Erdoğan’ın “Kürt sorununu çözdük” sözlerine yanıt veren HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, “Madem çözdünüz neden hala panzerler Kürtlerin şehirlerinde dolaşıyor ve çocukları ezerek öldürüyor” dedi
HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, Meclis’te partisinin grup toplantısında Tayyip Erdoğan’ın “Kürt sorunu denen meseleyi hak ve özgürlükten kalkınmaya kadar bütün boyutları ile çözdük” sözlerine yanıt verdi.
Erdoğan’ın TBMM açılış konuşmasına atfen “Meclis aynı zamanda Kürt sorununun inkârı sözleriyle açıldı” diyen Sancar konu ile ilgili şunları söyledi:
Bu ülkenin en temel sorunlarından birinin Kürt sorunu olduğunu söylüyoruz. Bunu herkes biliyor. İktidarın başı AKP Genel Başkanı, Kürt sorununu inkâr ederek, yaptı konuşmasını. Ne dedi? ‘Kürt sorunu denen meseleyi hak ve özgürlükten kalkınmaya kadar bütün boyutları ile çözdük.’ Dolayısıyla halkların anlayacağı sadelikte birkaç başlıkta bu sözün nasıl bir çarpıtma ve inkâr anlayışı yansıttığını anlatmaya çalışalım. Bundan bir yıl önce Meclis kürsüsünde ‘Kürt sorunu çözdük’ diye bir kelime kullanmamıştı AKP Genel Başkanı.
Üstüne daha geçenlerde Diyarbakır’da “çözüm sürecini biz bitirmedik” diyerek hem sorumluluğunu inkâr ederek hem de bitmemiş bir süreci itiraf etti. Yani kendilerinin bitirdiği bir sürece ardından yürürlüğü koydukları savaş, inkâr ve imha politikası yollarına devam ettiler ve ‘Kürt sorununu çözdük’ diyorlar.
Evet buradan soralım bir yılda sorun nasıl çözüldü de hiç kimsenin bundan haberi olmadı. Binlerce siyasetçi seçilmiş kişi neden cezaevindedir. Eğer çözüldüyse Kürt sorunun çözümü, demokrasi ve barış için mücadele eden siyasetçiler neden rehin alıyorsunuz. Cezaevlerine tıkıyorsunuz, neden? Kürtçe üzerindeki baskılar, inkâr ve zorbalık devam ediyor. Türkiye’nin 3’te birinde seçim sonuçlarını yok sayan bir anlayış Kürt sorunun çözmüş olabilir mi? Şark Islahat planında olduğu gibi kayyım atayan anlayış, Kürt sorununu çözmüş olabilir mi? Bu mudur çözüm? Madem çözdünüz neden hala panzerler Kürtlerin şehirlerinde dolaşıyor ve çocukları ezerek öldürüyor?
Savaş politikası çözümsüzlük anlayışı değil de nedir? Kürt sorununu çözmekse derdiniz, o panzerler orada gezmeyecek. Orada birlikte ortak yaşamın ve özgür kimlik imkanlarını en geniş şekilde yer aldığı bir ortam olmalı. Hayır panzerler var, çocukları yaşlıları eziyor, sonra da buna kılıf uydurmak için Valiler, Bakanlar yalan üzerine yalan söylüyorlar. Kobanê kumpas davası, partimize karşı siyasi kapatma davası neden açıldı?
Bu mudur Kürt sorununu çözmek? İnkâr siyaseti uzun süre ‘Kürt yoktur’ laflarıyla yürütüldü. Kürdün kendisi inkâr edildi. Neyse hayat ve mecburiyet bir yere kadar izin veriyor. Hayat ve mecburiyet bir de üstüne, Kürtlerin onurlu, güçlü mücadelesi her türlü bedeli ödeyerek, kimliklerini onurlarını koruma mücadelesi bu sözü yutturdu. ‘Kürt yoktur’ demeye kimse cesaret edemiyor. Bunun temelinde o güçlü duruş, kararlı mücadele, halkın kimliğine, onuruna ve geleceğine sahip çıkma iradesi yatıyor.
Bizler bu iradeyi temsil etme onurunu yaşayan kişileriz. Bu mücadele mirasının devamının gururunu taşıyan insanlarız. O nedenle diyoruz ki; inkâr Kürdün inkarından başladı. Mecburiyet mücadele bunu çökertti, sonra başka bir inkâr devresine geçildi. Bu sefer ‘Kürt sorunu yoktur’ demeye başladılar. Bu da mücadele ile kararlı duruşla hayatın dayattığı dinamiklerle çöktü. ‘Kürt sorunu vardır’, noktasına gelindi. Ama asıl şimdi yapılması gereken şey çözüm, gerçek kalıcı barış için imkanları ve yolları yaratmaktır. İşte bizler bunun için varız bu ülkenin tümüne demokrasiyi barışı ancak müzakere diyalogla demokratik siyasetle getirebiliriz. HDP bunun öncülüğünü yapmaktadır. Türkiye’nin bütün sorunlarını çözmeye taliptir, hazırdır, adaydır. Bu sorunların temelinde yatan ana kaynak olan Kürt sorunun çözümünde de üzerine düşen her türlü sorumluluğu almaya hazırdır. Bunu gerçekleştirecek gücü samimiyeti kararlılığı ve birikimi vardır.
