Sağlık meslek örgütleri, 14 Mart Tıp Haftası etkinlikleri kapsamında TTB Genel Merkez binasında sağlık çalışanlarının durumuna ilişkin basın açıklaması yaptı
Türk Tabipler Birliği (TTB), Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES), Devrimci Sağlık İş Sendikası (Dev-Sağlık İş), Tüm Radyoloji Teknisyenler ve Teknikerleri Derneği (TÜM-RAD DER), Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği (SHUDER), Türkiye Psikologlar Derneği (TPD) imzasıyla 14 Mart Tıp Haftası kapsamında TTB Genel Merkezi’nde sağlık emekçilerinin durumlarına ilişkin ortak basın açıklaması yaptı.
Açıklamada, sağlıkta dönüşüm programıyla ile başlayan sorunlar karşısında sağlık emekçilerinin başkanlık sistemine geçişle beraber çözüm mekanizmalarını kaybettiğine değinildi. Şehir hastanelerinin yeni sorunlar getirdiği belirtilen açıklamada “Her birimiz nerede çalışacağımızı, nasıl çalışacağımızı bilmeden, geleceğimizin ne olacağını bilmeden çalışmaktayız. Bu belirsizlik ne yazık ki müdahale edemediğimiz, etmekte geciktiğimiz bir süreç yaratıyor. Sonuç ise ne yazık ki yıllarca emek verdiği sağlık kuruluşundan ayrılma, işsiz kalan sağlık çalışanları, gittikleri şehir hastanelerinde işlerini yapamayan laboratuar teknisyenleri, fizyoterapistler, röntgen teknisyenleri olmakta” ifadelerine yer verildi.
Açıklamada sağlık hizmet sunumunun yapıldığı işyerlerinin çalışılabilir hale gelmesinin sağlık meslek örgütlerinin elinde olduğu, sorunların aşılabilmesi için taleplerin güçlü bir şekilde dile getirilmesi gerektiğinin altı çizildi.
2 yıl süren OHAL ve 3 yıl daha yürürlükte kalacak olan OHAL düzenlemeleri iş güvencesini ortadan kaldırdığı belirtilirken, tek taraflı belirlenen ücret politikaları ile sağlık emekçilerinin maaşlarının giderek erdiğine vurgu yapıldı.
Açıklamada döner sermaye ve performans sistemine ve ücrete ilişkin taleplerine ise şu ifadelerle değinildi:
Sağlık hizmetini metalaştırarak alınıp satılan bir mala dönüştüren döner sermaye uygulamaları ve tamamlayıcısı olan performansa dayalı ödeme sistemi, sağlık hizmetinin bir ekip tarafından üretildiğini görmemektedir. Performans ödemesinin aylık gelirin önemli bir kısmını oluşturması ve ancak tam ay çalışıldığında ödenmesi, kesintilerin anlamsız biçimde çalışılmayan günler üzerinden değil üç günün üzerindeki izin ve istirahat kullanımlarında tamamen kesilmesi hakkımız olan izinleri kullanmamızı ve hasta olduğumuzda gerekli şekilde istirahat etmemizi engellemektedir. Bunlar ve daha bir çok sebeple sağlık alanında döner sermaye ve performans sistemi kaldırılmalıdır. Eğer döner sermaye olacaksa performansa dayalı ek ödeme toplam ücretin yüzde 20’sinden fazla olmamalıdır. Göstergeler yeniden üniversite mezunu çalışanların hepsi için 3600 den başlayacak şekilde yeniden düzenlenmelidir. Emekliliğe yansıyacak, güvenceli, görev tanımına, liyakat ve kariyere uygun bir ücretlendirme politikası izlenmelidir.
Sağlık çalışanları ve sağlık çalışanı emeklilerinin ücretleri, şu anda aldıklarının iki katından az olmayacak şekilde düzenlenmelidir.
Aynı işyerinde aynı mesleği farklı statülerde yapmaya bağlı olarak farklı haklar bize dayatılmaktadır. İzin gün sayısından iş güvencesine, ücretlere uzanan bu eşitsizlikler en iyi, haklarda eşitlenme sağlanarak düzeltilmelidir.
Yapılan düzenlemelerin mesleki bağımsızlığı ortadan kaldırdığı, hastaların sorunlarının tam olarak çözülmesine engel olduğu belirtilerek “Bu durumun yarattığı en önemli sorun şiddettir. Her yıl on binden fazla sağlık çalışanı sözel ya da fiziksel şiddete uğramaktadır. Şiddet öldürücü boyutlara ulaşmış; pek çok sağlık çalışanı öldürülmüş ve yaralanmıştır. Çoğumuzun hasta ve yakını ile yüz yüze çalıştığı işyerlerimizin bu kadar güvensiz olmasını kabul etmiyoruz. Bu nedenle TTB tarafından Meclis’e sunulan Sağlıkta Şiddeti Önleme Yasası gecikmesizin çıkarılmalıdır” denildi.
Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nda yapılan değişikliğe de değinilen açıklamada “Çok yetersiz olan bu düzenleme sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin tamamını kapsamamaktadır, geçmiş çalışma yıllarımızı kapsamamaktadır, özelde çalışanları kapsamamaktadır. Fiili çalışma şartına bağlanmıştır, yıllık izinlerimiz, hafta sonu tatillerimiz, dinlenme hakkımız gasp edilmektedir. Topladığımız imzalarla da belirttiğimiz gibi sağlık ve sosyal hizmet işkollarında çalışan tüm emekçilerin dahil edildiği, geçmiş çalışma yıllarını kapsayan, fiili çalışma süresi şartını kaldıran, yeni bir fiili hizmet yasası yapılmalıdır” denildi.
Sendika.Org/ Ankara