Antalya Halkevi, dün Hatay Defne’de dayanışma noktalarının zorla tahliye edilmek istenmesini ve Ankara’da Halkevleri Genel Merkezi önündeki polis saldırısını protesto etmek için Attalos Heykeli önünde eylem yaptı
Antalya Halkevi, dün Hatay Defne’de Sevgi Parkı’nın zorla tahliye edilmek istenmesini ve Ankara’da Halkevleri Genel Merkezi önündeki polis saldırısını protesto etmek için Tepecik’te bulunan Belediye İş Hanı önünde basın açıklaması yaptı.
Basın açıklamasını Antalya Halkevleri Şube Başkanı Kadriye Tuğcu okudu.
Antalya Halkevi, Hatay Defne'de Sevgi Parkı'nın tahliye edilme girişimine ve Ankara'da Halkevleri üyelerinin gözaltına alınmasına karşı Attalos Heykeli önünde basın açıklaması yaptı.
"Antakya halkı kendi yaşamını ve geleceğini öz iradesiyle kuracaktır!"https://t.co/vfFLcXRlfZ pic.twitter.com/lSsag1LtzB
— sendika.org (@sendika_org) March 1, 2023
Tuğcu konuşmasında şu ifadeleri kullandı: “Bizler ilk günden beri ne kadar enerjimiz varsa, ne kadar olanağımız varsa ne kadar kadromuz varsa bir seferberlik ile birlikte yaraları sarmak, birbirimize sahip çıkmak için deprem bölgelerindeyiz. Üç kuruş parasını gönderen, battaniyesini gönderen, gönüllü sağlıkçı olan gönüllü aşçı olan herkesle birlikte bütün olanaklarımızı seferber ettik.”
Deprem bölgesinde 24 gündür devletin olmadığına dikkat çeken Tuğcu, “24 gündür hayatta kalanlar için gerekli çabayı sarf etmeyen devlet, bugün halkın dayanışma ile kurduğu yaşam alanlarına gözünü dikmiş durumda. Hatay’da depremin ilk saatlerinden bu yana halkın yanında olan ilerici, demokratik, devrimci örgütlerin dayanışma faaliyeti sonlandırılmak isteniyor. Birçok kurumun dayanışma faaliyeti için oluşturduğu merkezlere gelerek tehdit ediyorlar. İktidarın hatalarını eksiklerini sorumluluğunu dile getirenler baskı altına alınıyor” dedi.
Defne’de Valiliğin zorla tahliye etme girişiminin kabul edilemez olduğunun altını çizen Tuğcu, “Valiliğin, depremzede halka fikrini dahi sormadan bir çadır kente tıkmaya çalışmasını kabul etmiyoruz. Üstelik halkın sağlıklı beslenme, barınma, ısınma ve hijyen koşulları sağlanmadan; herhangi bir tahliye veya değişiklik yapmayı aklınızdan bile geçirmeyin! Bu kararı verecek olan 24 gündür orada olan, enkazdan çıkan, hala enkaz altındaki ailesini bekleyen insanlardır; onlarla birlikte yeni bir yaşamı inşa etmek için canla başla çalışan gönüllülerdir, sağlık örgütleridir, kurumlardır. Halkın iradesini yok sayamazsınız! Tehditle, baskıyla, şiddetle bu gerçeğin üstünü örtemezsiniz. Antakya halkı kendi yaşamını ve geleceğini kendi öz iradesiyle kuracaktır” dedi.
Tuğcu’nun ardından Halkevleri Genel Sekreteri Kutay Meriç söz aldı. Meriç, iktidarın afetlerin hepsinde kötü bir sınav verdiğiğini ifade etti. Yangın sonrasında Türk Hava Kurumu’nun içinin boşaltıldığını, deprem sonrasında Kızılay’ın şirketleştiğini, AFAD’ın yetersizliğinin ortaya çıktıını ifade etti.
İstanbul’da da büyük bir depremin beklendiğini hatırlatan Meriç, bu yetersizlikle bununla karşılaşıldığında neler olabileceğini sordu. Bu ülkenin depreme hazırlanmadığını ifade eden Meriç, deprem bölgesindeki halkın ayakta durmasında devletten önce oraya yetişen sosyaistlerin, sivil toplum kuruluşlarının ve gönüllülerin büyük bir payı olduğunu söyledi.
Meriç, düne kadar askerlerin ve polislerin de kendi ihtiyaçlarını Sevgi Parkı’ndaki dayanışma merkezinden karşıladığını hatırlatırken bu merkezin neden şimdi kapatıldığını sordu.
Halkevleri Genel Sekreteri Kutay Meriç:
📢 Bu ülkede yangın oluyor; THK'nin ve yangın söndürme uçağının olmadığını öğreniyoruz. Deprem oluyor; Kızılay'ın şirketleştiğini, AFAD'ın yetersizliğini öğreniyoruz. Deprem vergilerinin nerede olduğu da bilinmezhttps://t.co/vfFLcXRlfZ" pic.twitter.com/MTrb7XKSqr
— sendika.org (@sendika_org) March 1, 2023
Sendika.Org