HDP Grup Başkanvekili Filiz Kerestecioğlu, bugün (18 Ekim) TBMM Genel Kurulu’na gelen müftülere nikah kıyma yetkisi veren yasa tasarısına ilişkin “Erdoğan, karşısındaki en güçlü muhalefet olan kadınlarla inatlaşıyor” dedi
HDP Grup Başkanvekili Filiz Kerestecioğlu, bugün (18 Ekim) TBMM Genel Kurulu’na gelen müftülere nikah kıyma yetkisi veren yasa tasarısına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Kerestecioğlu, her cenahtan kadının bu tasarıya karşı olduğunu belirterek “Erdoğan, karşısındaki en güçlü muhalefet olan kadınlarla inatlaşıyor” dedi
HDP Grup Başkanvekili Filiz Kerestecioğlu, bugün TBMM Genel Kurulu’na gelen müftülere nikah kıyma yetkisi veren yasa tasarısına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Kerestecioğlu, halihazırda kadın-erkek eşitliğine inanmayan ve kadınlara sürekli boşanmamaları gerektiğini telkin eden müftülüklere büyük bir yetki verileceğini ve bu durumun yaratacağı sonuçların değerlendirilmediğinin altını çizdi.
Kerestecioğlu, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya’nın “Müftü kıysın nikahı; imam niye kıysın” dediğini hatırlatarak, tasarının müftülerin yetkilerini imam ve vaizlere devredebilmelerine izin verecek şekilde genişletildiğini belirtti. Kerestecioğlu şunları söyledi:
Korkarız ki bu ifadeye dayanılarak, “Köyde, küçük beldelerde yaşayıp müftü nikâhı isteyenlerin taleplerinin tümünü karşılayamıyoruz” denilecek, “Müftünün sorumluluk sahasındaki geniş il sınırları, ulaşımı” bahane edilecek ve imamlara da nikah kıydırmanın önü açılacak. Yani tasarı, müftülük yasası diye anılsa da imamlara, vaizlere ve müftülere nikah yetkisi veriyor. Ya Fatma Betül Sayan Kaya halkı bilerek yanlış bilgilendiriyor ya da ne acıdır ki kadınların hayatını bu kadar derinden etkileyecek bir tasarıyla ilgili kendisinin hiçbir tasarrufu yok!
Muhafazakar bir tek tip hayat dayatması
Tayyip Erdoğan’ın, “İsteseniz de istemeseniz de bu yasa Meclis’ten geçecek” dediğini hatırlatan Kerestecioğlu, tasarının yukarıdan talimatla geldiğini vurguladı. Kerestecioğlu “Bu yasayla hedeflenen, 4+4+4’ten beri uygulamaya sokulmaya çalışılan, dinin yaşamın her alanına egemen olduğu bir sistem yaratmak. Muhafazakar bir tek tip hayat dayatması” ifadelerini kullandı.
Kerestecioğlu bu sistemin tesis edilmesini ise şu şekilde sıraladı:
Çoklu hukuka geçiş adımı
Kerestecioğlu, yasa tasarısı ile Medeni Hukukun dışına çıkılarak, çoklu hukuka geçmenin bir ön adımının atıldığını belirtti. Kerestecioğlu “Bu gerçekleşirse bir sonraki adımda İslam Hukuku öne sürülerek yanlış yorumlamalarla kadınların kazandıkları Medeni haklar tehlikeye düşecek. Belki de bir sonraki adımda hukukun bazı alanlarının İslam hukukuna devredilmesini tartışacağız. Bu nedenle, kadınların Medeni Hukuk ile edindikleri mal paylaşımı, boşanma gibi pek çok hakları tehlike altında” dedi. Bu nedenle her cenahtan kadının bu tasarıya karşı olduğunu, hatta baı muhafazakar kadın yazarların bunu açıkça dile getirdiğin belirten Kerestecioğlu “AKP içindeki muhafazakar kadınlar bile direniyor müftü nikahına; çünkü yasanın getireceği sakıncaların farkındalar” ifadelerini kullandı.
