İstanbul İSİG Meclisi’nin yayımladığı rapora göre 2018 yılında İstanbul’da en az 226 işçi yaşamını iş cinayetleri sonucunda kaybetti
İstanbul İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi’nin yayımladığı raporda yer alan verilerin yüzde 38’i ulusal ve yerel basından, yüzde 62’si ise işçilerin mesai arkadaşları, aileleri, iş güvenliği uzmanları, işyeri hekimleri ve sendikalardan öğrenilen bilgilere dayanılarak hazırlandı.
İstanbul’da yıllara göre iş cinayetlerinde hayatını kaybeden işçi sayıları şöyle:
Raporda 2013 yılı sayısının görece daha düşük görünmesinin nedeninin İSİG Meclisi’nin o dönemde veri toplama kanallarının kısıtlı olmasından kaynaklandığı aktarıldı. Ayrıca raporda OHAL sürecinde iş cinayetlerinin arttığına dikkat çekilerek “Bu artışın temel nedenini 3. Havalimanı inşaatı sürecinde sembolize edebileceğimiz işçi sınıfına dönük bakı süreci oluşturuyor. İşçiler hak arayamıyor, iş bırakamıyor, görece daha güvenceli olan sendikalı işçiler dahi ‘şu mankine güvenli değil, çalşmayacağım’ diyemiyor. Diğer neden ise içinde bulunduğumuz ekonomik krizin etkileri. İşçilerin çalışma koşulları daha da kötüleşiyor, en basit iş güvenliği önlemleri alınmıyor, çalışma saatleri artıyor, iki işçinin yapacağı işi bir işçi yapıyor. İşsizlik korkusu da cabası” ifadelerine yer verildi.
İstanbul’un Türkiye’de en çok iş cinayetinin yaşandığı şehir olduğuna dikkat çekilen raporda “Şehrimizde sigortalı sayısına göre işçi ölümüne bakmak bir anlam ifade etmemektedir. Çünkü İstanbul’un nüfusu dahi tam olarak bilinmemektedir, gerek iç göçün ve gerekse dış göçün boyutları devasa durumdadır” değerlendirmesi yapıldı.
Raporda iş cinayetlerinin işkollarına göre dağılımına ilişkin veriler ve değerlendirmeler ise şöyle:
Raporda İstanbul’daki iş cinayetlerinin 3’te 1’inin yüksekten düşme sonucunda gerçekleştiği belirtilerek “Çalışma Bakanlığı ile Türkiye İnşaat İşveren Sendikası arasında, Cumhurbaşkanlığı’nın ikinci 100 günlük icraat programı kapsamında, ‘Yüksekte Güvenli Çalışma Kampanyası’ hayata geçiriliyor. Kimsenin haberi olmayan bu proje kapsamında sermayeye 40 milyon TL aktarılacak. Yüksekte çalışma nedenli ölümlerin en az olduğu kış aylarına denk getirilmesi de ayrı bir konu” denildi.
Kalp krizi, beyin kanaması nedenli ölümler ise Türkiye ortalamasından yüzde 50 fazla. Raporda bu durumun uzun, yoğun ve fazla çalışmanın bir sonucu olduğu aktarıldı ve beyaz yakalı işçiler açısından da özel olarak değerlendirilmesi gerektiğinin altı çizildi.
İş cinayetlerinde ölen işçilerin yüzde 4’ü kadın, yüzde 96’ı erkek. Raporda bu duruma ilişkin “Kadın işçi ölümleri yeterince bilinmiyor veya ‘iş cinayeti’ kapsamında görülmüyor. Daha çok trafik kazası, kalp krizi-ecel deniyor ya da erkek şiddeti içinde bu yönü görülmüyor. Diğer yandan kadınların kayıtdışı çalışma oranının yüksekliği de alanı görünmez kılıyor” denildi.
İstanbul’da tarım sektörünün olmadığı ve bu nedenle çocuk işçi ölümlerinin az olduğu kaydedildi. İş cinayetlerinde ölen işçilerin 5’te 1’inin 18-27 yaş aralığındaki genç işçiler oluşturuyor. 4’te 1’ini ise 50 yaş üzerinde. Bu duruma ilişkin raporda “Sigortaların tam yatırılmaması sonucu eksik prim ödenmesi, emeklilikte yaşa takılma (EYT) ve bu nedenle çalışma zorunluluğu ile bireysel emeklilik sistemi (BES) sorunlarının önemli bir gündem maddesi yapılması gerekliliğini getiriyor. Özellikle inşaatlarda bu sorun daha da yakıcı” değerlendirmesine yer verildi.
İş cinayetlerinde ölen göçmen/mülteci işçilerin 8’i Afganistanlı, 4’ü Suriyeli, 4’ü Türkmenistanlı, 3’ü Pakistanlı, 2’si Azeri, 1’i Özbek, 1’i Rus ve 1’i Ukraynalı. Türkiye’de ölen göçmen işçilerin yüzde 22’s İstanbul’da yaşıyordu.
İstanbul’da fabrika ve işyeri yangınlarının dikkat çekici bir şekilde arttığı belirtilen raporda “Bakanlıklar kadar yerel yönetimlerin de bu işte sorumluluğu var. Çünkü ruhsatı veren onlar. Metruk binaların, kolonları kesilmiş atölyelerin yeni müdavimleri ise korunaksız mülteci/göçmen işçiler” denildi.
2018’de yaşanan iş cinayetlerinde hayatını kaybedenlerin arasında tespit edilebildiği kadarıyla yalnızca 1 sendika üyesi bulunuyor.
İş cinayetlerinin ilçelere göre dağılımı ise şöyle:
16 ölüm Tuzla’da; 14’er ölüm Kadıköy ve Pendik’te; 13 ölüm Ümraniye’de; 11 ölüm Kartal’da; 10’ar ölüm Arnavutköy,Eyüp ve Maltepe’de; 9 ölüm Silivri’de; 8 ölüm Çekmeköy’de; 7’şer ölüm Başakşehir, Beşiktaş ve Beylikdüzü’de; 6’şar ölüm Sancaktepe ve Sarıyer’de; 5’er ölüm Beykoz, Esenyurt, Küçükçekmece ve Şişli’de; 4’er ölüm Ataşehir, Avcılar, Bağcılar, Fatih, Sultanbeyli, Üsküdar ve Zeytinburnu’da; 3 ölüm Bahçelievler’de; 2’şer ölüm Büyükçekmece, Çatalca, Kağıthane, Sultangazi ve Şile’de 1’er ölüm ise Bakırköy, Bayrampaşa, Beyoğlu, Esenler ve Gaziosmanpaşa’da gerçekleşti. Yine tam olarak çalıştığı ilçeyi tespit edemediğimiz ama Avrupa Yakası’nda olduğunu öğrendiğimiz 12 işçi ölümü var…
Raporun sonunda yer alan değerlendirmeler ise şöyle:
Raporun tamamını okumak için tıklayın.
Sendika.Org