HDP’li Filiz Kerestecioğlu, müftülere nikah kıyma yetkisi veren tasarının yasalaşmasına tepki gösterdi, “Kadınların itirazlarına rağmen Meclis’teki erkekler korosu müftülere nikah kıyma yetkisi veren yasayı Meclis’ten geçirtti” dedi
HDP İstanbul Milletvekili Filiz Kerestecioğlu, müftülere nikah kıyma yetkisi veren tasarının yasalaşmasına tepki gösterdi, “Kadınların itirazlarına rağmen Meclis’teki erkekler korosu müftülere nikah kıyma yetkisi veren yasayı Meclis’ten geçirtti” dedi
HDP İstanbul Milletvekili Filiz Kerestecioğlu, müftülere nikah kıyma yetkisi veren tasarının yasalaşmasına ilişkin bugün (20 Ekim) Meclis’te basın toplantısı düzenledi. Kerestecioğlu konuşmasında, müftülük yasasını Meclis’te tek bir AKP’li kadın milletvekilinin savunamadığına dikkat çekerken neden yasaya karşı olduğunu bir kez daha tekrarladı.
“Bu yasa muhafazakar tek bir hayat dayatması inşa edilmeye çalışılıyor. Kadın erkek eşitliğine inanmadığını söyleyen, kadınlara sürekli boşanmamaları gerektiğini telkin eden bir kuruma, Diyanet İşleri’ne çok ciddi bir yetki verilmiş oldu” diyen Kerestecioğlu, kadınların haklarını Osmanlı’dan bu yana mücadele ederek kazandıklarına dikkat çekti.
Konuşmasında “Medeni hukukla ilgili bir alanı neden bir din görevlisine verdiniz?” diye soran Kerestecioğlu, sözlerine şöyle devam etti:
Türkiye çocuk istismarının çok yaygın olduğu bir ülke. Biz bu anlamda da yasanın tehlikesine dikkat çektik. Bize tekrar tekrar şu söylendi; Müftüler resmi nikah kıyacak, çocuk yaşta evlilik yapılmayacak. Müftülere verilenin resmi nikah yetkisi olduğunu biliyoruz. Zaten Hacettepe Üniversitesi’nin ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın yaptırdığı araştırmalara göre çocuk yaşta evliliklerin yüzde 95’i resmi imamlar tarafından yapılıyor. Bunu zaten yapanlar var ama bunun resmi alanda yaygınlaşmayacağının ve bunların örtbas edilmeyeceğininse hiçbir garantisi yok. Siz medeni hukukla ilgili bir alanı neden bir din görevlisine verdiniz?. Bunu vermek istiyorsanız başka görevlilere verin, muhtarlar var belediye memurları yeterince var. Sanki insanlar sıraya girmiş de evlenemiyormuş gibi bir ortam yaratılmaya çalışılıyor.
“Doğumdan sonra sözlü beyanla bildirilebiliyor. Bu doğru. Yeni yasada da bu devam ediyor. Dünyada bu kadar savaş ve göç varken sadece yazılı bildirimle doğum bildirimi olamayabilir” diyen Kerestecioğlu, bunun riskli bir madde olduğunu belirterek, “Çünkü çoklu evlilikler var bu ülkede ve bir kadın doğurmadığı bir çocukla ilgili de sözlü bildirim yapabilir” şeklinde konuştu.
Kerestecioğlu, tasarıda bulunan “Mülki amir talimatı ile araştırma yapılabilir” ifadesini, “Burada bir keyfilik var. Mülki amir talimat vermezse, ya da talimat verdiği halde aile hekimi araştırma yapmazsa hiçbir zorunluluğu, cezai yaptırımı yoktu” diyerek eleştirdi.
Bu durumun sakıncalarının nasıl giderileceğini İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya sorduklarını ifade eden HDP’li Kerestecioğlu, “Israrlarımız sonucunda o kanun maddesi değiştirildi. Mülki amirin talimatı ile her sözlü doğum bildiriminde aile hekiminin araştırma yapması zorunlu kılındı. Bu en azından çocuk yaşta evlilikleri, başkalarının üzerine kaydedilecek çocukları engellemek için bir adımdır” ifadelerini kullandı.
Filiz Kerestecioğlu, genel ahlak kriterinin de kadınların mücadelesi sonucunda kaldırıldığını dile getirerek “Biz yıllarca Türk Ceza Kanunu’nda genel ahlak başlığına karşı çıktığımızı, aslında kadınlara dayatılan ama erkeklerin ahlakı olan ahlakı reddettiğimizi söylüyorduk. Bunun çıkması da olumlu oldu” dedi.
“Soyadı ile ilgili bir değişiklik yapılabilirdi, ama erkek egemen Meclis’te ancak bu kadarı olabildi” diyen Kerestecioğlu, kadınların kendi soyadını, bir izne bağlı olmaksızın yazılı bir bildirimle yapabilmelerinin mümkün olduğunu ve bu yönde uluslararası yasalar, AYM kararı ve AİHM içtihadının var olduğunu belirtti.
Sendika.Org