İHD heyeti, 3. Havalimanı işçilerinin 14 Eylül günü iş bırakmalarının ardından gözaltına alınmaları ve devam eden olaylara ilişkin hazırladıkları gözlem raporunu yayımladı
İHD heyeti, 3. Havalimanı işçilerinin 14 Eylül günü iş bırakmalarının ardından gözaltına alınmaları ve devam eden olaylara ilişkin hazırladıkları gözlem raporunu yayımladı
İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi, 3. Havalimanı işçilerinin 14 Eylül’deki iş bırakma eylemlerinin ardından 15 Eylül günü yatakhaneleri basılarak gözaltına alınması ve devamındaki olaylara ilişkin hazırladığı raporu yayımladı.
Olay yerine giden İHD heyetinin incelemelerine dayanarak hazırlanan raporda, heyetin Arnavutköy Jandarma Karakolu’na giderek yetkililerden bilgi alma ve dernek avukatlarının gözaltındaki işçilere hukuki yardım sağlama isteklerinin reddedildiği belirtildi.
Heyetin, ziyaret esnasında görüştüğü havalimanı inşaat işçileri ve aralarında iş güvenliği uzmanı, elektrik teknisyeninin de bulunduğu çalışanlarla yaptıkları görüşmelerde olaya ilişkin aktarılanlar özetle şu şekilde:
Havalimanı inşaatında 40 bine yakın işçi çalışıyor. Çalışma koşulları insanlık dışı. Çalışma alanları ve özellikle barınma alanları, işçilerin kullandıkları tuvalet ve banyolar aşırı pis, temizlenmiyor. Yemekler kalitesiz, pis ve yetersiz. Yataklar, çarşaflar pis, yıkanmıyor. Çalışanların iş dışında zaman geçirdiği ve uyuduğu konteynırlarda aşırı miktarda tahtakurusu ve çeşitli haşereler var.
Tahtakurusu ısırıkları (görüşmeler sırasında işçiler vücutlarındaki ısırıkları göstermiştir) işçilerin her gece uykusuz kalmasına ve bulaşıcı hastalık yayılmasına neden oluyor. Bu nedenle de acil önlem alınması gerekiyor. Ama bu talep görmezden geliniyor.
Ayrıca; keyfi nedenlerle işten atmalar, maaşların geç ya da eksik ödenmesi, servis araçlarının aşırı pis ve eski olması gibi pek çok sorun var. En önemlisi inşaatta iş güvenliği hep ihmal ediliyor. Çalışanlar sadece kendi bölümünde yaşananları bilebiliyor ama her gün ortalama iki ciddi “kaza” yaşandığını, bu olaylarda çoğunlukla can kaybı gerçekleştiğini duyuyoruz.
Yaşanan iş cinayetleri kamuoyundan gizleniyor. Duyumlara göre 4 bini Nepalli olmak üzere, Azerbaycan, Türkmenistan gibi pek çok yerden 6- 8 bin civarında yabancı işçi çalışıyor ve onların yaşadıkları sorunlar diğer çalışanlardan saklanıyor ve kamuoyuna yansımasına izin verilmiyor.
İnşaatta yoğun bir işçi ve çalışan sirkülâsyonu söz konusu, elektrik işleri gibi eğitim gerektiren alanlarda dahi eğitimsiz kişiler çalıştırılıyor, iş güvenliği önlemleri alınmadığı gibi bu konuda şirket yetkililerine yapılan uyarılar da dikkate alınmıyor. Bu güne kadar 400 işçinin iş cinayetine kurban gittiği konuşuluyor.
Yaşanan sorunların gizli kalmasında bir diğer etken; taşeron şirket sahiplerinin kendi köylülerini, akrabalarını çalıştırmalarından ve yaşananların duyulmasına izin vermemelerinden kaynaklanıyor. İşveren ve taşeron şirket yetkilileri genellikle, iş kazalarının işçinin hatasından kaynaklandığını iddia ediyor ve onları ve dava açarsa şirketin zarar göreceği, diğer akrabaların da işsiz kalacağı baskısı ile susturuyorlar. Örneğin; Perşembe günü, N. Aras 8 metre yüksekten düşerek ağır yaralandı, omurilik zedelenmesi dışında vücudunda kırıklar olduğu söyleniyor ve halen yoğun bakımda tutuluyor.
Heyet, ziyaretleri esnasında direnişte öne çıkan işçileri ile sendika yöneticilerine yönelik operasyonların sürdüğünü ve devam eden operasyonlarda gözaltına alınan işçilerden 15’inin elleri kelepçeli olarak iş yeri servis aracı ile Jandarma Karakolu’na götürüldüğünü aktardı.
Raporda, Arnavutköy Karakolu’nda tutulan ve sayıları 400 civarında olduğu belirtilen işçilerden bir kısmının karakolun pencerelerinden seslenerek aç olduklarını söyledikleri ve kapıda bekleyen yakınlarından bisküvi ve su istemedikleri ancak Jandarmanın yiyecekleri içeri almadığı aktarıldı.
Bu işçilerden 160’ının geç saatlerde serbest bırakıldığı, ancak işyeri servis araçlarına bindirilerek şantiye alanına götürüldüğü belirtildi.
Son olarak rapora göre, gözaltına alınmamış olmakla birlikte Karakol önünde yakınlarını bekleyen işçilerin tamamının, kötü çalışma koşullarının, pis barınma mekânlarının, yetersiz beslenmenin izlerini taşıdıkları gözlemlendi.
Heyetin gözlemleri, raporun sonuç kısmında aşağıdaki şekilde özetlendi:
Sendika.Org