İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Hapishane Komisyonu, 706. F Oturması’nda başta Metris R Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda tutulan hasta tutsak Kemal Gömi olmak üzere bütün hasta tutsakların tedavi hakları önündeki engellerin kaldırılması, serbest bırakılarak sağlık ve yaşam haklarının korunması için yetkilileri göreve, kamuoyu duyarlılığa çağırdı
İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Hapishane Komisyonu, 706. F Oturması’nda başta Metris R Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda tutulan hasta tutsak Kemal Gömi olmak üzere bütün hasta tutsakların tedavi hakları önündeki engellerin kaldırılması, serbest bırakılarak sağlık ve yaşam haklarının korunması için yetkilileri göreve, kamuoyu duyarlılığa çağırdı.
Yapılan açıklamada ağır hastalıklarına rağmen hapiste tutulan Ayşe Barım’ın, 1 Ekim’de tahliye edilir edilmez hastaneye yatırılmasına rağmen, aynı gün savcı tarafından yapılan itiraz üzerine hakkında yeniden tutuklama kararı verilmesi hatırlatılırken “İçeride de dışarıda da hukukun tamamen devre dışı bırakıldığını göstermektedir” denildi.
Hapishanelerin toplumsal eşitsizliklerin ve kalabalık koğuşlar, yetersiz beslenme, tecrit uygulamaları ve sağlık hakkına erişimde yaşanan engeller gibi tutsakların yaşama ve insan onuruna yaraşır yaşam sürme hakkını doğrudan tehdit eden, insan hakları ihlallerinin en yoğun ve en çıplak görüldüğü alanlardan biri olduğu belirtilirken “Geçmişten bugüne artarak devam eden hak ihlallerinin vardığı boyut, bugün, insanım diyen herkesin yüreğini kanatıyor. Ancak 1 Eylül itibari ile 419 bin 194 mahpus ile Türkiye, bu sayıyı azaltmak yerine, nüfusa oranla mahpus mevcudu anlamında birinci sıradaki yerini koruyor ve her geçen gün bu sayıya yeni mahpuslar ekleniyor. Ayşe Barım hakkındaki haksız tutuklama kararı derhal kaldırılmalı, hasta mahpuslar serbest bırakılmalıdır” ifadeleri kullanıldı.
Hasta tutsak Kemal Gömi hakkında yapılan açıklama şöyle:
Sağlık durumuna defalarca dikkat çektiğimiz 33 yıllık mahpus, 56 yaşındaki Kemal Gömi “Rezidüel şizofreni” hastası olup, kaldığı yerin bir hapishane olduğunu ve kişisel ihtiyaçlarını dahi idrak edemediği ve bu durum Adli Tıp Kurumu raporları ile de teyit edildiği halde, 1993 yılından beri hapishanede tutulmaktadır.
Ailesi tarafından verilen bilgiye göre; Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükümlü olduğundan bahisle uzun yıllar tek kişilik hücrede tutulan Kemal Gömi, hapishanede gelişen hastalığı nedeniyle birden çok defa Kocaeli Devlet Hastanesi Psikiyatri servisine ve Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesine yatırılmış, Adli Tıp Kurumu (ATK) 2010 yılında “Rezidüel şizofreni” tanısı koyarak, bu hastalığın kalıcı bir hastalık olduğunu ve sağlık sorunları sebebiyle Cumhurbaşkanı tarafından affedilebileceğini belirtmiştir.
Kemal Gömi’nin tedavi hakkının ihlal edildiğinden bahisle devleti tazminata mahkûm eden Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) ise 2019 yılında verdiği kararında; Kemal Gömi için “Mümkün olan en kısa sürede sürekli olarak psikiyatrik ve tıbbi bir tedavi sağlayan özel bir kurumda yeterli tutukluluk koşulları sağlanması’’ gerektiğine işaret etmiştir. AİHM kararına rağmen; Kemal Gömi, uygun bir sağlık kuruluşuna sevk edilmek yerine tutulduğu Bolu F Tipi Ceza İnfaz Kurumu’ndan Metris R Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’na sevk edilmiş ve burada da tekli hücreye konulmuştur. Kemal Gömi, Metris’e getirildikten sonra burada bulunan adli mahpuslardan biri tarafından kesici bir alet ile yaralanmıştır.
İleri derecede şizofreni hastası olması nedeniyle düzenli öz bakımını yapamayan, hapiste olduğunu idrak edemeyen, zaman zaman görüşe gidenleri evine misafir olarak gelmiş gibi gören, içinde yaşadığı durumu tam olarak idrak edemediği için agresif tutumlar sergileyen Kemal Gömi halen tek başına tutulmakta, tek başına havalandırmaya çıkarılmaktadır.
Ziyaretine giden ağabeyi yaptığı son açıklamada; “Kemal halen Metris’te tek kişilik hücrede tutuluyor, sorduğumuzda ‘Yapıyoruz’ deniliyor ama tedavisini takip etmek çok zor. Son gidişimde yine çok sinirliydi. Hastalığı nedeniyle kendisine zarar verecek duruma geldi. Karşılaştığı başka mahpuslar tarafından da zarar görme ihtimali var. Orası kardeşimin kalacağı yer değil, kardeşimin can güvenliğinden endişe ediyoruz. Adli Tıp raporu var, AİHM kararı var, bu kararlara dayanılarak bir an önce bizim gözetimimizde tedavi edilmesi için tahliye edilmesini istiyoruz” dedi.
Sendika.Org