Darbe Komisyonu raporuna ek şerh gönderen CHP, AKP FETÖ ilişkisinin delillerini ortaya döktü, AKP’nin komisyona FETÖ’cü vekiller atayarak darbenin aydınlatılmasını engellediğini söyledi
Darbe Komisyonu raporuna ek şerh gönderen CHP, AKP FETÖ ilişkisinin delillerini ortaya döktü, AKP’nin komisyona FETÖ’cü vekiller atayarak darbenin aydınlatılmasını engellediğini söyledi
CHP, Darbe Araştırma Komisyonu’nun raporuna “tashih ve redaksiyon” diyerek CHP’nin FETÖ ile bağlantılı olduğu yönünde ek yapması üzerine ikinci bir muhalefet şerhi hazırladı. Komisyonun kendilerinden ek görüş talebi üzerine hazırlanan şerhte eklemenin açıkça bir içtüzük ihlali olduğunu belirten CHP, darbenin siyasi ayağının ortaya çıkarılması önündeki tek engel olduğunu belirtti.
CHP İzmir Milletvekili Aytun Çıray ve İstanbul milletvekilleri Sezgin Tanrıkulu, Aykut Erdoğdu, Zeynel Emre’nin hazırladığı rapora dair verilen dilekçede açıkça bir içtüzük ihlali olarak gördükleri bu korsan eklemeye dair komisyonun talebi üzerine verdikleri şerhin bu içtüzük ihlalini meşrulaştırma olarak algılanmaması gerektiği belirtildi. Komisyonun kolektif çalışma, mutabakat, nezaket, uzlaşma gibi değerlerden en başından itibaren uzak durduğunu belirten CHP, raporun da AKP’nin kendi kaleminden çıkan kısmına dahi saygı duymakta zorlandığının kanıtı olduğunu söyledi.
Darbe Araştırma Komisyonu, raporu yayımladıktan sonra ekleme yapmış, CHP’nin FETÖ ile bağlantılı olduğu yönünde iddialara yer vermişti. Ardından CHP bir muhalefet şerhi yayımlayarak eklemeye itiraz etmişti. Daha sonra muhalefet şerhine karşılık muhalefet şerhi niteliğinde ekleme yapan AKP’nin eklemelerine dair ikinci bir muhalefet şerhi hazırlayan CHP, bunu bir içtüzük ihlali olarak değerlendirdi. CHP hazırladıkları ikinci şerh için “FETÖ’nün siyasi ayağını içinde barındırdığı bu hukuk dışı tavrıyla bir kez daha tescillenmiş olan AKP gerçeğinin bir kez daha tarihe not düşülmesi olarak anlaşılmalıdır” dedi.
Nihai raporun 12 Temmuz’da milletvekillerine iletildiğini hatırlatan CHP, rapora yönelik muhalefet şerhlerini içeren nihai versiyonun ise Adalet Yürüyüşü’nün hemen ardından TBMM Başkanlığı’na sunulmasına dikkat çekti. CHP, bu karalamanın AKP’nin ve Erdoğan’ın toplumun büyük bir kesimini kucaklayan Adalet Yürüyüşü’nden duyduğu rahatsızlığı dışa vurmanın hiçbir haklı yolunu bulamayınca sarıldığı bir yöntem olduğunu söyledi.
Raporun ilk haline yaptıkları itirazı hatırlatan CHP, kendilerinden istenen ikinci görüş üzerine hazırladıkları şerhte video ve fotoğraflarla AKP-FETÖ işbirliğini anlattı.
Raporda yer verdikleri fotoğraf, video ve hasret dolu sözlerin yanı sıra bu yapı lehine yapılan değişiklik, teklif ve teşvikleri de hatırlatan CHP, iktidar mensubu kişilerin bu icraatlarının 15 Temmuz darbe girişimine neden olduğunu belirtti. Şerhte yer verdikleri delillerin hukuki olarak “suç ortaklığı” olduğunu söyleyen CHP, suça iştirakin faillik, azmettirme, yardım ve yataklık yollarıyla ortaya çıkmasına dair tüm bulguların olduğunu ifade etti.
