DİSK Basın-İş, Çağdaş Gazeteciler Derneği, Türkiye Gazeteciler Sendikası, Mezopotamya Kadın Gazeteciler Platformu ve Dışarıdaki Gazeteciler “10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü” için dolayısıyla birer açıklama yayımladı
DİSK Basın-İş, Çağdaş Gazeteciler Derneği, Türkiye Gazeteciler Sendikası, Mezopotamya Kadın Gazeteciler Platformu ve Dışarıdaki Gazeteciler “10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü” dolayısıyla birer açıklama yayımladı. Açıklamalarda “Kutlamıyoruz çünkü…” denildi
DİSK Basın-İş, Çağdaş Gazeteciler Derneği, Türkiye Gazeteciler Sendikası, Mezopotamya Kadın Gazeteciler Platformu ve Dışarıdaki Gazeteciler “10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü” dolayısıyla birer açıklama yayımladı.
DİSK Basın-İş’in “Kutlamıyoruz çünkü…” başlığı ile yayımladığı açıklamada “10 Ocak 2018 günü itibariyle 161 gazeteci mahpus, OHAL’le beraber kapatılan 130’dan fazla medya kurumunda çalışan en az 2500 gazeteci işsiz. Bu koşullarda bizler 10 Ocak’ı kutlanacak bir gün olarak değil, aksine gazeteciliğin özgürleşmesi ve insanca çalışma koşulları için mücadelenin yükseltileceği bir gün olarak görüyoruz” denildi.
Disk Basın-İş’in açıklamasının tam metni:
Bugün 10 Ocak ‘Çalışan Gazeteciler Günü.’ Basın çalışanlarının özlük haklarının tanınmasının üzerinden 57 yıl geçti. Kazanılan haklar yıllar içerisinde emek düşmanı politikalarla törpülendi.
Yıllar içerisinde gazetecilerin özlük haklarının korunması mücadelesi gazetecilik mesleğini “suç” olarak gören iktidara karşı verilen basın özgürlüğü mücadelesiyle iç içe geçti.
10 Ocak 2018 günü itibariyle 161 gazeteci mahpus, OHAL’le beraber kapatılan 130’dan fazla medya kurumunda çalışan en az 2500 gazeteci işsiz. Bu koşullarda bizler 10 Ocak’ı kutlanacak bir gün olarak değil, aksine gazeteciliğin özgürleşmesi ve insanca çalışma koşulları için mücadelenin yükseltileceği bir gün olarak görüyoruz. Gazeteciliğin sınırlarının ceberut devlet uygulamalarıyla değil meslek ahlakımız ve evrensel hak ve özgürlükler anlayışıyla belirlendiğini bir kez daha hatırlatıyoruz.
10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü vesilesiyle bir kez daha yineliyoruz: Çalışan gazetecilerin, işsiz gazetecilerin, mahpus gazetecilerin sözün özü tüm gazetecilerin özgür olduğu, güvenli, güvenceli ve insanca yaşayacağı bir güne kadar dayanışmayla güçlü kalacağız. Ve yıl dönümlerinde kutlanacak yeni ‘günleri’ birlikte yaratacağız.
Çağdaş Gazeteciler Derneği Genel Yönetim Kurulu adıyla yayımlanan açıklamada “Bugün gazetecilik mesleği gazetecilik mücadelesi haline gelmiştir. Yapılması gereken, örgütlü mücadelemizi ve dayanışma ağlarımızı güçlendirmektir” denildi.
Çağdaş Gazeteciler Derneği’nin açıklamasının tam metni:
Çağdaş Gazeteciler Derneği olarak tüm meslektaşlarımızı OHAL rejimine, devlet baskısına, işverenin çok yönlü sömürüsüne karşı birlikte mücadele etmeye çağırıyoruz.
