İstifa krizini değerlendiren Ahmet Taşgetiren, Soylu’nun güç kazanmasından ziyade yükselen gücünün bir kenara not edilmesine dikkat çekti. “İstifa Erdoğan’dan dönmeseydi, Soylu’dan yana olanların Erdoğan’a tavrı ne olurdu?” sorusunu soran Taşgetiren, bu krizden sonra Erdoğan’ın yoğurdu üfleyerek yiyeceğini, Soylu’nun doldurduğu stratejik konumu kontrolsüz bırakmayacağını ifade etti
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun, kökleri iktidar içi gerilimlere dayanan ancak sokağa çıkma yasağının ilan edilişine dönük tepkiler sonrası patlak veren istifası Tayyip Erdoğan’dan döndü.
İstifa krizi üzerine yapılan değerlendirmelerin birçoğu Soylu’nun ve Devlet Bahçeli’nin daha güçlendiği, Erdoğan’ın ve Berat Albayrak’ın zayıflığının ise daha belirginleştiği üzerine olurken İslamcı camianın önemli kalemlerinden Ahmet Taşgetiren, Karar’daki köşesinde farklı bir görüşü dillendirdi.
2012’de partiye geliş, MKYK üyeliği, Ar-Ge’den Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı, Teşkilatlardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı, milletvekilliği, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı gidişatının bir tırmanış öyküsü olduğunu doğrulayan Taşgetiren, bu tırmanışta üç belirleyen olduğunu kaydetti:
İstifa krizinin gecesinde Soylu için harekete geçip bir sosyal medya harekatı gerçekleştiren kitleyi ele alan Taşgetiren, AKP Kadın Kolları Başkanı Lütfiye Selva Çam ile her durumda Erdoğan’a göğsünü siper eden Ahmet Hamdi Çamlı’nın dahi hedef tahtasına konulmasına dikkat çekti.
“Soylu’nun istifası Erdoğan’dan dönmeseydi, bu grubun Erdoğan’a karşı tavrı ne olurdu?” sorusunun altını çizen Taşgetiren, “Bence AK Parti’de günün ve geleceğin sorusu bu olacaktır” diye ekledi.
Soylu’nun sahip olduğu koltuğun stratejik öneminin iktidardaki kaygıları paranoyaya dönüştürebileceğini, bu noktaları bütünüyle kontrolsüz bırakmanın söz konusu olamayacağını savunan Taşgetiren, Gülen Cemaati örneğini verdi.
Taşgetiren yazısını şöyle noktaladı:
Siyaset böyle bir şeydir. AK Parti’nin, hatta Tayyip Erdoğan’ın ağzı fena halde yanmıştır, yoğurdu üfleyerek yemesi kadar tabii bir şey olamaz.
Eminim ki o gecenin hareketliliği okunacaktır. Soylu da okuyacaktır, Erdoğan da… AK Parti bünyesi de bir okuma gerçekleştirecektir. Bahçeli’nin-Destici’nin göğüslemesi de okunacak alana dahildir. “Normal”in ötesindedir o gece.
Son söz: Bu iş bitmemiştir.
Yazının tamamını okumak için tıklayın!
Sendika.Org