AKP hükümetleri ve belediye başkanlığından Cumhurbaşkanlığı’na kadar Erdoğan iktidarının, bütüncül ve sistemli olarak icraatları ve söylemleriyle, FETÖ’nün en büyük ve tek değişmez katalizörü olduğunun belirtildiği raporda kozmik odada 20 gün süren arama hatırlatıldı.
Genel Kurmay eski Başkanı İlker Başbuğ’un verdiği röportajın referans alındığı bu bölümde kozmik odada yapılan arama ile devletin mahreminin yer aldığı bu yere Fethullah Gülen’in beraat kararında imzası bulunan hakim Kadir Kayan’ın sokulması gündem edildi. Hakim Kayan’ın odadan çıktıktan sonra imzalaması gereken dışarıya bilgi sızdırmayacağına dönük kağıdı imzalamadığına dikkat çekilen şerhte o dönem yaşananların AKP/Erdoğan iktidarlarının FETÖ’ye her türlü desteği sağladığı, önündeki engelleri kaldırdığına delil niteliğinde olduğu kaydedildi.
Raporda 15 Temmuz Mitingi sonrasında CHP’nin FETÖ’nün siyasi emellerine hizmet eden tutum ve davranışlar sergilediği iddiasına ise şerhte darbe girişimi sonrası CHP’nin tavrının değişikliği şu sözlerle ifade edildi:
…başlangıçta ortaya konulan birlik ve beraberlik iradesi ne yazık ki bu kalkışmadan bir fırsat çıkarma hesabı olduğu anlaşılan AKP iktidarı tarafından çıkarılan OHAL kararı ile birlikte, hukuk askıya alınmış ve o şartlarda dayatılan ‘Mühürsüz referandumla’ birlikte, Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun ifade ettiği “20 Temmuz Darbesine” dönüşmüştür.”
15 Temmuz’un Erdoğan tarafından “Allah’ın büyük lütfu” olarak nitelenmesinin Erdoğan’ın 15 Temmuz’un aydınlatılmasını istemediğinin bir göstergesi olduğu belirtilen raporda komisyon çalışmalarının Erdoğan tarafından engellendiği vurgulandı.
Erdoğan’ın “Allah’ın lütfu” derken kastettiğinin 15 Temmuz’un kendi “Tek Adam rejimi”ni kurmak için bir katalizörü olarak gördüğü olduğunu söyleyen CHP 15 Temmuz’un “birlütuf” olabilmesinin yarı karanlıkta bırakılmasına bağlı olduğunu belirtti. Komisyonun faaliyetlerinin çoğunluğu oluşturan AKP’li üyeler tarafından şekillendirildiğini ve yönlendirildiğini akataran CHP, “Böylece Komisyon Raporu, 15 Temmuz’u kullanarak varılması hedeflenen amaçla tutarlı bir tarih yazımının aracı haline getirilmek istendi” dedi.
AKP’nin komisyona gönderdiği üyelerden ikisinin FETÖ ile ilişkili üyelerden seçtiğine dikkat çeken CHP, komisyon başkanı seçilen Reşat Petek’in FETÖ ile ilişik dernek ve organizasyonlarla yakınlık kurduğunu belirtti. Bir diğer üye Hüseyin Kocabıyık’ın ise köşe yazarlığı sırasında Fethullah Gülen’i “en büyük Türk sivil toplum hareketinin mimarı” olarak tanımlamaktan “Evrensel Türk Rönesansını başlatan bir Türk mucizesi” diye nitelemeye kadar hepsi birbirini aşan övgülerin sahibi olduğu hatırlatıldı.