Gazetecilerle ilgili günler, ülkemizde ne yazık ki meslektaşlarımızın haksız yere tutuklandığını, işinden edildiğini, sansüre uğradığını, baskı ve şiddet gördüğünü, haklarının gasp edildiğini hatırlatma günlerine dönüşmüştür.
10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü de bu günlerden biridir. Artık iktidarın rejimi haline gelen OHAL ve KHK’ler eliyle ülkemizin büyük kesimleriyle birlikte gazeteciler de kuşatma altına alınmışken, gazetecilerin kutlayacağı herhangi bir gün yoktur.
İktidar, OHAL ve KHK’lerle kendi suretinde bir ülke yaratmaya girişmiştir.
OHAL’in ilk kez ilan edildiği tarihten bu yana onlarca gazeteci tutuklanmış, yüzlerce gazeteci işten atılmış, çok sayıda basın kuruluşu kapatılmıştır.
OHAL’i fırsat bilen işverenler de işten atmalarda, sansür uygulamalarında ve iktidar yanlılığı taleplerinde çığırdan çıkmıştır.
Bu koşullar altında ne kutlamaların ne kutlama gerekçelerinin bir anlamı kalmıştır. Bugün gazetecilik mesleği gazetecilik mücadelesi haline gelmiştir. Yapılması gereken, örgütlü mücadelemizi ve dayanışma ağlarımızı güçlendirmektir.
Çağdaş Gazeteciler Derneği olarak tüm meslektaşlarımızı OHAL rejimine, devlet baskısına, işverenin çok yönlü sömürüsüne karşı birlikte mücadele etmeye çağırıyoruz.
Biz ÇGD olarak 10 Ocak’ı kutlamıyor, OHAL rejimini reddediyor, tutuklu meslektaşlarımızın bir an önce serbest bırakılmasını; her türlü baskı, şiddet ve sömürünün ortadan kaldırılmasını talep ediyor; bunun için mücadele etmeye kararlılıkla devam edeceğimizi bir kez daha hatırlatıyoruz.
“Güzel günler gelmez bize, biz güzel günlere yürümedikçe *”
Türkiye Gazeteciler Sendikası’nın (TGS) “Güzel günler gelmez bize, biz güzel günlere yürümedikçe *” başlığı ile yayımladığı açıklamasında “Korkunun ecele faydası yok: Mevcut medya düzenini mutlaka değiştireceğiz” denildi.
TGS’nin açıklamasının tam metni:
212 olarak bilinen kanun 10 Ocak 1961 günü yürürlüğe girdiğinde gazeteciler sevinç içindeydi. Ekonomik ve sosyal hakları güvence altına alınmış, kamusal görevlerini yapabilmeleri için uygun şartlar sağlanmıştı. Türkiye basını yaklaşık 30 yıl boyunca toplusözleşmeli ve 212’li düzende insanca yaşama ve çalışmanın tadını çıkardı. Ancak bu durumdan memnun olmayan açgözlü bir azınlık vardı. İnsan onuruna yaraşır bir hayatı bize çok gören medya patronları 90’lardan itibaren çalışanlarına ve onların öz örgütü olan Gazeteciler Sendikası’na saldırı kampanyası başlattı.
Kurmak istedikleri medya düzeninde Sendika’ya ve hakkını arayan çalışana yer yoktu. Zam, fazla mesai ücreti, ikramiye gibi kelimeler yasaklıydı. Gazeteciler Sendika’dan istifa etmeye zorlandı, işsizlik sopası gösterildi, orman kanunu tesis edildi.
Bugün artık Türkiye medyası sorulamayan sorular, ekrana getirilemeyen yayınlar, baskılar, kovulmalar, tutuklamalar, hakaretler ve eziyetlerle anılıyor. 212’siz çalıştırılmamız ve yoksulluk sınırını geçemeyen maaşımız da cabası. İtiraf edelim: Medya mensupları hiç bu kadar kötü durumda olmamıştı.
