“Memleket Biziz #HaberBiziz” diyenler Ankara’da bir araya gelerek, 22 Nisan’da gerçekleşecek olan Özgürlük Buluşması’na çağrı yaptı
“Memleket Biziz #HaberBiziz” diyenler Ankara’da bir araya gelerek, 22 Nisan’da gerçekleşecek olan Özgürlük Buluşması’nda kurulması hedeflenen yeni toplumsal muhalefetin gündem başlıklarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Konuşmacılar 22 Nisan’da gerçekleşecek Özgürlük Buluşması’na çağrı yaptı
Bugün (18 Nisan) “Memleket Biziz #HaberBiziz” diyenler Ankara’da Mülkiyeliler Birliği’nde bir araya geldi. Gazeteci Çınar Livane Özer’in moderatörlüğünde gerçekleşen programa hem konularının uzmanları, hem de Özgürlük Buluşması çağrıcıları yeni toplumsal muhalefetin gündem başlıklarına ilişkin değerlendirmelerde bulunarak insanların neden Özgürlük Buluşması’na katılması gerektiğini anlattı
Özer’in ilk konuğu Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası İbrahim Kara’ydı. Kara, “Ses çıkaralım, durduralım, ülkemizi yeniden kuralım” sözleriyle yapılan çağrıyı tekrar okumasının ardından emek hareketinin Özgürlük Buluşması için anlamına değindi.
Kara, AKP’nin çalışma yaşamını kuralsız ve esnek hale getirdiğini, “Taşeronu ortadan kaldıracağız” diyerek, işçilerin geçmiş dönem kazanımlarını gasp ettiğini belirtti. Kara “Emek hakkı için tüm işçileri ve emekçileri Özgürlük Buluşması’na çağırıyoruz” diyerek emek hareketi için bir mücadele programı çıkarmayı hedeflediklerini belirtti.
Özer’in ikinci konuğu ise 16 Nisan referandumunda seçim güvenliği için çalışma yürütmüş olan Abbas Kılıçoğlu’ydu. Kılıçoğlu, Türkiye’nin kurucu bir iradeye ihtiyacı olduğunu belirtti. Kılıçoğlu, demokrasiden yana olan her yurttaşın kullandığı oya sahip çıkması gerektiğini belirtti.
Erken seçimin de gündeme girmesine ilişkin Kılıçoğlu, kamuoyunun siyasi partilere sandık güvenliği için baskı yapması gerektiğini belirttti. Türkiye’de siyasi atmosferden kaynaklı kutuplaşmanın yoğun olmasının bu konuda partilerin ortaklaşmasını engellediğini belirten Kılıçoğlu “Sivil, partiler üstü organizasyonlar, ara organizasyonlar partileri bir araya getirebiliyor” dedi.
Kanun hükmünde karaname (KHK) ile ihraç edilen Veli Saçılık da “KHK karşıtı direniş” başlığında değerlendirmelerde bulundu. Saçılık “KHK deyince aslında OHAL demek lazım, OHAL bugünün değil geleceğin problemidir. AKP geleceği KHK’lerin yönetim biçimi olarak önümüze koymuş durumda” dedi. “Memleket Biziz” ve “Özgürlük İstiyoruz” gibi duruşların bu gidişata “dur” demek olduğunu belirten Saçılık, “AKP yüzde yüzde 1’in partisidir. Biz de KHK’lere karşı mücadele ederken bu yüzde 1’e karşı mücadele ediyoruz. Esarete karşı cesareti örgütlemeyi öneriyoruz” dedi. KHK düzeninin yıkacak yeni bir toplumsal muhalefet gerektiğinin altını çizen Saçılık “Örgütlülüğümüzün bir alternatifi yoktur, örgütsüz milyonları örgütleyecek bir hareket kurmak gerekiyor” dedi.
Medya ve Direniş başlığında ise Türkiye Gazeteciler Sendikası Ankara Şube Başkanı Sinan Tartanoğlu ve Çağdaş Gazeteciler Derneği Yönetim Kurulu üyesi Hüseyin Hayatsever konuşma yaptı.
Hayatsever, KHK’lerle birçok medya kuruluşunun kapatıldığını belirtti. Doğan Medya Grubu’nun Demirören Grubu’na satılmasına değinen Hayatsever, “Aydın Doğan medyada sendikasızlaştırmayı getirdi, Demirören de gazetecisizleştirmeyi mi getirecek sorusu akla geliyor” dedi. Hayatsever, medyanın bir mücadele aracı ve alanı olduğunu belirterek “Yine de medyaya ilişkin fazla iyimser ya da fazla kötümser olmamalı” dedi. Toplumsal kırılma anlarında yeni bir medyanın oluştuğunu belirten Hayatsever Gezi Direnişi’ni örnek vererek “Orada direnişin kendi medyasını nasıl ürettiğini ve mevcut medyayı nasıl dönüştürdüğünü gördük” dedi.
