Mehmetçik Vakfı’na bağlı benzin istasyonundaki kötü çalışma koşullarını protesto eden Petrol-İş Sendikası İstanbul 2 Nolu Şube üyeleri, “Bu zulüm ve sömürüye karşı sessiz kalmayacağız. Direnişimiz taleplerimiz kabul edilene kadar devam edecek” dedi
Petrol-İş Sendikası İstanbul 2 Nolu Şube üyeleri, Mehmetçik Vakfı’na bağlı benzin istasyonundaki kötü çalışma koşullarına karşı eylem düzenledi.
Sarıyer’deki Mehmetçik Vakfı önünde bir araya gelen işçiler, “Mehmetçik Vakfında emek sömürüsü yapılıyor. Emek sömürüsüne hayır” yazılı pankartı açarken çalışma koşullarının iyileştirilmesini, hak gasplarının önüne geçilmesini istedi.
Yöneticilerin emir ve talimatlarıyla baskı altında idare edilmek istemedikleri belirtilen açıklamada “Çalışanın hakkını güvence altına alan ve iş kanunu yönetmeliğine uygun, insani değerlere saygılı bir ortamda çalışmak istedik. Ama her şey tam tersi şekilde geliştirildi. Emeğimiz alınterimiz istismar edildi. Sudan sebeplerle tutanak tutulup savunmamız istendi. Sonucunda da disiplin kuruluna çıkarılıp cezalandırıldık” denildi.
Yanlış ve fazla dolumlar sonucunda işçilerin maaşının kesildiği ve disipline çıkarılarak ayrıca yevmiye cezasının da verildiği ifade edilen açıklamada, “Bizler de insanız ve artık tahammülümüz kalmadı. Bize yaşatılanlar hangi insanlığa, vicdana sığar? Sonuçta iş kazasını kimse isteyerek yapmaz. İşçiye olan bu kinin, öfkenin sebebi nedir?” diye soruldu.
Hukuka aykırı disiplin kararlarıyla işten çıkarmaların olduğuna dikkat çekilen açıklamada şu ifadelere yer verildi:
Çalışanın emeği, alınteri gasp ediliyor. Bunların sonucu olarak vakıf yargıya intikal eden davalarda yüklü şekilde tazminatlar ödemek durumunda kaldı. Yöneticilerin keyfi tutumlarının, egolarının, sorumsuzluklarının cezasını vakıf ödüyor. Hiçbir şekilde sorumluluklarını görmeyen, hesap verme durumları olmayan yöneticiler görev süreleri dolduğunda çekip gidiyorlar, zarar da ziyan da vakfa kalıyor.
Yine yıllardır yöneticilerin baskılarına, tehdit ve mobbinglerine ekmeğimiz hatrına boyun eğmek zorunda kaldık. Artık ağır iş koşulları ve durmaz görünen idari baskılardan dolayı bunalan işçiler iş bırakma durumuna gelmiştir. İnsanca yaşamak, huzurlu bir şekilde ekmeğimizi kazanmak istiyoruz. Biz işçiyiz, insanız. Biz köle değiliz. Kışı ayrı yazı ayrı zorlu hava koşullarında gece gündüz hizmet veriyoruz. Her türlü müşteriyle muhatap oluyoruz. Sinirli, agresif, alkollü olanlar oluyor, ama biz işimiz gereği elimizden geldiğince etkilenmeden görevimizi yapmaya çalışıyoruz. Sahadaki ağır çalışma faktörlerinin üzerine bir de yönetim baskısı eklenince ister istemez insan olarak etkileniyor, bunalıyoruz.
Stres, yorgunluk ve hava şartlarından dolayı rahatsızlandığımız oluyor. Hastaneden rapor aldığımızda bize suç işlemişiz gibi davranıyorlar. Neden rapor aldın, niye rapor aldın diye de hesaba çekiyorlar. Soğukta dışarıda çalışan tabii ki soğuk algınlığına, gribe yakalanabilir. “Geçmiş olsun” değil, “neden rapor aldın” diye soruluyor. İnsan sağlığı hiçe sayılıyor, önemsenmiyor. İdarenin tek yaptığı çalışanlarla uğraşmak. Mesailerini bunun için harcıyorlar. Kamera kayıtlarında çalışanın açığını aramakla, kaç dakika istirahat yaptığını hesaplamakla meşguller. Yetmedi, bununla ilgili topluca tutanak indirip savunma istediler.
Çalışma şartlarının giderek ağırlaşmasına sebep olan eski istasyon müdürü Albay H. H.’nin baskı, tehdit, mobbing ve hukuka aykırı kararları ile personeli canından bezdirdiği ifade edilerek şunlar söylendi:
Görev süresince gerisinde adeta enkaz bırakarak şirketi zarara uğratan albay H. H. bir de çıkış tazminatı verilerek ödüllendirilmiştir. Her yaptığı yanına kar kalmıştır. Yaptıklarının hiçbirinin hesabı sorulmamıştır. Halihazırda yargıda birçok dava devam etmektedir. Görevden neden alındığının kamuoyuna tüm gerçekliğiyle açıklanmalı, hesabı sorulmalıdır. Vakfın bu duruma gelmesine yaşanılanlara göz yumarak kayıtsız kalan şirket müdürü Paşa O. K.’nin de büyük mesuliyeti vardır. Şirketi değil de kendi şahsi menfaatlerini ve çıkarlarını düşünen idarecilerden bu zararların, sorumsuzluğun hesabı sorulmalıdır.
Çalışana değer verip emeğine, alınterine saygı gösterip hakkını hukukunu koruyup gözetirseniz her zaman kazanırsınız. Aksi durumda kaybetmeye her zaman mahkumsunuz. Ve biz işçiler artık bu zulüm ve sömürüye karşı sessiz kalmayacağız. Biz işçiler, sendikamız Petrol-İş İstanbul 2 No’lu şube ile birlikte dün Maslak istasyonunda bir basın açıklaması ile taleplerimizi bir kez daha kamuoyu ile paylaştık ve yönetime 3 günlük süre verdik. Direnişimiz taleplerimiz kabul edilene kadar devam edecek.
Sendika.Org