Ankara’da demokratik kitle örgütleri ve aydınlar ortak bir basın açıklaması yaparak “Savaşa hayır diyor, barış için daha çok mücadele edeceğimizi kamuoyuna bildiriyoruz” dedi
Ankara’da demokratik kitle örgütleri ve aydınlar ortak bir basın açıklaması yaparak “Savaşa hayır diyor, barış için daha çok mücadele edeceğimizi kamuoyuna bildiriyoruz” dedi
Ankara’da toplumsal muhalefet bileşenleri, aydınlar, sanatçılar Afrin harekatına karşı ortak bir basın açıklaması yaptı. Sağlık Emekçileri Sendikası (SES) Genel Merkezi’nde yapılan basın açıklamasına HDP Grup Başkan Vekili Ahmet Yıldırım ve Şair Ahmet Telli de katıldı.
KESK Şubeler Platformu, ODAK Dergisi, ADAD, MDAD, Fatmaana Cemevi, Kaldıraç, Alınteri, HDK, EMEP Ankara Şube, ESP, HDP Ankara İl, EHP, SGDF, Halkevleri, SODAP, DBP, YSGP, İHD Ankara Şube, TÜMBEL-SEN, SEP, AKA-DER ve SYKP’nin imzacı olduğu basın açıklamasını Ahmet Telli okudu.
“Savaşa hayır diyor, barış için daha çok mücadele edeceğimizi kamuoyuna bildiriyoruz” denen ortak basın açıklamasından önce Afrin harekatına karşı sosyal medya paylaşımları bahane edilerek gözaltına alınan ve tutuklananlara dikkat çekildi.
HDP’li Vekil Yıldırım, ortak basın açıklamasının ardından yaptığı konuşmada “Oluşturulan milliyetçilik, ırkçılık ve militarizm bir histeri olarak bütün topluma pompalanmaya çalışılmaktadır. Maalesef barış severliğin bedelinin çok ağırlaştırıldığı bir süreç. Savaşın kutsandığı, insanların canı ve kanı üzerinden iktidar odaklı siyasetin kol gezdiği ve ülkeye hakim kılınmaya çalışıldığı bir süreç” dedi.
Bu savaşın önümüzdeki dönemde yapılacak olan seçimlere oy devşirme planı olarak başlatıldığını söyleyen Yıldırım, TBMM’de HDP dışındaki partilerin bu militarizme kapıldığını ifade etti. Bu ülkedeki barış özleminin parlamentodaki bütün partileri aşan bir büyüklüğe sahip olduğunu belirten Yıldırım sözlerine şöyle devam etti:
Düşünün ÖSO denen cihatçi güruh iki ana omurgadan oluşmakta. Biri Nureddin Zengi Tugayları ki yakın bir geçmişte Abdullah İsa adındaki 12 yaşında Filistinli bir çocuğun kafasını kesen bir örgüt. Diğeri ise Ahrar el Şam, El-Kaide’nin türevi demeyeceğim kendisi. Bunlar bu ülkenin vergileriyle eğitilen, donatılan, yedirilen, beslenen, burada ki mazlum halkların dişleriyle tırnaklarıyla elleriyle kurmuş oldukları yönetim süreçlerine saldırıya girişen bir cihadist güruh. Bu ülkenin kaynaklarının neler için kullanıldığının çarpıcı bir örneği.
Ortak basın metininde şunlar söylendi:
Savaş sadece insanların ölümü değil aynı zamanda barışın ve özgürlüklerin de yok oluşu demektir. 20 Ocak 2018 tarihinde başlayan Afrin harekatı tam da bu değerlendirmeyi doğrular niteliktedir.
Ortadoğu ve bölgede barış ihtimaline vurulan son darbe olmasının yanı sıra, halklar arasında telafisi mümkün olmayan bir kin ve nefret dalgası yayacak olan bu harekat Türkiye’yi de çıkmaz bir karanlığa sürüklemektedir.
7 yıl boyunca Türkiye topraklarına tek bir çakıl taşının dahi fırlatılmadığı Kürt illerine, “ülke güvenliği” diye yapılan bu saldırı, iç politikada sıkışmış AKP iktidarının koltuğunu sağlamlaştırma çabasından başka bir şey değildir. Bu nedenle toplumsal muhalefete, savaş karşıtlarına ve barış aktivistlerine yönelik ağır bir saldırı girişimidir. Savaşın sesini yükseltmek, barışın sesini kısmak istemektedir. Bu koşullarda barışın sesini büyütmek herkes ve hepimiz açısından insani ve vicdani bir görev olduğu kadar, özgürlüklere sahip çıkmamızın birincil gereğidir.
Bu anlayışla savaşa hayır diyor, barış için daha çok mücadele edeceğimizi kamuoyuna bildiriyoruz.
Sendika.Org