Laik devletlerde devletin, yurttaşların dini özgürlüğüne karışmadığını belirten Kerestecioğlu, “Oysa Türkiye’de tek bir inanç açıkça öne çıkarılıyor. Diyanetin yıllık bütçesi 6.8 milyar lira, bu da yetmiyor, hükümetten ek bütçe istiyor, yetmiyor çeşitli Bakanlıklarla protokoller imzalayarak etki alanını genişletiyor. Yani din Türkiye’de “orada da dini nikah var” diye örnek gösterilen Batı ülkelerinin aksine devletten ayrılmamış, devlet dini haline gelmiş durumda” ifadelerini kullandı.
Erdoğan’ın “Batı’da bu işi Kilise yapıyor” iddiasına yanıt veren Kerestecioğlu, ABD’de hemen hemen her eyalette ve çoğu Avrupa ülkesinde kiliseye resmi belge ibraz etmeksizin, kilisede evlilik töreni gerçekleştirilemediğini, bu haliyle yapılan evlilik törenlerinin sembolik olduğunu belirtti.
Müftülük yasa tasarısının sonuçları
Müftülük yasa tasarısının sonuçlarını değerlendiren Kerestecioğlu, çocuk yaşta evliliklerin artacağını belirtti. Kerestecioğlu “Bakan’ın önerdiği gibi ‘küçük yaşta yapılan imam nikahı evlilikler ile ikinci eş olaylarını sona erdirmeyi’ korkarız ki çocuk yaşta evliliklerin artmasına neden olacak” dedi.
Ayrıca, çocuk evlilikerinin önünü almadığını, birden çok evlilik yapabilmek için erkeklerin yine imam nikahını tercih edeceklerinin altını çizdi.
Yasa tasarısının, küçük yaşta imamlara gereğinden fazla inisiyatif almasının önünü açacağını belirten Kerestecioğlu, “18 yaş altı kız çocuklarını evlendiren pek çok resmi imam varsa ne yazık ki imamlara bu yetkinin verilmesi, tacizcinin ve tecavüzcünün korunması, gerekirs imam nikahı yapılarak olayın üstünün kapatılmasına” neden olacağını vurguladı.
Tasarıyla birlikte, imamlara resmi nikah kıydırmak norm haline geleceği ve olağanlaşacağı için kadınların imamlara nikah kıydırmak zorunda kalacaklarını belirten Kerestecioğlu, “Mahalle baskısı nedeniyle birçok kadın istese de istemese de dinin hayatına daha fazla hakim olduğunu hissedecek. Ayrıca toplumda belediyenin kıydığı nikah – müftünün kıydığı nikah gibi yeni kutuplaştırmalar oluşacak” dedi.
Kerestecioğlu, Nüfus Hizmetleri Kanunu’nda yapılan değişiklikle birlikte sözlü beyanla nüfus bildirimlerinin çocuk istismarını gizlemek için başvurulan bir yol olduğunu altının çizdi. Bu yolla yapılacak nüfus bildirimlerinde ise denetimin zayıf olacağını kaydetti. Ayrıca, tasarıda Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmayanların evlilik yoluyla vatandaşlığa başvurabilmesi için “genel ahlak” kriterinin getirildiğini hatırlatan Kerestecioğlu, “Bu erkeklerin ahlakıdır. Biz bunun kalkması için yıllarca mücadele ettik” dedi.
Kerestecioğlu sözlerini şöyle tamamladı:
Kadınlar, Mirabal kardeşler gibi öldürülseler de, Nezihe Muhiddin gibi akıl hastanesine de yatırılsalar mücadeleden vazgeçmiyorlar. Herhangi bir siyasi iktidarın, kadınların medeni haklarını ellerinden alabileceğini düşünüyorsanız, siz ne tanıdığınızı iddia ettiğiniz Türkiye toplumunu, ne de kadınları tanımışsınız demektir.
Bugün Erdoğan, karşısındaki en güçlü muhalefet olan kadınlarla inatlaşıyor şimdi. Biz çok sayıda berbat yasayı değiştirmeyi becerdiğimiz gibi bunu da engellemeyi, yoksa da iptal ettirmeyi başarırız. Kimse umudunu kaybetmesin, özellikle tüm kadınlar kazanılmış haklarımızı kaybetmemek için mücadeleye devam edeceğiz bundan emin olabilirsiniz.
Sendika.Org