12 Kasım 1999’da Düzce’de 7,2 büyüklüğünde meydana gelen deprem ile ilgili TMOOB İnşaat Mühendisleri Odası yaptığı açıklamada, “Günü kurtaran bir anlayışla üretilen yapılar ve ortaya çıkan kentler, ülkemizi sürekli olarak afetlere açık bir hale getirmiştir” dedi
12 Kasım 1999’da Düzce’de 7,2 büyüklüğünde meydana gelen deprem ile ilgili TMOOB İnşaat Mühendisleri Odası açıklama yaptı. Açıklamada yaşanan depremin unutulmadığı belirtilirken “Günü kurtaran bir anlayışla üretilen yapılar ve ortaya çıkan kentler, ülkemizi sürekli olarak afetlere açık bir hale getirmiştir” denildi
12 Kasım 1999’da Düzce’de 7,2 büyüklüğünde meydana gelen deprem ile ilgili TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası açıklama yaptı. Yapılan açıklamada “Aradan 18 yıl geçmiş olmasına rağmen, yaralarımız üzerinde oluşan kabuk tüm tazeliğini koruyor” denilerek depreme hazırlıklı olmak gerektiği vurgulandı.
TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası tarafından yapılan açıklamada, Türkiye’nin yaklaşık olarak %70`i birinci ve ikinci derecede öneme sahip deprem tehlikesi altında bulunduğu belirtilirken, nüfusun ve sanayi tesislerinin çok büyük çoğunluğunun da deprem riski yüksek olan bölgede bulunduğu şu sözlerle vurgulandı:
Nüfusumuzun ve sanayi tesislerimizin çok büyük çoğunluğu da deprem riski yüksek olan bölgelerde bulunuyor. Bilim ve mühendislik dışı yapılaşmayı bir tarafa bırakarak günü kurtaran bir anlayışla üretilen yapılar ve ortaya çıkan kentler, ülkemizi sürekli olarak afetlere açık bir hale getirmiştir.
Kentlerin yaşam kalitesinin artırılmasına, can ve mal güvenliğinin sağlanmasına, ekonomik ve toplumsal yapının da güçlenmesine katkı sağlayacak mekansal planlama sisteminin yeniden düzenlenmesinin zorunluluğunun vurgulandığı açıklamada çalışmaların dikkate alınmadığı şöyle söylendi:
2004 yılında yapılan “Deprem Şurası”, 2009 yılında yapılan “Kentleşme Şurası” doküman ve sonuç kararlarına rağmen büyük kentlerimiz başta olmak üzere ülkemizin toprakları “inşaat sektörünün bir arazisi” olarak görülmüştür. Sağlıklı, güvenli, yaşanabilir bir kent yerine; ne yazık ki rant eksenli bir yapı anlayışı inşaat sektörüne hakim olmuştur. Kentlerde yaşayanların yaşam standartlarının yükseltilmesini ve sürdürülebilir gelişmenin sağlanmasını öncelikli bir politika haline getirmeyi amaçlayan şura çalışmaları ve sonuçları dikkate alınmamıştır.
TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası, kentlerin ve yapılan depreme hazırlıklı olması için gereklilikleri şöyle sıraladı:
Ayrıca açıklamada, “2004 yılında Bayındırlık ve İskan Bakanlığı tarafından yapılan Deprem Şurası, 2009 yılında yapılan Kentleşme Şurası doküman ve kararları yokmuş gibi iki gün önce yeni bir Şehircilik Şurası yapılmıştır. Kurumsal süreklilik yok sayılmakta, bilgi ve kaynak sahibi tüm kişi, kurum ve kuruluşlar dikkate alınmadan yeni keşifler yapılmaktadır” denilerek başta bakanlıkların ve meslek odalarının yapmış oldukları çalışmaların dikkate alınması gerektiğine dikkat çekildi.
Sendika.Org