Tayyip Erdoğan’ın “Hazine’nin malı olacaktır Allah’ın izniyle” dediği İş Bankası’ndaki “Atatürk hisseleri” nedir? Temsiliyeti nasıldır? Geçmişi nedir? AKP ve CHP ne yapabilir?
Tayyip Erdoğan’ın “Hazine’nin malı olacaktır Allah’ın izniyle” sözleriyle İş Bankası’ndaki “Atatürk hisseleri”ni bir kez daha gündeme getirdi. Peki “Atatürk hisseleri” nedir? Temsiliyeti nasıldır? Geçmişi nedir? Saray iktidarının seçenekleri neler? CHP’nin yorumu ve eylem planı ne?
Tayyip Erdoğan’ın Meclis grup toplantısında “Bu İş Bankası Hazine’nin malı olacaktır Allah’ın izniyle” sözlerini sarf etmesi ile birlikte İş Bankası’nda CHP tarafından temsil edilen %28,09’luk “Atatürk hisseleri” bir kez daha gündeme geldi.
ERDOĞAN YİNE İŞ BANKASI’NI HEDEF ALDI: “HAZİNE’NİN MALI OLACAK ALLAH’IN İZNİYLE”
MHP, İş Bankası hisselerinin daha önce gündeme gelişinde iktidara destek vermiş, CHP ve HDP ise bu hamlenin karşısında durmuştu.
Mustafa Kemal, “milli bir banka ihtiyacı”ndan hareketle 1924 yılında kişisel parası olan 250 bin lirayı bankaya aktardı ve İş Bankası’nın 1 milyon lira sermayeyle kurulmasını sağladı.
Mustafa Kemal’in mirası uyarınca, vefatından sonra, bankadaki %28,09’luk hissenin gelirleri Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu’na aktarılmak üzere CHP’ye bırakıldı. Banka yönetiminde bu hisseleri dört kişi temsil etti.
CHP’nin temsil ettiği “Atatürk hisseleri”nin dışında %40,25 hisse iş bankasının çalışanlarının oluşturduğu İş Bankası Munzam Sandık Vakfı’na ait. Halka açık pay ise %31,66 oranında.
Mustafa Kemal, 22 Ekim 1929’da İş Bankası Merkez Binası’nda.
“Atatürk hisseleri” ilk olarak Demokrat Parti’nin hedefi oldu. Adnan Menderes, iktidarının ilk döneminde banka hisselerini kamulaştırarak Hazine’ye aktardı, CHP’nin bankadaki mallarına da el koydurdu. Demokrat Parti’nin çıkardığı yasa, 1963 yılında Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildi ve hisselerin temsiliyeti yeniden CHP’nin oldu.
12 Eylül askeri darbesinin hedeflerinden biri de “Atatürk hisseleri” idi. Cunta yönetimi CHP’yi kapattıktan sonra tüm malvarlıkları gibi hisselere de el koydu ve Hazine’ye devretti. Partilerin yeniden açılmasıyla birlikte yargı yoluna başvuran CHP, Anayasa Mahkemesi’ne yaptığı başvuru sonucunda hisseleri bir kez daha eline aldı.
Menderes hükümetinin İş Bankası hisselerine el koyması, tıpkı bugünkü gibi iktidar güdümlü medyada coşkuyla karşılanmıştı.
Erdoğan’ın çıkışları sonrasında akla gelen ilk formül, Siyasi Partiler Kanunu’nda değişiklik yapılması.
Anayasa’nın 69. maddesinde “partilerin ticari faaliyette bulunamaması” hükmünde değişikliğe gidilmesi zor, çünkü AKP ve MHP’nin Meclis’teki sandalye sayısı Anayasa değişikliği için yeterli değil.
Bu nedenle Siyasi Partiler Kanunu’nun 67. maddesindeki benzer bir hükmün arkasına “Siyasi partiler sahip oldukları hisseleri Hazine’ye devreder” hükmünün eklenebilmesi gündemde.
Ne var ki böyle bir değişiklik karşısında CHP’nin elinde 12 Eylül döneminde alınan mahkeme kararı var. 12 Eylül askeri darbesinde CHP’nin kapatılmasının ardından İş Bankası hisseleri Hazine’ye devredilmiş ancak partinin yeniden açılmasıyla birlikte açılan davada hisseler yeniden CHP’ye devredilmişti.
Tayyip Erdoğan’ın Meclis grup toplantısından sonra gazetecilere sarf ettiği “‘Kanun teklifine dahi gerek yok’ diyen hukukçularımız var. Zaten Anayasa ile yakından uzaktan alakası yok. Ama Anayasa Mahkemesi, bununla ilgili olarak açacağı, ortaya koyacağı bir kararla işimizi daha da kolaylaştırır” sözleri ise bir başka seçeneği işaret ediyor.
Siyasi Partiler Kanunu’nun 76. maddesi, partilerin mali denetim yetkisini Anayasa Mahkemesi’ne veriyor. Yetki kapsamında Anayasa Mahkemesi, siyasi partilere sağlanan kredi ve borçlar üzerine el koyabiliyor ve partilerin belgelendiremedikleri gelirlerin Hazine’ye gelir kaydettirebiliyor.
Ne var ki CHP’nin bu seçenek karşısında da kozu var. Zira Anayasa Mahkemesi’nin bugüne kadar yaptığı denetimlerde hisselerden CHP’ye bir kaynak aktarılmadığı tespit edilmişti. Haliyle CHP’ye bu kapsamda bir yaptırım uygulanması da zor görünüyor.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Tayyip Erdoğan’ın ilk İş Bankası çıkışını “gündem değiştirme” olarak yorumlamış, “Erdoğan hisseleri Varlık Fonu’na mı devredecek?” diye sormuştu.
Partinin hukukçularına göre Mustafa Kemal’in mirasının yasal düzenleme ile değiştirilmesi mümkün değil. Fakat Türkiye artık bir hukuk devleti olmadığı için oldu-bitti anlayışıyla bir değişiklik yapılabilir.
CHP’ye göre; Erdoğan’ın İş Bankası hamlesinin arkasında siyasi hesapların yanı sıra İş Bankası’nda söz sahibi olma ve bankaya müdahale edebilme amacı da var. CHP’liler, banka yönetim kurulundaki dört temsilciye sürekli vurgu yaparak “Bunlar orada ne iş yapıyor?” sorgulamasına girişen Erdoğan’ın istediği isimleri bankaya atayarak müdahalenin yolunu açacağını savunuyor.
Erdoğan’ın İş Bankası gündemini ilk açışı ile birlikte MYK’de konuyu gündemine alan CHP aşamalı bir eylem planı belirlemiş ve “Direnme hakkımızı kullanırız” demişti.
İlgili haberler:
Sendika.Org