Tartanoğlu yaptığı konuşmada OHAL’le birlikte Türkiye’de medyada ve toplumda tek sesliliğin dayatıldığını belirterek “2 bin vuruşlu bir haberi yapmak hepimiz için bir direniş biçimi” dedi. Doğan Medya Grubu’nun medyada büyük tahribatlara neden olduğu ve örgütlenmenin zorlaştırdığını belirten Tartanoğlu “Gazeteciler olarak örgütleneceğiz, toplum olarak örgütleneceğiz” dedi. Tartanoğlu konuşmasını gazetecilere seslenerek “Habere de, özgürlüklere de sahip çıkmak için Özgürlük Buluşması’na davet ediyoruz” diyerek bitirdi.
Özer’in bir sonraki konukları ise Yargıçlar Sendikası eski Başkanı Mustafa Karadağ ve Toplumsal Hukuk’tan Avukat Sercan Aran oldu. Karadağ ve Aran, Hukuk ve Adalet başlığında değerlendirmelerde bulundu.
Karadağ, Anayasal bir ilke olan kuvvetler ayrılığı ilkesinin KHK’lerle yok edildiğini belirtti. HSK’nin siyasi iktidarın yönetimine devredildiğinin altını çizen Karadağ, partili avukatların yargıç yapıldığını kaydetti. Karadağ, KHK’lerle yapılan hak ihlallerine yasal kılıf bulunduğunu belirtti.
Aran ise AKP’nin kendi hukukunu ürettiğini eğitimde yaptığı değişikliklerle çocukları imam hatiplere zorunlu bırakması, Tecavüzü Meşrulaştırma Yasası gibi örnekler vererek açıkladı. Aran “ ‘Memleket bizim’ diyenler, iktidarın karşısında direnme hakkımızın var olduğu bilinciyle hareket etmeliyiz” dedi ve “AKP’nin karşısında kendi hukukumuzu yaratmanın yollarını tartışmak” için Özgürlük Buluşması’na çağrı yaptı.
KHK ile kapatılan ve çocuk hakları için uzun yıllardan beri mücadele eden Gündem Çocuk Derneği’nden Ezgi Koman, Çocuk Hakları gündemi üzerine değerlendirme yaptı. Koman, Meclis’te ihtisas komisyonlarında görüşülmekte olan Çocuk İstismarı Yasa Tasarısı’na değinerek, tasarıda cezalarla beraber cezasızlığın artmakta olduğunu belirtti. “Çocukları özgürleştirdikçe yetişkinler özgürleşiyor” diyen Koman, acilen Meclis’te bir çocuk hakları komisyonuna ihtiyaç olduğunu söyledi.
Bilimsel ve Laik Eğitim Hareketi’nden Emel Sungur Uzman, Bilimsel ve Laik Eğitim üzerine konuştu. Uzman, Türkiye’nin içinde bulunduğu durumun AKP’nin 16 yıldır uyguladığı eğitim politikalarının bir sonucu olduğunu vurguladı. Uzman “Bilimsel ve laik eğitim için, bunun için mücadele etmek için öğretmen ya da veli olmamıza gerek yok. Bu konuda herkesin yapabileceği bir şey var, alabileceği bir sorumluluk var” diyerek Özgürlük Buluşması’na çağrı yaptı.
Mimarlar Odası Ankara Şubesi Başkanı Tezcan Karakuş Candan, Kent ve Doğa üzerine yaptığı konuşmasında siyasal İslam’ın Ankara’da cumhuriyet değerleriyle hesaplaşan kentleşme politikaları uyguladığını vurguladı. Candan “Kentlerimizin, yaşamlarımız, bizi bir araya getiren bütün değerlerimizin yeniden hayat bulması anlamında sorumluluğumuz ülkenin özgürleşmesi. 22 Nisan’da bir araya gelmemezin sebebi özgürlüğümüzdür” dedi.
AKP’nin mega projelerinden olan ve birçok hastanenin kapanmasına neden olacak şehir hastanelerine ilişkin SES Ankara Şubesi Yönetim Kurulu üyesi Nazan Karacabey söz aldı. Şehir hastanelerinin AVM gibi gösterildiğini ve bunun sonucunda sermayenin bile sağlık talebini karşılayamayacak noktaya geleceğini belirten Karacabey “Sağlığa ulaşım haktır, nitelikli sağlığa ulaşım talebi de haktır” dedi ve 22 Nisan’da şehir hastanelerin ilişkin mücadele programı oluşturmak için Özgürlük Buluşması’nda olacaklarını belirtti.
Özer’in konuk aldığı son konu ise veganizmdi. Veganizm konusunda Buse Üçer ve Max Zirngast söz aldı. Üçer, hayvanlara yönelik sistematik şiddetin son bulmasını istediklerini ve hayvanların da insanlar gibi acı hissettiklerini, insanların onlar üzerinde kurduğu tahakkümün çok büyük acı verdiğini belirtti. Üçer, veganların hayvanların özgürlüğü için Özgürlük Buluşması’nda olacaklarını belirtti.
Zirngast ise, hayvanlara insanların çıkarları doğrultusunda acı çektirilmesi ve katledilmesinin yalnızca hayvanlar için değil insanlar ve doğa için de zararlı olduğunu örneklerle anlattı. Zirngast “Veganlık hayvan özgürlük hareketidir, biz de bu buluşmada hayvan özgürlüğü için buluşacağız” dedi.
Sendika.Org/ Ankara