1 Mayıs’taki polis şiddetiyle ilgili Başbakan Erdoğan hakkında verilen gensoru önergesi AKP’nin oylarıyla reddedildi; Meclis gündemine giremedi. İçişleri Bakanı Atalay yine yasakları ve polis şiddetini savundu. Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) Başbakan Erdoğan hakkında “İstanbul’da 1 Mayıs kutlamalarının Taksim’de yapılmasını engelleyerek, toplantı ve gösteri özgürlüğünü ihlal ettiği, açıklamalarıyla güvenlik güçlerini orantısız kuvvet kullanmasına teşvik ettiği ve […]
1 Mayıs’taki polis şiddetiyle ilgili Başbakan Erdoğan hakkında verilen gensoru önergesi AKP’nin oylarıyla reddedildi; Meclis gündemine giremedi. İçişleri Bakanı Atalay yine yasakları ve polis şiddetini savundu.
Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) Başbakan Erdoğan hakkında “İstanbul’da 1 Mayıs kutlamalarının Taksim’de yapılmasını engelleyerek, toplantı ve gösteri özgürlüğünü ihlal ettiği, açıklamalarıyla güvenlik güçlerini orantısız kuvvet kullanmasına teşvik ettiği ve bu tutumuyla toplumsal barışı tehlikeye atarak çatışmacı bir süreç başlattığı” gerekçesiyle verdiği gensoru önergesi Adalet ve Kalkınma Partisi’nin oylarıyla reddedildi. Böylece gensoru Meclis gündemine giremedi.
Anadol: Başbakan ihbar alırsa 19 Mayıs’ı da yasaklayacak mı?
Önerge sahibi olarak konuşan CHP’li Kemal Anadol “AKP’nin demokrasi ve özgürlük anlayışı, tüm gerçeğiyle ortaya çıktı, maskesi düştü. Ortaya, elinde sopa, biber gazı ve gaz bombasıyla ceberut bir devlet çıktı” dedi.
“İhbar alırsa Sayın Başbakan, provokasyon olacak diye 19 Mayıs Bayramı’nı yasaklayacak mı? İhbar alsanız, Cumhuriyet Bayramı’nı yasaklayacak mısınız?” diye soran Anadol, DİSK ve ÖDP binalarına saldırıldığını da anımsattı.
CHP’li Cevdet Selvi de “Provokasyon olmuştur. Bu provokasyonu, Tayyip Erdoğan, kendi korkusu nedeniyle gerçekleştirmiştir” dedi.
Demirtaş: “İzinsiz gösteri” diye bir şey yok
Demokratik Toplum Partisi’nden (DTP) Selahattin Demirtaş da gensoruya destek verdiklerini bildirdiği konuşmasında “Vatandaş sadece toplantı ve gösteri yürüyüşü yapacağı bildiriminde bulunur. Devlet bunu erteleyebilir, yasaklayabilir. ‘İzinsiz gösteri’ diye bir şey yok, ‘kanuna aykırı gösteri’ olarak adlandırılabilir” dedi.
“Devletin erki, izin verme yetkisine sahip değil. Başbakanın, İçişleri Bakanının, Valinin izin verme yetkisi yok. Olayların sorumluluğu hükümettedir. İnsan, düşündüklerini dile getirme hakkına sahiptir. Bu hak, insan olmakla kazanılır. Toplantıyı, yürüyüşü yasaklarsanız, insan hak ve özgürlüklerini yasaklamış olursunuz.”
AKP’li Nihat Ergün’se polis şiddetini savunarak “Ne yapsaydı polis? ‘Gel molotof kokteyliyle topluluğun içine gir. Sopayla taşla bu topluluğun içine gir de provokasyon yap’ mı deseydi?” dedi.
Atalay gurur duyuyor
Hükümet adına konuşan İçişleri Bakanı Beşir Atalay’sa “Herkesi üzen, arzu edilmeyen bazı görüntüler olsa da bir anlamda kimsenin burnunun kanamadığı, can verilmeyen, büyük yaralanmaların olmadığı 1 Mayıs için huzurlarınızdayım. Onun için de kendimi şanslı sayıyorum ve bununla da gurur duyuyorum” dedi.
Beklenen söz: “Güvenlik-özgürlük dengesi”
“Güvenlik ve özgürlük dengesi bizim en hassas konumuzdur. Güvenlik birimlerimizin eğitiminde de bunun üzerinde çok duruyoruz, bu konuda önemli mesafeler de alındı” diye konuşan Atalay, 1 Mayıs endişelerinin içinde işçilerin ve sendikaların olmadığını söyledi; “O gün polise taş, molotof kokteyli, metali bile kesip delen bilye atanlar işçilerimiz değildi” dedi. Atalay Taksim’in “İstanbul’un kalbi ve toplumsal merkezi olduğu” için mitinglere açılmadığını söyledi.
“Eğer gerekli tedbirler alınmasaydı çok daha vahim olaylar olabilirdi” diyen Atalay “Polisimize de öyle haksız yere yüklenmeyelim” diye konuştu.
Bianet