Şeker fabrikalarının özelleştirilmesine karşı çıkan CHP’li vekiller basın açıklaması yapmak için Özelleştirme İdaresi önüne gitti “Bu fabrikalar, Saray düzeni yıkıldığında ve halkın iktidarı kurulduğunda, gerçek sahipleri olan halka iade edilecektir” dedi
Şeker fabrikalarının özelleştirilmesine karşı çıkan CHP’li vekiller basın açıklaması yapmak için Özelleştirme İdaresi önüne gitti. Vekillerin içeri girmemesi için bahçe kapısı kilitlenince CHP’li vekil Ağbaba demirlere tırmandı. Kapıyı açtırıp bahçeye giren vekiller basın açıklamasında “Bu fabrikalar, Saray düzeni yıkıldığında ve halkın iktidarı kurulduğunda, gerçek sahipleri olan halka iade edilecektir” dedi
Şeker fabrikalarının özelleştirilmesi sürecinde bugün Çorum ve Yozgat’taki şeker fabrikalarının ihalesinin başladığı sırada CHP Milletvekilleri Veli Ağbaba, Kadim Durmaz, Tufan Köse, Şenal Sarıhan, Hüseyin Çakmak ve Parti Meclisi üyesi Yıldırım Kaya’dan oluşan heyet Başbakanlık Özelleştirme İdaresi Başkanlığı hizmet binası önüne geldi. Basın açıklaması yapmak isteyen milletvekillerinin bina bahçesine girmemesi için kapılar kilitlendi.
Duruma tepki gösteren milletvekillerin CHP’li Veli Ağbaba kapıya tırmanarak bahçeye girmeye çalışmasının ardından kapı açıldı. Ağbaba kapıların keyfi olarak kilitlenmesine tepki göstererek “İhaleyi bizlerden gizleyemezsiniz” dedi.
Ağbaba, basın açıklamasına “Bu salondaki satıcılar ve alıcılar, kulaklarınızı açın ve bizleri dinleyin” sözleriyle başladı ve şöyle devam etti:
Şeker Fabrikaları için satış kararı alınmasından bu yana, CHP olarak 45 gündür yollardayız. Anadolu ve Trakya’yı karış karış dolaşarak 24 Şeker Fabrikasına gittik.
Gittiğimiz yerlerde yalnız olmadığımızı bilin. Satanlar dışındaki tüm siyasi partiler, her siyasi görüşten yurttaşlar, sivil toplum örgütleri, meslek odaları, ticaret odaları bu satışa karşı bir araya gelmiştir. Ülkemizin dört bir yanında eylemler, gösteriler, imza kampanyaları gerçekleştirilmiştir. Fabrikaların satışına karşı Türkiye topyekün ayaktadır ve ülke sathında bir Şeker İttifakı gerçekleşmiştir.
Bu fabrikaların satış talebi, işçilerden, çiftçilerden ve vatandaşlardan gelmemiştir. Bu fabrikaların satış talebi, ülkemizi sömürmek isteyen küresel güçlerden gelmiştir.
Bizler bugün burada siyasi bir muhalefet için bulunmuyoruz. Biz bugün, tarihe not düşmek için buradayız. Bizler, vatanımızın sömürgeleştirilmesine karşı ayağa kalkanlarız. Bizler, “Her fabrika bir kale” diyen kurucularımızın izinden, kaleleri korumak için ant içmiş olanlarız. Bizler sömürgecilere karşı topla tüfekle direnenlerin torunları olarak, paralarıyla gelen yeni sömürgecilere karşı cesaretle mücadeleye atılanlarız.
Şeker tüm dünyada stratejik bir üründür. Her evde olan, gıda bağımsızlığı için büyük önemi olan bir üründür. Bu nedenle Şeker Fabrikalarının satışı, basit bir özelleştirme olarak görülemez.
Bağımsızlık yalnızca vatan topraklarına sahip olmakla sağlanmaz. Bağımsızlık, Mustafa Kemal Atatürk’ün de gösterdiği üzere, ekonomik olarak sağlanmadıkça yok hükmündedir. Bizler, ulusumuzun bağımsızlığı için bu fabrikaların satışına karşı çıkıyoruz.
Satıcılar size sesleniyoruz;
Bu fabrikalar kimsenin tapulu malı değildir. Hele ki, bugüne kadar tek bir fabrika kurmamış olanların, çakılı çivisi olmayanların hiç değildir. Bu fabrikalar atalarımızdan miras, çocuklarımıza ise emanetimizdir. Türkiye’nin bağımsızlık sembolleri olan kalelerini satmak haddiniz de değildir, hakkınız da değildir.
Alıcılar size sesleniyoruz;
Bugün bu fabrikaları kimileriniz kendisi için, kimileriniz de yabancılara satmak için paravan olarak alıyor. Bu fabrikalar, Saray düzeni yıkıldığında ve halkın iktidarı kurulduğunda, gerçek sahipleri olan halka iade edilecektir. Halkımıza taahhüdümüz, sizlere ise uyarımızdır, bu fabrikaları 2019’dan sonra kamulaştıracağız!
Saraylarında keyif çatanlar ve bu salonda oturanlar,
Sizleri suçluyoruz! Bu ihale, bir özelleştirme değil, peşkeş satışıdır. Burayı satanlar da, alanlar da, tarih önünde ve halkımızın vicdanında suçlu durumundadır. Bu lekeyi yıkamayla, süslü reklamlarla, ağdalı sözlerle çıkaramazsınız. Suç işliyorsunuz ve suçlu kalacaksınız.
Bizlere ihaleye fesat karıştırıyorsunuz diyenler, sözümüz sizedir. Şeker Fabrikalarını satarak bu ülkeye fesatı siz soktunuz. Fesatın başı sizlersiniz! Şekeri satmak, vatanı satmaktır. Sizler bugün sadece iki fabrikayı satmıyorsunuz, sizler vatanı satıyorsunuz. Bir kez daha haykırıyoruz;
Şeker vatandır satılamaz!
Bizler, 3 temel talebimiz yerine getirilene kadar mücadelemizi sürdüreceğiz.
1- Şeker Fabrikaları özelinde tüm özelleştirmeler derhal durdurulacak. Halkın olan halkta kalacak.
2- Nişasta bazlı şeker kotası %0’a inecek. Üretimi de ithalatı da yasaklanacak.
3- Şeker Fabrikalarında çalışan taşeron işçiler ve tüm kapsam dışı bırakılan işçilere hakları olan kadro verilecek.
Satanları uyarıyor, alanları da vicdanları ile baş başa bırakıyoruz!
Sendika.Org