Çiğli Emek ve Demokrasi Güçleri, Maraş merkezli meydana gelen depremin ardından ilan edilen OHAL ve iktidarın başarısızlıklarını gizleme çabasına karşı basın açıklaması yaptı
Depremin ardından ilan edilen OHAL kararı, sosyal medya kısıtlamaları ve siyasal iktidarın yıkımın boyutlarını saklama çabalarına karşı hem sahada hem de sosyal medyada mücadele devam ederken, Çiğli Emek ve Demokrasi Güçleri bir basın açıklaması yaparak toplumun ortak talepleri yeniden dillendirdi.
Çiğli Meydanı’nda yapılan açıklamada OHAL kararı ile AKP’nin başarısızlıklarını gizleme çabasında olduğu ifade edilerek yıkımın boyutu ve 4 günlük süreçte yaşananlar şu şekilde özetlendi:
Depremin ardından 4 gün geçmiş olmasına rağmen ekranlardan “ulaşılmayan bölgemiz kalmadı” açıklamaları yapılsa da bölgeye ulaşan gönüllülerin ve bölge halkının anlattıkları bunun yalan olduğunu gözler önüne seriyor. Özellikle İskenderun/Hatay bölgesine AFAD ve ihtiyaç malzemeleri gönderilmiyor. Halk oluşturduğu kendi seferberliği ve kısıtlı imkanlar ile enkaz altındaki insanlara ulaşmaya çalışıyor. Devlet, 4.derece alarm seviyesi olduğunu söyleyip 7 günlük yas ilan ederken kamusal seferberlik çağrısı yapmıyor. Halk çıplak elleriyle enkaz kazmaya çalışırken, inşaat şirketleri çalışmaya devam ediyor. Halk, devletin hiçbir kurumuna güvenmiyor/güvenemiyor; sosyalistlere, sanatçılara, meslek odalarına, belediyelere güveniyor. Depremden sağ kurtulanlar temiz suya, gıdaya erişemezken hipotermi tehlikesi ile başbaşa bırakılıyor.
Günler sonra açıklama yapan Erdoğan, kamusal seferlik çağrısı yapmak yerine halka tehditler savurup OHAL ilan ediyor. Türkiye halkları yıllardır Erdoğan’ın OHAL’i altında yaşıyor. Kayyumlarla yok edilen kurumlar, kararname ile satılan ülke kaynakları, inşaat sermayesine terk edilen kent planlamaları yaşanan bu katliamın sorumlusunun AKP olduğu bir kez daha gösteriyor. OHAL ilanının ardından gazetecilerin görüntü alması engelleniyor, gözaltına alınıyor. Milyonlar sosyal medya ile hayatta kalmaya çalışırken gerçekleri gizlemek için iletişim engelleniyor. OHAL ile; ortada bıraktıkları halk, almadıkları önlemler, söyledikleri yalanlar, görünmesin; enkaz altında kalan devlete halkın öfkesi görünmesin istiyorlar. Çünkü OHAL söz, basın, ifade özgürlüğünün kısıtlanmadır. Televizyon/ radyo yayınlarına yasak, halkın haber alma hakkına engel koymak demektir. OHAL, devletin olmadığı, halkın kendi seferberliğini ilan ettiği yerde sermaye gruplarını besleyen AKP’nin halkı açlığa, susuzluğa, soğuğa terk ederek halkın dayanışmasını engellemeye çalışmasıdır. Gönderilen ihtiyaçlara el koyup “Devletimiz yaptı” demek içindir. Buradan bir kez daha söylüyoruz. Halkın kendi yarattığı seferberliği engelleyemezsin! OHAL’iniz ile yaşananları gizleyemezsiniz! OHAL değil, kamusal seferlik ilan edin!
Sürecin OHAL ile yönetilmesine tepki gösteren Çiğli Emek ve Demokrasi Güçleri bileşenleri acilen yerine getirilmesi gereken talepleri şu şekilde sıraladı:
Sermayeye de seslenen bileşenler, bölgede ihtiyaç duyulan malzemelerin temin edilmesi için ne beklendiğini sordu.
Su, gıda, kışlık eşya, jeneratör, aydınlatma, hijyenik ped, çocuk maması-bezi, iç çamaşırı, tıbbı malzeme, çadır/ ısıtıcı gibi ihtiyaçlar aciliyetini korurken firmalara soruyoruz: Bölgeye ihtiyaçları göndermek için daha neyi bekliyorsunuz?
Çiğli’den öfkemiz ve dayanışmamız ile sesleniyoruz. Dayanışma ile yaralarımızı saracak, katliamın faili AKP’den, sermayeden hesap soracağız! Her gün bölgeden gelen talepler ile güncellenen ihtiyaç listelerimizi birlikte hazırlayalım, ortada bırakılan bir halkı dayanışma ile yaşatalım, sesimizi kısmaya çalışanlara, televizyon ekranlarında yalan söyleyenlere karşı yan yana, gerçekleri söylemeye devam edelim. Bölge halkının yanında olmaya devam edeceğiz.
Sendika.Org