“Enflasyonla mücadele” adı altında fiyat baskısını “çaresizlik” olarak niteleyen ABD’li iktisatçı Jacob Kirkegaard, Türkiye’nin krizin başında olduğunu, iflaslar yaşanacağını söyledi
Ekonomi yönetiminin “enflasyonla mücadele” adı altında fiyatları baskıyla aşağı çekme çabasını “çaresizlik” olarak niteleyen ABD’li iktisatçı Jacob Kirkegaard, Türkiye’nin ekonomik krizin henüz başında olduğunu, işyeri ve bankaların iflas bayrakları çekeceğini söyledi
Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın Enflasyonla Topyekun Mücadele Programı kapsamında sınırlı sayıdaki üründe ve banka faizlerinde, iki ay süreyle %10’luk indirim dayatmasına ABD’li iktisatçı Jacob Kirkegaard’dan eleştiri geldi.
Amerika’nın Sesi’ne konuşan Kirkegaard, krizin en zorlu aşamasının geride kaldığı iddiasına katılmadığını, ortalama bir vatandaş için de durumun böyle görünmediğini söyledi.
Türkiye’nin enerji ve gıda tedariğini dışarıdan karşılaması, döviz kurunun yükselmesiyle bu durumun tüketiciye yansıdığını, ülkenin uzun süreli bir yüksek enflasyonla karşı karşıya olduğunu belirten Kirkegaard şöyle devam etti:
Bence krizin henüz başındayız. Önümüzdeki dönemde beklenmedik şeyler olabilir. TL önemli ölçüde değer kazanmadıkça, işyerleri kapanacak, borç ödeme zamanı geldiğinde iflas edenler olacak. Bu söylediğim bazı Türk bankaları için de geçerli.
Ekonomi yönetiminin %10 indirim kampanyası için “Fiyatları güç kullanarak aşağı çekmeye çalışmanın işe yaramadığını ekonomik kriz tarihindeki örneklerden gördük” sözleriyle değerlendiren ABD’li iktisatçı, bu politikaları “çaresizlik” olarak niteledi:
Enflasyon rakamlarının yukarı çıkıyor olmasının siyasi alanda bazı sonuçları da olacaktır. Merkez Bankası’nın sürpriz şekilde faiz oranlarını yükseltmesi sonrasında TL çok az miktarda değer kazandı. Bu da işe yaramayınca hükümet şimdi bir anlamda ekonomik baskı seçeneğine yöneldi. İşe yarayacağını sanmıyorum. İşe yararsa da bu pek çok işyerinin iflas etmesi anlamına gelecek. En vatansever esnafın bile malını satın aldığı fiyattan daha azına satabilmesi zor. Ya da bu malları artık satın almazlar, müşterilerine de satamazlar. O zaman da iş kaybı olur. Bunun sonucu ise ekonomik krizin daha da derinleşmesi.
Türkiye’nin kısa ve orta vadede IMF’nin kapısını çalmak zorunda kalacağını ifade eden Kirkegaard, IMF’nin bunun karşılığında çok şey isteyebileceğini, bunun da Erdoğan iktidarını zorlayacağını dile getirdi.
İlgili haberler:
Sendika.Org