün bunları da 26 Ağustos’ta kamuoyuyla paylaştı. Alınan kararları bir kez daha hatırlatalım ki 20-25 Eylül’de Türk okullarını boykot kararı nerden çıkmışı anlamayanlar anlasın:
* Eğitim sisteminin oluşturulması için müfredat ve 8. sınıflara kadar eğitim kitapları hazırlanacak.
* Okulların açılmasıyla bir hafta dersler boykot edilecek. Boykot haftasında ilköğretimden üniversiteye kadar bütün öğrenciler aileleri ile birlikte, anadilde eğitim taleplerini içeren dilekçelerle ilgili devlet kurumlarına başvuracaklar.
* Bütün Kürt kurumlarında çalışan kişiler Kürtçe eğitimden geçirilecek.
* Zazaki lehçesine ilişkin bir çalıştay düzenlenecek.
* Azadiya Welat’ın Kürdistan’da birinci gazete olması için her türlü çalışma yapılacak.
* Artık mahkemelerde savunmalar Kürtçe yapılacak.
* Konferansımız, işyerlerinin isimlerini Kürtçe yazmaları için Kürt esnaf ve işverenlere çağrı yapar ve bunun için toplu başvuruların yapılmasını ister.
* Yerleşim yerlerinin isimlerinin Kürtçe olması için gerekli çalışma yürütülecek.
* Kürt siyasetçilere de Kürtçe yazma ve siyaset yapma çağrısı yapıyoruz.
* 15 Mayıs Kürt Dil Bayramı, Newroz gibi büyük bir coşkuyla kutlanacak. Bu yılki kutlamalarda Ehmedê Xanî’ye özel bir yer verilecektir.
* Çocuklarını herşeye rağmen kreşlere gönderenler, kreş sahiplerinden Kürtçe hizmet istemelidirler.
* Konferansımız Kürt imamların dini bayramlar, Kürt Dil Bayramı’nda ve benzeri günlerde Kürtçe vaaz vermeleri için çağrı yapar.
Dinamik bir süreç
Demek ki TZPKurdî, Kürt dilini kendisine dert edinen özerk bir yapı olarak, referandumdan önce kendi delegeleriyle yaptığı konferansta uzun bir zaman dilimine yayılacak kararlar ve besleyici faaliyetler için kademeli bir takvim hazırlayıp, duyurmuş. Bunları yaparken Kürtlerin aktüel pozisyonlarını ve temel talepleri ile dinamiklerini gözardı etmeden doğru bir rota belirlemiş. Başta DTK, BDP ve hatta KCK olmak üzere diğer bütün Kürdistani yapıların, bu kararlar bütününe ve uygulanma iradesine bakarak saygı göstermesi yerinde olurdu. Anadil gibi doğal, insani, meşru ve bütün evrensel hukuk normlarının cevaz verdiği bir talep için zaten herhangi bir devlet veya Kürt otoritesinden icazet beklemek abes olurdu. Kürdistan’daki bütün farklılıkları bünyesinde barındırma ve dikkate alma misyonuna sahip DTK bile “TZPKurdî niye bana danışmadı, kararına kayıtsız kalırım” deme lüksüne sahip değilken, tamamı bir heybeye girip AKP’nin terkisine asılan kimi Kürt çevrelerin burun kıvırmasını anlamakta zorlanıyorum.
Sizi rahatsız eden nedir?
Yukarıda sıraladığım kararlarda, politik bir Kürt yapısını değil, elinde devletin silahını tutan korucuyu bile rahatsız edecek ne var? Bırakın Kürt, insan türünün asil dölünün hiçbir mensubunun itiraz edeceği bir nokta yok. Türk devleti ve bileşenleri ile ırçılık batağında debelenenler, telaşa kapılıp set çeker. Çünkü hem ideolojik hem de yapısal varlıklarına kastedilmiştir. Onlar da tedbirini kanlı, kansız aldı/alıyor.
