İzmir Valiliği kayyum darbesine karşı düzenlenebilecek protestoları önlemek için 10 gün süreyle eylem yasağı getirdi, İzmir Barosu uygulamayı antidemokratik bulduğunu belirterek “Özgür Kürsü” çağrısı yaptı
İzmir Valiliği, dün (19 Ağustos) Diyarbakır, Mardin ve Van Büyükşehir belediye başkanlarına kayyum darbesinin ardından İzmir’de yapılması planlanan eylemlere 10 gün süreyle yasaklama kararı getirdi. Kararı antidemokratik uygulama olarak nitelendiren İzmir Barosu açıklamada şu ifadelere yer verdi:
Bu antidemokratik uygulama İzmir’in barışçıl geleneğine, çoğulcu kültürüne ve çok sesli toplumsal yapısına aykırıdır. İzmir, başta fikir ve ifade hürriyeti olmak üzere Anayasamızda ifadesini bulan temel hak ve hürriyetlerin yurttaşlarca güven içinde kullanıldığı bir şehir olarak ülkemizi çağdaş uygarlığın ayrılmaz bir parçası yapacak her türlü imkana sahiptir.
Baro yaptığı açıklamanın devamında “Özgür Kürsü” kurma kararını ise şu şekilde duyurdu:
İzmir Barosu, yurttaşların kısılmak istenen sesine sahip çıkmak, şiddet ve nefret içermeyen her sözün değerli olduğunun bilinciyle onlara fikirlerini özgürce ifade etme olanağı yaratmak için Baro binası önünde sabit şekilde kalacak bir “Özgür Kürsü” kurma kararı almıştır. Bu kürsüde ifade edilen şiddet ve nefret içermeyen her sözün teminatı İzmir Barosu üyesi avukatlar olacaktır. Bağımsızlık mücadelesinin ilk kurşununun atıldığı İzmir’i, Türkiye’de demokrasi ateşinin kıvılcımlandığı ilk şehir yapmak için tüm yurttaşlarımızı “Özgür Kürsü”nün açılışına katılmaya ve fikirlerini özgürce ifade etmeye davet ediyoruz.
Baro, bu akşam (21 Ağustos) saat 18.00’da İzmir Barosu Merkez Binası önünde kürsü kuracak.
İzmir Barosu ayrıca halkın toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı ile ifade özgürlüğünü kullanabilmesi önünde engel oluşturduğu gerekçesiyle, İzmir Valiliği’nin, eylem yasağı kararının iptaline ilişkin dava açtı. İtirazda, toplantı ve ifade özgürlüğüne ilişkin ulusal ve uluslararası mevzuat hatırlatıldı ve kararın yürütmesinin durdurulması talebinde bulunuldu.
Valilik kararında, yasaklama gerekçesi olarak birtakım şiddet içerikli eylemlerin gerçekleşebileceği ihtimalinden söz edilmişse de, bunun somut bir dayanağı olmadığı ifade edilen dilekçede şu ifadeler yer aldı:
Bir varsayım üzerine, somut olgulara dayanmayan gerekçelerle, özgürlüklerin kullanılmasının kısıtlanması kabul edilemez. Doğma ihtimali bulunan bir riskin önlenmesi için özgürlüklerin kullanımının kısıtlanması yerine, gerekli ve yeterli tedbirlerin alınması, kamu otoritelerinin görevidir. Bu görevi yerine getirememelerinin sorumluluğunu da kişilere yüklemeleri mümkün değildir.
Sendika.Org