Fakat bu dibe vuruşu yeniden zirveye çıkmak için bir fırsat olarak görüyoruz. Bunun için birer birer ayağa kalkıyor ve mücadeleye katılıyoruz. Patronlar ve hükümetler dayattıkları bu haysiyetsizlik düzeninin sürdürülemez olduğunu bildiğinden, bir araya gelişimizi engellemeye çalışıyor. Ancak korkunun ecele faydası yok: Mevcut medya düzenini mutlaka değiştireceğiz.
Abdi İpekçilerin yolunda, 1961 ruhuyla güçlü gazetecilik için güçlü Sendika!
* İşçi B’nin Hikâyeleri, Peter Maiwald
Mezopotamya Kadın Gazeteciler Platformu tarafından yapılan açıklamada “Bu nedenle 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü bizim için bir kutlamadan çok mücadelemizin süreceğine dair kararlılığımızı yenileyeceğimiz bir gün olabilir. Yine iktidar yargısı ve medyası ne kadar arkadaşlarımızı karalamaya çalışsa da biz amaçları hakikati yazmak olan meslektaşlarımızın gazeteciliklerine tanık olduğumuzu bir kez daha yinelemek isteriz” denildi.
Mezopotamya Kadın Gazeteciler Platformu’nun açıklamasının tam metni:
Baskı, gözaltı ve tutuklama furyası altında karşıladığımız 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü bizim için ne yazık ki kutlanacak bir gün olmaktan çok uzak. 165 gazetecinin tutuklu, en az 10 binin işsiz olduğu ve “dışarıda” kalanların ise her an saldırı tehdidi altında olduğu bir ortamda bir kutlamadan çok dayanışmaya ve hakikat için direnişimizi büyütmeye ihtiyacımız olduğunun farkındayız.
İktidarın yaratmak istediği ‘tek tip’ toplum inşasına çanak tutan ‘tek tip medyasına’ karşı, muhalif gazeteciler gün yok ki gözaltı ve tutuklanma ile yıldırılmaya çalışılmasın. Haberlerimiz “delil” olarak gösteriliyor, yargılanıyoruz. Bunca saldırı ve baskıya rağmen biliyoruz ki, bu karanlığı aşmanın tek yolu dayanışma ve direnişle hakikat için yapılacak gazeteciliktir.
Bunun bilinci ile Sûr’da evi yıkılan yurttaştan, Yüksel’de sesi kısılmak istenen emekçiye, açlık grevindeki tutsaklardan, şiddete maruz kalan kadınlara kadar, sesi kısılmak istenen kim varsa orada olup, gerçekleri yazmaya ve söylemeye devam edeceğiz.
Gazeteciliğin suç olmadığını her defasında aynı kararlılıkla haykırıp, kameramızı ve kalemimizi hakikatlerden yana tutacağız. Bu nedenle 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü bizim için bir kutlamadan çok mücadelemizin süreceğine dair kararlılığımızı yenileyeceğimiz bir gün olabilir. Yine iktidar yargısı ve medyası ne kadar arkadaşlarımızı karalamaya çalışsa da biz amaçları hakikati yazmak olan meslektaşlarımızın gazeteciliklerine tanık olduğumuzu bir kez daha yinelemek isteriz. Bu bağlamda 15 Temmuz 2016’dan beri tutuklu olan ve yarın mahkemesi görülecek KHK ile kapatılan DİHA muhabiri Şerife Oruç’un duruşmasına da dikkat çekiyor, tüm tutuklu meslektaşlarımız gibi, Oruç’un gazeteciliğine de tanık olduğumuzu bir kez belirtiyoruz.
Dışarıdaki Gazeteciler de açıklamalarında “Bugün onlarca gazeteci dört duvar arasında. Bugün 10 Ocak Dünya Çalışan Gazeteciler Günü. Bugün Türkiye; dünyanın en büyük gazeteci cezaevi. Bugün kutlanacak bir şey yok” dedi.
Sendika.Org