Demokrasi için Birlik (DİB), geçtiğimiz günlerde Millet İttifakı “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Mutabakat Metni”ne ilişkin değerlendirmede bulundu
Demokrasi için Birlik (DİB), geçtiğimiz günlerde Millet İttifakı’nın Meclis’te yaptığı görüşmelerin ardından üzerinde uzlaştığı “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Mutabakat Metni”ne ilişkin değerlendirmede bulundu.
DİB, açıklamasında devlet aygıtını elinde tutarak çeşitli provokasyonlar gerçekleştiren tek adam rejimine karşı, Millet İttifakının bir araya gelmesini ve mutabakat oluşturmasını olumlu bir adım olarak değerlendirse de toplumsal muhalefetle herhangi bir organik bağ kurmanın amaçlanmadığını belirtti.
Parlamenter sisteme dönüş vaadi içeren mutabakat önerisinin ekonomik sorunlara çözüm sunamayacağını ifade eden DİB, “Ülkenin ekonomik durumunun altılı masanın iddia ettiği gibi parlamenter sisteme dönüş, yolsuzlukların önlenmesi, beşli çeteye ağzının payının verilmesiyle iyileşmeyeceğini, tam tersine sermayenin dizginlenmesini, gelir ve bölüşüm adaletini, demokratik planlı bir ekonomiyi, kamulaştırmayı önceleyen bir sistemsel değişikliğin zorunlu olduğunu toplumun büyük çoğunluğu derinden hissediyor. Ancak bu dönüşüm talebini temsil edecek bir siyasi özne henüz ortada yok” diyerek eleştirdi.
DİB, yeni demokratik bir anayasanın laikliği, eşit yurttaşlığı, barışı güvence altına alan bir toplumsal sözleşmenin uygulanması gerektiğini belirtirken, mutabakat önerisinin toplumun ezilen ve ayrımcılığa uğrayan kesimlerini dışarıda bıraktığını örneklerle sıraladı:
- Kadınlara ve LGBTİ+ bireylere yönelik şiddetin önlenmesinde hayati önem taşıyan İstanbul Sözleşmesi’nin metinde adı geçmiyor.
- İktidarın din ve inançlar arasında eşitsizlik, ayrımcılık ve dini istismar aygıtı olarak Diyanet İşleri Başkanlığı, siyasetteki merkezi yeri, bütçesi, yalnızca Sünni kesime hizmet etmesiyle bütün ülke için temel bir sorunken, bu konuya değinilmemiş. Yalnızca din ve inanç özgürlüğünün garantisi olarak metinde geçiştirilen laiklik ise, temel hak ve özgürlüklerin, çoğulcu demokrasinin ve eşit yurttaşlığın da güvencesi.
- Kürt sorununda adil ve barışçı çözümü sağlayacak eşit yurttaşlık, anadilinde yaşam, yerel demokrasi gibi evrensel haklar metinde yer almıyor.
- AİHM tarafından da eleştirilen zorunlu din dersi konusuna değinilmiyor.
- Sosyal hakların hak temelli bir yükümlülük olarak güçlendirileceği gibi yuvarlak, hiçbir taahhüt içermeyen söylemlere yer verilmiş.
- Emekçilerin sorunlarına, sendikalaşma, toplu sözleşme, grev haklarına hiç değinilmiyor.
- Emperyalist güçlerin oyuncağı olmayan, onurlu, bağımsız bir dış politika belgede yer almıyor.
Açıklamaların tamamını okumak için tıklayınız.
Sendika.Org