Rejimin keyfi yönetme eğiliminin pandemi sürecine de yansıdığını söyleyen Saygı Öztürk, İçişleri genelgelerinin ve elektrik-doğalgaz kesintilerinin durdurulması söyleminin hukuki dayanaktan yoksun olmasına dikkat çekti. Öztürk, Anayasa’yı çiğneme davranışının normalleştirilmemesi gerektiğinin altını çizdi
Tek adam rejiminin tesisiyle birlikte karar alma ve yürütme süreçlerini de keyfileştiren Saray iktidarı, koronavirüs pandemisi krizi sürecinde hukuki dayanakları tartışma konusu olan sözlü ifadelerle ve genelgelerle yönetimi öne çıkardı. Sadece salgın sürecinde İçişleri Bakanlığı tarafından valiliklere 16 genelge gönderildi.
Süreci OHAL dönemindeki KHK’lerle yönetime benzeten Sözcü yazarı Saygı Öztürk, “dayanaksız genelgeler”e şu örnekleri verdi:
Dayanaksız genelgeler dışında sözlü yönetimin de bir sorun olduğuna dikkat çeken Öztürk, Tayyip Erdoğan’ın borcundan dolayı elektrik ve doğalgazın kesilmeyeceğini söylemesi fakat dört bir yandan kesinti haberleri gelmesini örnek verdi.
Öztürk’ün görüşünü aldığı bir enerji şirketi yetkilisi çelişkiyi şöyle anlattı:
Elektrik dağıtım şirketleri, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’nun yönetmelik, genelge ve talimatları doğrultusunda hareket eder. Bu durumda çelişki ortaya çıkıyor. Cumhurbaşkanı, “Borcundan dolayı elektrik ve doğalgazı kesmeyeceksiniz” diyor.
Şirketler genelde bin liranın üzerinde borcu olanın elektriğini kesmiyor. Ama bu borcu aşanların elektriği, doğalgazını kesiyoruz. Çünkü enerji dağıtım şirketleri, devletten elektrik alıyor ve bunun karşılığında bedel ödüyor. Biz alacağımızı tahsil edemezsek, devlete borcumuzu nasıl ödeyeceğiz? Devlet alacağını ertelemiyor ya da bize yeni bir kolaylık sağlamıyor. Bu durumda şirketle vatandaş karşı karşıya geliyor. Yapılması gereken siyasi iradenin bunu yasal bir zemine oturtmasıdır.
Saygı Öztürk, yazısında “Tüm bu konuları düzenleyen bir yasaya ihtiyaç var. Niçin çıkarılmıyor? Anayasa niçin çiğneniyor? Hukuksuzluğun azı, çoğu olmaz. Her türlü hukuksuzluğa karşı çıkmak gerekiyor” dedi.
Yazının tamamını okumak için tıklayın!
Sendika.Org