SHD’nin İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği 2018 Raporu’na göre SGK, meslek hastalığı sonucu ölümleri yalnızca yapılan itirazlar, iş müfettişi tespitleri ve mahkemeler sonucunda kabul ediyor
SHD’nin İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği 2018 Raporu’na göre SGK, meslek hastalığı sonucu ölümleri yalnızca yapılan itirazlar, iş müfettişi tespitleri ve mahkemeler sonucunda kabul ediyor
Sosyal Haklar Derneği (SHD) İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği 2018 Raporu’nu yayımladı. Raporda SGK’nın verilerine göre 2004-2017 yılları arasında 17 bin 806 kişinin iş kazası ve meslek hastalığı sonucu yaşamını yitirdiği, anda yine SGK tarafından aynı dönemde 31 bin 266 kişinin ailelerine iş kazası ve meslek hastalığı sonucu ölüm geliri bağlandığına dikkat çekildi.
Yine SGK açıklamalarına göre son beş yıldır (2013-2017) meslek hastalığından dolayı ölenlerin sayısının 0 olduğu; ancak aynı dönemde 1.319 kişinin meslek hastalığından dolayı ölümü nedeniyle yakınlarına ölüm geliri bağlandığı ifade edildi. Yani SGK tarafından meslek hastalığı olarak kabul edilmeyen 1.319 ölüm olayında yapılan itirazlar, iş müfettişi tespitleri ve mahkemeler sonucunda ölümün nedeninin meslek hastalığı olduğu tespit edildi.
Raporda son 5 yılda meslek hastalığı sonucu ölüm geliri bağlanan dosyaların yüzde 68’inin (897 kişi) Zonguldak’ta, yüzde 15,2’sinin (201 kişi) ise Ankara’da olduğu belirtildi.
En çok sayıda ölüm 587 kişiyle inşaat işkolunda gerçekleşirken, “taşımacılık” işkolunda 233, “ticaret, büro, eğitim ve güzel sanatlar” işkolunda 162, “metal” işkolunda 124, “madencilik ve taş ocakları” işkolunda 86 işçi hayatını kaybetti. En yüksek ölüm hızı ise yüzbinde 44,9 ile “madencilik ve taş ocakları”, yüzbinde 33,6 ile “inşaat”, yüzbinde 33,4 ile “çimento, toprak ve cam”, yüzbinde 30 ile “taşımacılık” işkollarında oldu.
SGK risk değerlendirme ve önlemlerin alınabilmesi için çalışan temsilcisi, sendika, iş güvenliği uzmanı, işyeri hekimi, iş müfettişi, işveren gibi kesimlerin bu bilgilere ihtiyacı olmasına rağmen ölüme yol açan meslek hastalıklarının hangileri olduğunu, hangi işkollarında, hangi şehirlerde olduğunu vb. ise kamuoyuna açıklamadı.
Raporda kamu çalışanlarının işlerinden kaynaklı yaşadıkları olayların ve sağlık sorunlarının iş kazası ya da meslek hastalığı sayılmaması ile ilgili şu ifadelere yer verildi:
5510 sayılı SSGSS yasasında kamu çalışanları kısa vadeli sigorta kollarının dışında bırakıldığı için kamu çalışanlarının işlerinden kaynaklı yaşadıkları olaylar ve sağlık sorunları iş kazası ve meslek hastalığı sayılmamaktadır. Bu olayların sonunda çalışma güçlerinin en az %60’ını kaybetmesi durumunda vazife malûlü sayılmaktadırlar. Örneğin bugün Ankara’daki YHT olayında hayatını kaybeden 3 makinist kamu çalışanı oldukları için ölümleri “iş kazası sonucu ölüm” sayılmayacaktır. Ancak malûliyet nedenleri de SGK verilerinde bulunmamaktadır. Oysa kamu işyerlerindeki risk değerlendirmeleri, acil durum önlemleri, alınacak önlemlerin belirlenmesi gibi çalışmalar için de bu verilere ihtiyaç vardır. SGK kamu çalışanlarının işlerinden kaynaklı yaşadıkları kazalar, hastalıklar ve ölümlerin nedenleri hakkında kamuoyunu bilgilendirmelidir.
Raporda son olarak her yıl binlerce yeni insanın yaşamını yitirdiği ya da sağlığını kaybettiği bu “gizli salgın” ile ilgili olarak önümüzdeki süreçte işçi sağlığı ve iş güvenliği şartlarının iyileştirilmesi için talep ve önerilere yer verildi:
İşçi sağlığı ve iş güvenliği politikalarının belirlenmesinde ve uygulanmasında emekçilerin örgütlü gücünü temsil eden sendikalar ile meslek örgütleri sürecin aktif katılımcısı olmalıdır. Tüm emek ve meslek örgütleri ile demokratik örgütlenmeler çalışanların sağlık ve güvenliği mücadelesini geliştirecek şekilde çalışmalarını ve birliklerini güçlendirmelidir.
Örgütlenme hakkının önündeki engeller kaldırılmalı, emekçilerin hak aramaları kolaylaştırılmalıdır.
İşçi sağlığı ve iş güvenliği ile güvenceli çalışma hakkı birbiriyle yakından ilişkili haklardır. Emekçilerin iş güvencesi kuvvetlendirilmelidir.
Emekçilerin üzerindeki işsizlik baskısı kaldırılmalıdır. Bu doğrultuda keyfi işten çıkarmalar yasaklanmalı, işsizlik sigortasından yararlanma koşulları kolaylaştırılmalı ve işsizlere sağlanan faydalar artırılmalıdır.
28 Nisan tarihi “İş Cinayetlerinde Ölenleri Anma ve Yas Günü” olarak ilan edilmeli ve ilgili dönemde işçi sağlığı ve iş güvenliği konusundaki etkinlikler yoğunlaştırılmalıdır.
Meslek hastalıkları ve işle ilgili hastalıkların üstünün örtülmesi politikasına son verilmelidir.
Meslek Hastalıklarını Tespit Et, Tedavi Et, Tazminat Öde, Sorumluları Cezalandır, Önle!
Sendika.Org