Gazete Duvar yazarı Bahadır Özgür, iktidar-inşaat bağının sarsılmazlığının koronavirüs pandemisi ile kanıtlandığını yazdı. Saray’ın bağış listesi, ihalelerle beslenen şirketlerin vergilerinden düşecekleri meblağların yer aldığı bir listeye dönüştü. İhalelere ilişkin iki grafik, başkanlık rejiminin şirket mantığıyla yönetmenin kusursuzluğunu gösterdi
Koronavirüs pandemisi günlerinde Saray iktidarının rant hırsı ivme kaybetmezken, Gazete Duvar yazarı Bahadır Özgür iktidar ile inşaat arasındaki sarsılmaz bağı verilerle ele aldı.
Özgür yazısına şöyle başladı:
İnşaatla iktidar arasındaki bağ, salgın günlerinde dahi ne derece sarsılmaz olduğunu kanıtladı. Her şey durma noktasına gelmişken, ihaleler ve şantiyeler olanca azmiyle işliyor. Servislere istiflenip zorla çalıştırılmaya götürülenler, virüs önlemlerinden azade tutuluyor; itirazları işsizlikle veya tutuklama tehdidiyle yanıt buluyor. Müsebbibi olmadıkları bir ekonomik enkazı sırtlamaları isteniyor onlardan. Bağış kampanyası ile tahkim edilmiş ‘milli beraberlik’ retoriği, sonuçta bir inşaatın demir ve çimentosunda vücut buluyor.
Saray iktidarının bağış kampanyası listesinin ücretleri kesen, işsiz bırakan, hasta eden, tedavi ettirmeyen, kolonyaya mahkum eden, tazminatını isteyene sopayla saldıran ellerin vergilerinden düşecekleri meblağlardan oluştuğunu kaydeden Özgür, Türkiye’nin beraberliğini dinamitleyen toplumsal fay hattının tam da burada olduğunu söyledi.
Özgür yazısının devamında iki tablo verdi. İlk tablo Kamu İhale Kanunu’na göre dağıtılan inşaat ihaleleri sözleşme tutarlarını içerdi. Özgür, tabloda adları sıklıkla duyulan 7 şirketin ihale aldıkları tarihlere dikkat çekti ve başkanlık rejimiyle birlikte şirket mantığıyla yönetme devrinin kusursuz bir tablo çıkardığını dile getirdi.
Sadece 7 şirket değil, bütün ihaleleri göz önünde bulundurunca da görüntü değişmedi.
“Grafiklerin üzerinde; ülkede keşke olmasaydı dediğiniz, hayatınızı kötü etkileyen, bugün sizi daha korumasız, güvencesiz ve umutsuz hale getiren her olayı işaretleyebilirsiniz. Emin olun çoğunlukla hazinenin yağmalanması ile eşzamanlı bir seyir izleyecektir” diyen Özgür, koronavirüs pandemisinin bir afet değil, bizatihi bir afetin ardında bıraktığı yıkıntılardan güç alarak yayılan bir hastalık olduğunu vurgulayarak yazısını noktaladı.
Yazının tamamını okumak için tıklayın!
Sendika.Org