Şimdi inkarın başka bir evresine geçtik, çözdük diyerek inkâr siyasetini sürdürmeye çalışıyorlar. ‘Kürt sorunu vardır’ dediler fakat bunun gerçekliğini kavramaya yanaşmıyorlar. Şimdi de vardır çözdük diyerek inkâr siyasetini sürdürüyorlar. Bu çıkmaz sokaktır, iktidarın bunca yıl biriktirdiği dikenli tellerin kendi ayaklarına dolaşmasıdır. Ne diyeceklerini bilemiyorlar, nasıl söz kuracaklarını, siyaset yürüteceklerini bilemiyorlar, ‘savaş, inkâr, imha’ anlayışından vazgeçemiyorlar ama Kürde de şirin gözükmek istiyorlar. Çünkü iktidarı devam ettirmek için Kürt halkını oyuna ihtiyaçları var, Kürt halkı da bu kadar mücadele ve birikim üzerine bu kadar söze kanacaktır öyle mi?
Yok değerli arkadaşlar bundan sonra Kürt halkı kendi iradesini sonuna kadar savunarak, Türkiye halkları ile birlikte toplumun tüm kesimlerinin katılımı ile çözümde ısrarını sürdürecektir. HDP bu ısrarın temsilcisidir, bu ısrarın yarattığı sorumluluğun taşıyıcıdır.
Türkiye’nin geleceğini halkların ortak eşit yaşamını demokratik özgür düzen içinde varlıklarını sürdürmeyi sağlayacak bütün yollarda HDP her türlü öncülüğü sorumluluğu ve görevi üstlenecektir. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da sorumlularının gereğini her zeminde yerine getirmeye devam edecektir.
Kürt sorununun çözümü sözlerini kullanabilmeniz için geride kalan yıkım yıllarına bir bakın onlardan ne kadar farklılaştığınızın muhasebesini yapın. Yani belki yaparlar diye çağrıda bulunuyorum, iktidar partisinin içinde bu muhasebeyi yapmak isteyenler mesela dönüp 90’lara bakmalarını o dönem yapılanlarla bugün arasında bir kıyaslama yapmalarını istiyorum. Bir muhasebe yapın, vicdanınızla, aklınızla bu muhasebeyi yapın. Şimdi sizin partinizin başında olduğu bu iktidarın politikaları ile o yılların politikaları arasında benzerliklerin ne olduğunu, o yılları ne kadar geride bıraktığınız baskıda, inkarda, tasfiye politikalarında zulümde o yılları aratacak duruma Türkiye’yi getirdiğinizi göreceksiniz. Belki benim söylediklerimi görmeyeceksiniz ama bunun kısmını bile görmeniz yeterlidir. Vicdan sahibi herkes, AKP’de milletvekili ve yöneticiler de dahildir, bu muhasebeyi yaparlarsa varacakları sonuç bellidir.
Biz onlara da çağrı yapıyoruz, toplumun tüm kesimlerine çağrı yaptığımız gibi, muhasebe yapın. Bu ülkenin eşit yaşamını bir nebze istiyorsanız; şimdi yaptığınız yoldan farklı bir yola ihtiyaç olduğunu göreceksiniz. Gidilen bu yolun yol olmadığını anlayacaksınız. Yeni bir başlangıç çağrımız bütün toplum kesimlerine seslenen bir çağrıdır. Gelin hep birlikte vicdanlı insaflı sağduyu bütün toplum kesimleri bütün bireyler birlikte hareket edelim yeni başlangıcın yolunu açalım bu yol felakettir daha fazla acıdır daha derin yaralar demektir. Her bir adım iyileşmesi ve 10 yılarımıza mal olacak derin yaralar ve ağır tahribatlar yaratmaktan başka bir sonuç doğurmuyor.
İşte biz diyoruz ki toplumun bütün kesimleri ülkenin bütün sorunlarını hep birlikte müzakere edelim. HDP buna hazırdır. Çözüm yolunu burada görüyor. Demokratik, eşit ve ortak yaşamda görüyor. Kürt sorunun demokratik barışçıl çözümünde görüyor. Güçlü demokrasiyi yerelden inşasından görüyor. Emekçinin yoksulun kadınların gençlerin umutların özlemlerini hayata geçirmekte görüyor. Biz bu yolda bu saydığım değerlere bir yerinden tutunmak isteyen herkesle yürümeye hazırız. Demokrasi İttifakı dediğimiz şey budur.
Sendika.Org