Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde hekim istifaları sonucu bölümlerin kapanmasını sağlık sisteminin piyasalaştırılmasının sonucu olduğunu belirten TTB, uygulanan politikalarla hekimliğe ve halkın sağlık hakkına zarar vermeye devam edildiğini söyledi
Şanlıurfa’daki Harran Üniversitesi’nde Göğüs cerrahı Uzm. Doç. Dr. Atalay Şahin, Urfa’nın tek onkoloji doktoru Prof. Dr. Hakan Hatipoğlu ve radyoloji uzmanı Dr. Mehmet Kolu geçtiğimiz yıl istifa etmişti.
Hastanesi’nin tek nefroloji doktoru olan Prof. Dr. Metin Sarıyaka da bu yılın ocak ayında görevinden ayrılmış ve böylece hastanedeki nefroloji bölümü de kapanmıştı. Son olarak Patoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Emin Güldü’nün de 16 Mayıs’ta istifa etmesi ve Patoloji bölümünün kapanmasıyla birlikte 1,5 yıl içerisinde hastanede 9 bölüm kapatılmış oldu.
Sağlık sisteminin piyasalaştırılması sonucunda hekimlerin istifa ettiğini ve bölümlerin kapatıldığını belirten TTB, uygulanan politikalarla hekimliğe ve halkın sağlık hakkına zarar vermeye devam edildiğini söyledi.
Türkiye’de 1980’ler ile başlayan sağlıkta piyasalaştırma sürecinin AKP döneminde “Sağlıkta Dönüşüm Programı” ile iyice tırmandığını belirten TTB, “İlk günden itibaren mücadele ettiğimiz bu sağlık politikası, hekimliğe ve halkın sağlık hakkına zararlar vermeye, sağlık ortamındaki tahribatı derinleştirmeye devam etmektedir” dedi.
Sağlık sistemindeki yoğun ve karşılıksız emek sürecinin, yoksulluk sınırının altındaki gelirlerin, ve sağlıkta şiddetin hekimlerdeki tükenme sorununu daha da derinleştirdiği ifade edilen açıklamada şunlar söylendi:
Bilimin gereklerine göre hareket edilmemesi, anabilim dallarının taleplerinin karşılanmaması, akademisyen görüşlerinin alınmaması ise üniversite hastanelerindeki hekimlerde büyük hayal kırıklıkları yaratmaktadır. Hastane ölçeğinde idarecilerin kayıtsızlığı, sağlık sistemi ölçeğinde de iktidarın oyalamacı taktikleri hekimleri ya yıllarca çalıştıkları kamu hastanelerinden ya da memleketlerinden vazgeçmeye zorlamaktadır.
Açıklamada tıp ve tıpta uzmanlık eğitiminin verildiği kurumlardaki istifaların hekim yetiştirme konusunda ciddi sorunlara yol açacağı belirtilirken devamında şu ifadelere yer verildi:
Sadece ilgili bölümlerin sağlık hizmeti aksamamakta, aynı zamanda yeni hekimlerin ve yeni uzman hekimlerin hakları ellerinden alınmakta, yeni mağduriyetler yaratılmaktadır. Dahası, halk sağlığı doğrudan olumsuz etkilenmekte, hasta ve hasta yakınları bu yıkım karşısında çaresiz bırakılmaktadır.
Türk Tabipleri Birliği’nin uzun süredir yaptığı tüm uyarılara rağmen kamu bile isteye çökertilmektedir. Sağlık hizmetinin sermayenin kâr hırsına teslim edilme niyeti, en üst merciden sarf edilen “Giderlerse gitsinler” sözünde de suretini bulmuştur. Sözün esas muhatabı hekimler değil, doğrudan halk sağlığıdır. Oyalama taktikler, gerçeklikten uzak öneriler ile sorunu geçiştirmeye çalışanlara karşı, tıpta nitelikli eğitimin vazgeçilmez olduğunu bir kere daha vurguluyoruz.
Sendika.Org