Bütün Kuzeyli Kürtlerin yayınlarına baktım. Anadil gibi kaytarması zor bir mesele olduğu için TZPKurdî’ye rağmen kerhen desteklerini yazıya dökenler bile onlarca şerh koymayı ihmal etmemişler. AKP’ye ‘yetmez ama evet’ diyebilecek, TRT-6’yı öpüp başına koyabilecek kadar teşne ve tolerans sahibi zevat, pedagojik kaygılardan girmiş reel politik çıkarlar çamurundaki patinajın ardından kenara seyirci olarak ilişmiş.
Duydunuz mu?
Bahsettiğim; yarı mülteciliğini artık siyasal bir gereklilikten çıkarıp dünyanın nimetleriyle taçlandıran internet gevezeleri ve onlarla düşünsel simbiyotik beslenme düzleminde buluşan ‘Kürt aydın kontenjanı’ndan bu 4 günde kayda değer bir söz ve/veya eylem duydunuz mu? Tüzel kimliği parti, birlik, dernek vs. olan ama hepsini toplasan ortalama bir Kürt aşireti kadar nüfusu ve nüfuzu olmayan bu yaşlı ve yorgun kalabalığın, Türk okullarını boykota bakışlarındaki hasedi ve başarısızlık umuduyla istem dışı ses çıkaran el okşamalarını gördünüz mü? Tek tek örnek vermeyeceğim ama her koşulda ortak paydalar sözkonusu olduğunda önyargısız ve kurumsal angajmanından bağımsız istisnaları tenzih ederek yazıyorum: Bu zavallılığı izliyorum, okuyorum…
Size sesleniyorum
Devletin bütün aygıtlarıyla boşa çıkarma girişimlerine rağmen yukarıdaki ajanda, bedelini ödeye ödeye uygulanacak. Türk özel savaşına lojistik sağlayan Kürtler, referandumda olduğu gibi ‘PKK düşmanlığı’ üzerinde bir koalisyonda buluşmanın mutluluğunun boş sandık gibi gümbürdeyeceğini bilmeli. Yanlış hesap, TRT-6 koridorunda steril bir evcimen algısı yaratabilir ama Kürt sokağında kırmızı rujlu bir izmarit değeri görür. Kürt halkı, egemen devletlere isyan ve örgüt beğendiremediği gibi sizlere de talep ve eylem mi beğendiremeyecek?..
Hadi ‘Mehmet’i deformasyona uğramış, ‘Metin’ olamayan ve ‘er’liğine kimsenin tanık olmadığı fırıldağı geçtik…
Hadi ‘ay’ altında ‘Kemal’ine ‘burka’ giydirecek kadar ‘PKK biter bana da düşer’ bekleyenini geçtik…
Hadi ‘düşünür’ olarak takdim edilirken Kürt çocuklarına ‘vandallar’ diyecek kadar ‘Fırat’ın doğusunu kendisine haram eden bir ‘Ümit’sizi geçtik…
Hadi, Colemêrgli olup hayatında tek bir gün gözaltı ve tek bir devlet fiskesi yememenin başarısını gösteren; kötü Kürtçesiyle Türkçe masallar anlatan, ‘Kaya’sı ‘Kızıl’dan turkuvaza dönen ‘Muhsin’ pişkinliğinin ‘demokratik’ istihzasıyla sinsi kıvraklığını geçtik…
Hadi boykota katılan Kürtleri ‘eve kapatma’ ve siyasal yapısını ‘çete’ görecek kadar iktidar yumuşatıcısı marifetiyle fikri bir tarafına kaçan ‘sızıntısı’nı idrakte kararsız Zamane şairini de geçtik…
Kosova ve Kuzey Kıbrıs’a bakıp burnu yanan sizlere, evet evet sizlere soruyorum: Jîrkîlerin kanlı göbek bağını keserek, kirli silahı ve mobil barikatı olmak istemediği devletin acımasız silahına, siyasal mermiyi şefkatle yerleştirmek sizi niye ihya ediyor?..