Halkevleri, yılın son gününde de “Umut direnişimizde, mücadelemizde, bizde” diyerek sokaktaydı. Yıl boyunca gündeme gelen, toplumsallaşan mücadelelere ve taleplere değinen Halkevciler, yeni yıldan umutlu olduklarını ifade etti ve ekledi: “Kimseden beklediğimiz bir şey yok. Çünkü umut bizde, umut Türkiye halklarının direnişinde, mücadelesinde, ellerinde”
Halkevleri, yılın son gününde de sokaktaydı. “Umut direnişimizde, mücadelemizde, bizde” diyen Halkevciler, Şişli’de Cevahir AVM önündeydi. Baskıcı iktidara karşı direnenlerin her zaman olacağını ifade eden Halkevciler, “Bu yılı eylemle kapatıyor, yeni yılı umutla ve mücadeleyle karşılıyoruz” dedi. Halkevleri’nin eylemine Ümraniye Kent Savunması temsilcileri ve yakın zamanda direnişlerini zaferle sonlandıran Koç Üniversitesi Hastanesi işçileri ve emekliler de katıldı.
Halkevleri yılı eylemle kapatıyor: "Umut direnişimizde, mücadelemizde, bizde"https://t.co/4b8h1Oiotd pic.twitter.com/HJfRskOoXZ
— sendika.org (@sendika_org) December 31, 2022
Halkevciler eylemde yıl boyunca gündeme gelen, toplumsallaşan mücadelelere ve taleplere değindi. Enerji zamlarına karşı yapılan eylemlerden kadınların şiddetsiz bir yaşam mücadelesine, çocuklara okullarda bir öğün yemek talebinden HPV aşısının ve hormon haplarının ücretsiz olması talebine, çocuk istismarına karşı yapılan eylemlerden tarikat ve cemaatlerle yapılan protokollerin iptal edilmesi talebine kadar bir yıllık bir panorama çizen Halkevciler, yeni yıldan umutlu olduklarını ifade etti. Bu umudun da mücadeleden geldiğini belirten Halkevciler, “Kimseden beklediğimiz bir şey yok. Çünkü umut bizde, umut Türkiye halklarının direnişinde, mücadelesinde, ellerinde” dedi.
Eylemde basın açıklamasını Halkevleri Genel Yönetim Kurulu üyesi Hasan Pulat okudu. Gezi Davası’ndaki hukuksuz kararlardan TTB Merkez Konsey Başkanı Şebnem Korur Fincancı’nın tutuklanmasına, Boğaziçi Direnişi’nden çeşitli işçi eylemlerine ve grevlerine, 8 Mart, 25 Kasım ve Onur Yürüyüşü’ne değinilen açıklamada “Faşizmin karşısında her zaman direnenler vardı ve var olmaya da devam ediyor” denildi.
Basın açıklamasının ardından Ümraniye Kent Savunması temsilcisi ve Koç Üniversitesi Hastanesi işçisi de konuşma yaptı. Ormanlara ve sokak hayvanlarına yönelik katliamlara dikkat çeken Ümraniye Kent Savunması, böyle bir ülkede yeni yılın ancak meydanlarda direnerek karşılanabileceğini ifade etti. Daha yaşanılabilir bir ülke için mücadelenin süreceğini ifade edilirken “Umutla inançla AKP zulmüne karşı sokaktayız” denildi.
Ümraniye Kent Savunması'ndan Bulut Can Okuducu söz aldıhttps://t.co/4b8h1Oiotd pic.twitter.com/9YVpzNHKsH
— sendika.org (@sendika_org) December 31, 2022
Yapılan açıklamanın tamamı şöyle:
Yılın bu son gününde Halkevleri olarak yine meydanlardayız. Bu yıl yoksullaştırma, faşizm ve savaş politikaları ile geçti. Her gün yeni bir zam haberine uyandık, her gün cebimizdeki para değersizleşti. Bizler her yeni gün daha fazla yoksullaşırken patronlar, şirketler daha da zenginleşti. AKP bizden çaldı patronlara verdi. Son 6 yılda sermayenin milli gelirden aldığı pay hızla artarak yüzde 55’i buldu, emeğin payı ise hızda azalarak yüzde 34’ten yüzde 26’ya düştü.
Saray ise itibarında hiç tasarruf etmedi(!) Sadece bir günlük harcaması 10 milyon TL! Milyonlarca insan her gün evine alacak ucuz gıda ararken, asgari ücretle aynı sonunu getirmeye çalışırken Saray’ın bir günlük gideri 10 milyon TL. Buradan soruyoruz sadece bir günlük harcanan para ile kaç aile istihdam edilir.
Savunma ve güvenlik için ayrılan bütçe ise 226 milyar lirayı aştı. Bölgemizi savaş cehennemine çeviren emperyalist politikalara yedeklenmenin maliyeti sadece devasa askeri harcamalar değildir. Aynı zamanda sokaklarımızda, meydanlarımızda patlayan bombalarla da bedelini halklar ödüyor. Artık açıkça ortadadır ki savaş politikalarının asıl amacı milli güvenlik değil, tek adam rejiminin güvenliğidir.
