Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyou (KESK), TÜİK hakkında “resmi belgede sahtecilik” iddiasıyla suç duyurusunda bulundu. Yapılan suç duyurusunda istatiski verilerdeki TÜİK tekeli için “Bu konuda tekel olan TÜİK’in verileri, sahteliği sabit oluncaya kadar geçerli olan belge niteliğindedir. Bu yönüyle işlenen suç, TCK 204/2,3 gereğince cezalandırılmalıdır” ifadeleri yer aldı
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyou (KESK), gerçeğin çok altında hesaplayıp yayımladığı enflasyon verilerinden dolayı TÜİK hakkında “resmi belgede sahtecilik” iddiasıyla suç duyurusunda bulundu. Yapılan suç duyurusunda istatiski verilerdeki TÜİK tekeli için “Bu konuda tekel olan TÜİK’in verileri, sahteliği sabit oluncaya kadar geçerli olan belge niteliğindedir. Bu yönüyle işlenen suç, TCK 204/2,3 gereğince cezalandırılmalıdır” ifadeleri yer aldı.
#TÜİK'e SUÇ DUYURUSUNDA BULUNDUK!
Çarpık enflasyon rakamlarını kabul etmiyoruz! TÜİK sahte belge üretmekten vazgeçmeli, gerçekleri açıklamalıdır. pic.twitter.com/xefKIxRpO2— KESK (@KESK1995) December 29, 2021
İhbar edilenlerin TÜİK’in başkan ve başkan yardımcılarının olduğu suç duyurusunda açıklama bölümünde ise şu ifadeler yer aldı:
İstatistik bilimi ve tabii ki TÜİK, oldukça önemli ve ikamesi olmayan veriler üretmektedir. Bu istatistik veriler sayesinde devlet, daha adaletli bir şekilde karar alıcı ve denetleyici görevini yerine getirebilir. Tüm karar alma süreçlerini etkileyen istatistiklerin ve istatistiki yöntemlerin bakanlılarda ve kamu kurumlarında kullanılması olmazsa olmaz kuralıdır. İstatistiki bilgi olmadan devletin gelecek planlaması, etki analizi, denetleme görevi ve yatırım planlaması görevlerini yürütmesi düşünülemez.
Devlet kurumlarından biri olan TÜİK’in görevlerinin en başında da ürettiği istatistiklerde adaletli olması gerekir. Bu adaleti de ürettiği istatistik göstergeleri güvenilir, yansız, kaliteli, uluslararası standartlara uygun, kıyaslanabilir, tutarlı, güncel ve toplumun ihtiyaç duyduğu verileri üretilmesi sayesinde sağlayabilir. Bu nedenle TÜİK’in ürettiği enflasyon rakamları da devletin ekonomik anlamda daha adil yönetilmesi için gerekli verilerden biridir.
Çünkü enflasyon, mal ve hizmetlerin fiyatlarındaki değişim oranlarının izlenmesinde, ödeme sözleşmelerinin vade farklarının hesaplanmasında, satın alma gücü değişiminin bulunmasında, ekonomik ya da parasal değer serilerinin deflate reel değerinin bulunmasında, verimlilik, karlılık ve muhasebe hesaplarında, Merkez Bankası’nın para politikalarında, hükümetlerin alacağı ekonomik tedbirlerin belirlenmesinde, ekonominin gidişat için bir gösterge olmasında, hükümetlerin ekonomik politikalarının belirlenmesinde, ücretlerin ve fiyatların ayarlanmasında, milli muhasebe hesaplarında, fiyat analizlerinde, ticari faaliyetlerin yönlendirilmesinde, kira kontratlarının artış oranlarının belirlenmesinde gösterge olarak kullanılmaktadır. Ancak TÜİK verilerine kamuoyunda güven kalmamıştır. TÜİK verilerine güven 2003 yılından itibaren adım adım düşerek bugün hiç kalmamış olacak ki sadece bir şirketin değil, birçok kamuoyu araştırma şirketinin yaptığı anketlerde, yurttaşlarımız yüzde 70’in üzerinde bir sonuç ile kurumun açıkladığı rakamlara inanmadığını ortaya koymaktadır. Bazı özel araştırma şirketlerine göre halkın yüzde 79’u resmi enflasyon rakamına inanmıyor. Halkın yüzde 43’ü ise enflasyon rakamlarının yüzde 40’ın üzerinde olduğuna inanıyor.
Ayrıca Aralık 2020’de TÜİK tarafından açıklanan resmi enflasyon her ne kadar yüzde 14,60 olsa da bir de hissedilen enflasyon var. 2021 yılı başında TÜİK, düşük gelirlilerin hissettiği enflasyonun en düşük yüzde 22 olduğunu açıkladı ve hükümet de bunu kabul ederek 2021 yılı başında asgari ücrete yüzde 21 zam yapmıştı. Bu durum 2021 yılında da devam etmektedir. Resmi yıllık enflasyon her ne kadar Kasım 2021’de yüzde 21,31 olsa da hükümet, 2022 yılında geçerli olacak asgari ücrete yüzde 50,4 oranında zam yapmıştır. 2020 Aralık-2021 Aralık arasındaki dolar kuru artışı, tüm dalgalanmalar göz ardı edilse bile yüzde 51,11’dir.
Merkez Bankası’nın 50 katılımcıyla gerçekleştirdiği anket de enflasyon için fikir veriyor. 2021 yılında TÜFE beklentisi, bu anket döneminde yüzde 23,85 olarak açıklanmıştır. Öte yandan, Ekim 2021 de Hizmet Üretici Fiyat Endeksi (H-ÜFE) yıllık yüzde 34,26 ve Kasım 2021 Tarım Ürünleri Üretici Fiyat Endeksi (Tarım-ÜFE) yıllık yüzde 24,35 artması ile Sanayii Yİ-ÜFE yıllık rakamının yüzde 54,62 olması da göz önüne alındığında, TÜİK’in açıkladığı rakamlar arasında bile enflasyon çelişkisi kamuoyunun TÜİK’e olan güvenini iyice yitirmesine neden olmaktadır.
TÜİK tarafından 03/12/2021 tarihinde açıklanan enflasyon oranlarının gerçeği yansıtmadığı açıkça ortadadır. Tüm yurttaşların derinden hissettiği ekonomik krizin siyasi etkilerini azaltmak amacıyla objektif olması gereken kurumun, enflasyon oranını gerçeğe aykırı olarak düzenleyip kamuoyuna açıklaması kurumun ilkeleri ile de bağdaşmamaktadır. Oysa TÜİK’ in görevi gerçek rakamları açıklamaktır. Ülkemizde yurttaşlarımızın hissettiği yıllık enflasyon oranı (TÜFE) yüzde 50’nin üzerinde iken TÜİK tarafından kasım ayı verilerine göre yıllık enflasyon oranı yüzde 21,31 olarak açıklanmıştır.
TÜİK, kamu gücü ve kamu kaynaklarını kullanarak elde ettiği verileri, gerçeğe aykırı olarak işlemektedir. Bağımız ve tarafsız, alanında uzman ekonomist bilirkişilerce hesaplanacak olan gerçek enflasyon oranları, TÜİK yetkilileri tarafından resmi belgede sahtecilik suçunun işlendiğini şüpheye yer bırakmayacak şekilde ortaya koyacaktır.
Sendika.Org