TMMOB Şehir Plancıları Odası Ankara Şubesi, 2013 yılında ABD Büyükelçiliği’nin satın aldığı Atatürk Orman Çiftliği (AOÇ) arazisinde başlayan inşaata dair açıklamada bulundu
TMMOB Şehir Plancıları Odası Ankara Şubesi, 2013 yılında ABD Büyükelçiliği’nin satın aldığı Atatürk Orman Çiftliği (AOÇ) arazisinde başlayan inşaata dair açıklamada bulundu. Büyükelçiliğin bu alana taşınması durumunda Kavaklı Mahallesi’nde rant baskısı sonucu yoğun yapılaşma riski ile karşı karşıya kalınacağına, ayrıca Eskişehir Yolu hattındaki artan yoğunluğun trafik ve diğer altyapı unsurlarını olumsuz bir biçimde etkileyeceğine işaret edildi
TMMOB Şehir Plancıları Odası Ankara Şubesi, 2013 yılında ABD Büyükelçiliği’nin satın aldığı Atatürk Orman Çiftliği (AOÇ) arazisinde başlayan inşaata dair açıklamada bulundu.
Konuya ilişkin Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ’ın “Yer Gazi Üniversitesi‘ne ait bir yer. 1983`te kanun ile Gazi Üniversitesi‘ne verilmiş, o dönem AK Parti yok. Atatürk Orman Çiftliği ile alakası tamamen kanun ile kesiliyor. Atatürk Orman Çiftliğine veya Cumhurbaşkanlığı Külliyesine bitişik veya sınır bir yer değildir.” beyanına cevaben söz konusu parsellerin eğitim alanlarının genişletilmesi ve anılan arazilerin faydalı kullanımına olanak verilmesi gerekçesiyle çıkarılan kanun kapsamında Gazi Üniversitesine devredildiği belirtildi.
Gazi Üniversitesi ile TOKİ Başkanlığı arasında arsa karşılığı geliri yöntemi ile anlaşma sağlanarak Gazi Üniversitesine devredilen bu arazilerin TOKİ`ye satışının yapıldığı, bu arazilerde rezidans, ticaret ve iş merkezi gibi kullanımların öngörüldüğü yüksek katlı yapılaşmaya izin veren planlar onaylandığı, son gelinen noktada ise arazilerden biri ABD Büyükelçiliğine devredildiği ifade edildi.
2006 yılında Ankara Büyükşehir Belediye’sine devredilmesinin ardından imara açılan arazinin bütüncül yapısından söz etmenin imkansız olduğu, ayrıca ABD Büyükelçiliğinin alana taşınması halinde Ankara için öngörülen sorunlar dile getirildi.
AKP iktidarı döneminde ise AOÇ üzerinde plan yapma yetkisinin 2006 yılında Ankara Büyükşehir Belediyesi‘ne verilmesi akabinde çiftlik arazisi üzerinde inşa edilen Kaçak Saray, Ankara Bulvarı ve Ankapark gibi projelerle günümüzde artık bütüncül bir AOÇ‘den söz etmemiz imkansız bir hal almıştır.
AKP döneminde sistematik bir biçimde gerçekleştirilen saldırılarla anlam ve mekan bütünlüğünü kaybeden AOÇ`ye ilişkin son öldürücü hamle Sayın Bekir Bozdağ‘ın açıklamaları olmuştur. Bu yaklaşımla şu anda çeşitli kamu kurumlarına ve askeri tesislere hizmet eden ve şartlı olarak tahsisi/devri yapılmış AOÇ arazilerinin ticari bir meta olarak satılabilmesinin önü açılmaktadır. Bu tavır kesinlikle kabul edilebilecek bir tavır değildir. ABD Büyükelçiliğinin inşa edileceği alan tarafımızca hala AOÇ arazisi olarak değerlendirilmektedir.
Bununla birlikte Şehir Plancıları Odası Ankara Şubesi olarak ABD Büyükelçiliği‘nin bu alana taşınması halinde, alanın AOÇ arazisi olması dışında, Ankara için iki önemli sorun daha teşkil edeceğini öngörmekteyiz. Bugün Ankara‘nın ilk diplomatik sitesi olarak tabir edilen ve halihazırda ABD Büyükelçiliği‘nin de yer aldığı Kavaklıdere Mahallesi‘yle başlayarak güneye doğru yayılan büyükelçiliklerin, ABD Büyükelçiliğiyle aynı eğilimi sergileyerek Ankara‘nın yeni merkezi iş alanı olan Söğütözü-Çukurambar bölgesinde yani Eskişehir Yolu hattında yer seçmeleri Cumhuriyet Ankara‘sının yarattığı en önemli değerlerden biri olan Kavaklıdere Mahallesi‘nin ilk aşamada kan kaybetmesine ve çökmesine sebep olacak, sonrasında ise alan rant baskısı sonucu yoğun yapılaşma riski ile karşı karşıya kalacaktır. Bu nedenle ABD Büyükelçiliği`nin taşınmasıylaboş kalacak olan ve kent içi konumu nedeni ile ön plana çıkan söz konusu alan için gerçekleştirilecek planlar ayrı bir soru işaretidir. Kent için önemli değerlere sahip AOÇ alanının kaybının yanı sıra, kent merkezinde boşalan araziler üzerinden rant döngüsünün amaçlandığı da öngörülmektedir. Bu değişimler ortaya çıktığında gözlemlenecek diğer bir önemli sorun ise halihazırda kamu kurumları ve iş merkezleriyle hayli yoğun bir aks halini alan Eskişehir Yolu hattının daha da yoğunlaşması ve trafik ve diğer altyapı unsurlarının olumsuz bir biçimde etkilenmesi olarak karşımıza çıkacaktır.
Sendika.Org