Diyanet’e ayrılan bütçe ise kadınların güçlenmesi için ayrılan bütçenin 128 katına ulaştı. Her gün bir kadının hayatını kaybetmesi ile güne uyanırken, cezasızlık her geçen gün artarken kadınları koruyan yasaları arttırmak yerine gerici tarikatların talebi ile İstanbul Sözleşmesi kaldırılıyor, 6284 uygulanmıyor. Bunlar da yetmez gibi Anayasa Değişikliği teklifi aileyi güçlendirme yalanı ile kadınların ve LGBTİ+’ların yaşamı tehdit altına alınırken, laikliğe karşı din devleti uygulamaları da anayasaya da sorulmaya çalışılıyor. Diyanet kadınların 90 km’den fazla tek başına gitmesini sakıncalı bulurken çocuk yaşta evliliği savunmaya da devam ediyor. Diyanete harcanan bütçe ile her bir ilçeye sığınma evi ve çocuklara ücretsiz kreş açılabilirken, bunlar yerine iktidar ve diyanet el ele kadın düşmanlığını büyütmeye devam ediyor.
Tüm baskılara, yasaklamalara rağmen direnenler de var. Direnerek faşizmin, gericiliğin birçok planını bozanlar da var. Mücadele ederek adaletsizlikleri, haksızlıkları, yağmayı engelleyenler de var.
İsmailağa Cemaati’ne bağlı Hiranur Vakfı’nda bir çocuğun 6 yaşından itibaren tecavüze uğradığı, defalarca üzeri örtüldüğü ve Aile Bakanının 2 yıldır haberdar olmasına rağmen üzeri örtülmeye devam ederken gazeteci Timur Soykan tarafından ortaya çıkarıldı ve başta kadınlar olmak üzere toplumun tepkileri tecavüzcülerin tutuklanmasını sağladı.
İktidarın gazetecilere dönük satın alma, yıldırma, hapsetme, para cezası kesme gibi baskılarına karşın gazetecilik onuruna sahip çıkanla hala var ve gerçekleri halka ulaştırmaya devam ediyorlar.
Halkın hakları için, doğanın, suların, ormanların, meydanların korunması için, işçi cinayetlerinin, kadın cinayetlerinin durdurulması için direnenler polis copu ile hapis cezaları ile bastırılmaya çalışılsa da; ülkenin dört bir yanında hak ve yaşam savunucuları su başlarında, zeytinliklerde, tarlalarda, kent meydanlarında direniyor ve yağma projelerini durduruyor. Buradan Mücella Yapıcı, Selçuk Kozağaçlı, Şebnem Korur Fincancı, Adnan Selçuk Mızraklı şahsında hapse atılan tüm hak ve yaşam savunucularını selamlıyoruz.
2022 yılında sermayenin dayattığı ağır sömürüye karşı binlerce işçinin direnişine de tanıklık ettik. Enerji işçilerinden, lojistik işçilerine, Cumhurbaşkanının grev yasağını tanımayıp greve çıkan ve kazanan Bekaert işçilerinden sağlık işçilerine, motokuryelerden direnişleri hiç bitmeyen inşaat işçilerine kadar ismini burada sayamayacağımız birçok işçi direnişi ve direniş sayesinde kazanımlar oldu.
4 Ocak 2021’de başlayan Boğaziçi Direnişi 4 gün sonra 2. yılını dolduruyor. Tutuklamalara, baskılara, hocalarının işlerine son verilmesine rağmen direnmeye devam ediyorlar ve ilk kayyum rektörü gönderdikleri gibi ikincisini de göndereceklerinden eminler. Tek adama karşı direnen tüm hocalarımızı buradan selamlıyoruz.
Onur Yürüyüşünde binlerce LGBTİ polis saldırısına rağmen alışın vazgeçiyoruz buradayız demekten vaz geçmediler. 25 Kasım’da polisin ağır ablukasına rağmen binlerce kadın, kadın cinayetlerine, erkek egemenliğine, faşizme karşı isyanını başta Taksim olmak üzere yurdun dört bir yanında meydanlara taşıdı.
Faşizmin karşısında her zaman direnenler vardı ve var olmaya da devam ediyor.
Yeni yıl da laiklik, eşitlik, halkların kardeşliğini, insanca yaşam isteyenlerin direndiği ve başardığı bir yıl olacak.
Biz de Halkevleri olarak çağrı yapıyoruz. Umut biziz, yeni bir ülke birlikte mücadelemizle mümkün. Gelin hep birlikte faşizme, yoksullaştırma ve savaş politikalarına karşı mücadele edelim.
2023’e ve sonraki yıllara dair umutluyuz. Biliyoruz, inanıyoruz, direniyoruz, kazanıyoruz.
Halkın mutluluk ve gönenç içinde yaşadığı, kadınların eşit ve özgür olduğu, doğanın korunduğu, barışın sağlandığı, laik, demokratik, insanların sömürülmediği bir ülke kuracağız.
Faşizme ölüm halklara mutluluk diliyoruz.
Yeni yılınız kutlu olsun.
Sendika.Org