“FETÖ’nün AKP içindeki ByLock’lu siyasi uzantıları ortaya çıkarılsaydı, Anayasa değişikliğinin AKP’lilerce neredeyse hiç fire vermeksizin kabul edilmesi imkânsız hale gelirdi” diyen CHP, komisyon raporuna gizlice yapılan ekin de bunun kanıtı olduğunu söyledi. Bu ekle 15 Temmuz’un siyasi ayağına ilişkin unsurların ortaya çıkması engellenmeye çalışan hatta FETÖ ile ortak yürüyenin CHP olduğu algısı yaratılmak istendiğini vurguladı.
Komisyon tutanaklarında Genelkurmay eski başkanları Hilmi Özkök ve İlker Başbuğ’un ifadeleri, Ömer Dinçer’in kitabı, Hanefi Avcı ve Sabri Uzun’un tespitlerinin yer aldığını belirten CHP, 2004 yılındaki MGK’ya sunulan raporun, Dinçer’in MGK kararını rafa kaldırdıklarını itiraf etmesinin, Yalçın Akdoğan’ın bunu gerine gerine ilan etmesinin, Başbuğ’un 2007’den sonra Gülen ve AKP’nin tam ittifaka girip bu operasyonlara tam destek verdiği ifadesinin, Avcı ve Uzun’un “2007’de Fetullah Terör Örgütü Emniyeti tamamen ele geçirmişti” tespitinin, Işık Koşaner’in AKP ve FETÖ işbirliğinin TSK’da yaratacağı tahribatın daha da ileri boyutlara varacağını görerek Kuvvet Komutanlarıyla birlikte istifa etmesinin AKP’nin 15 Temmuz’daki siyasi sorumluluğunu açıkça ortaya koyduğunu ifade etti.
AKP iktidarlarının 15 Temmuz’a dair sorumluluğunun siyasi bir sorumlulukla sınırlı kalmadığının belirtildiği şerhte, Koşaner’in istifasına ve o dönemde Yüksek Askeri Şûra’ya (YAŞ) dair açıklamalarının AKP’nin bu süreçte hukuki sorumluluğunun da olduğunu gösterdiği aktarıldı.
Koşaner açıklamasında kendilerine MİT ve Emniyet’ten gelen bilgilere göre teyit edebildiklerinin ilişiklerini YAŞ toplantılarında kestiklerini belirtti. Bir süre sonra kamuoyunda personel ayırması şeklinde yanlış bir bilginin yayılmaya başladığını söyleyen Koşaner, bir süre sonra yetkili makamların YAŞ’taki faaliyetlerini engellemeye çalıştıklarını aktardı.
15 Temmuz’un AKP tarafından açıkça öngörüldüğü ve önlenmediğini söyleyen CHP, Kemal Kılıçdaroğlu’nun bu nedenle bu darbenin kontrollü olduğunu vurguladığını aktardı.
AKP’nin yaptırdığı anketlerde dahi karşısına 2019’da iktidarın el değiştireceği verilerinin yansımasının Saray’da “alarm zilleri” çaldırmaya başlattığını ifade eden CHP, AKP’nin CHP’ye FETÖ ile işbirliği suçu atmasının da bu nedenle olduğunu ancak bunun ellerine bir kanıt daha vermekten başka bir işe yaramadığını vurguladı:
Fakat bu tutumlarıyla suç ikrarında bulundular ve aslında ‘ortak menzile’ yürüdükleri FETÖ ile kurgu davalar yaratma konusunda tam bir zihni paralellik gösterdiklerini açıkça ortaya koymuş oldular. Böylece AKP, yakın gelecekte tecelli edecek özgür yargıya FETÖ’yle tam on üç yıl boyunca aynı menzile ulaşmak için yaptıkları koordineli işbirliğini ikna edici kanıtlarından birini daha vermiş oldu.
CHP 2. muhalefet şerhinin tamamına erişmek için tıklayınız.
Sendika.Org