Cumhuriyet Davası üçüncü gününde İstanbul Çağlayan Adliyesi’nde görülmeye devam ediyor. Bir gazetecilik savunmasına ve asılsız iddianamenin çürütülmesine tanık olunan davayı dakika dakika aktarıyoruz
Cumhuriyet Davası üçüncü gününde İstanbul Çağlayan Adliyesi’nde görülmeye devam etti. Bir gazetecilik savunmasına ve asılsız iddianamenin çürütülmesine tanık olunan davanın üçüncü gününde gazeteci Ahmet Şık, tarihi bir savunma verdi
20.56 Duruşmanın üçünü günü tamamlandı. Yarın (27 Temmuz) saat 12.00’da Hikmet Çetinkaya ve Aydın Engin’in savunmalarıyla devam edecek.
20.55 Cumhuriyet’in muhasebe müdürü Günseli Özaltay ise beraatini isteyerek savunmasında şunları söyledi:
İddianamede Bylock kullanımı ile ilgili bazı iddialar ileri sürülmüştür. Bylock kullanımının ne olduğunu bilmediğim gibi beni arayanların telefonunda bulunup bulunmadığını bilme olanağım da yoktur. Ancak iddianamede Y.E.İ. olarak kodlanmış olan Yusuf Emre İper Cumhuriyet gazetesi çalışanıdır ve tutukludur. Kendisinin telefonunda Bylock bulunup bulunmadığına dair rapor alındığını gazetemiz avukatlarının verdiği bilgiye dayanarak biliyorum. Diğer kişileri ve telefon edenleri tanımam da mümkün değildir.
20.39 Bülent Yener şunları söyleyerek savunmasını bitirdi:
İddianamede sanık olarak gösteriliyorum, suçum terör örgütü üyesi olmamakla beraber yardım etmek. Emekli olduğumdan reklam bedelleri ve diğer para akışları için bilgi ve belgelere ulaşamadım ama Akın Atalay’ın beyanları doğrudur. Ancak iddianamede Y.E.İ olarak kodlanmış olan Yusuf Emre İper Cumhuriyet gazetesi çalışanıdır ve tutukludur. Kendisinin telefonunda ByLock bulunmadığına dair rapor alındığını gazetemiz avukatlarının verdiği bilgiye dayanarak biliyorum. ByLock kullanımının ne olduğunu yayınlanan haberlerden biliyorum. Ne kullandım ve ne de beni arayanların telefonlarında bulunup bulunmadığını bilebilirim. Hakkımda yurt dışına çıkış yasağı yokken pasaportum havaalanında elimden alındı. Geri istiyorum. Durusmadan vareste tutulmak istiyorum. Dizüstü bilgisayarım, simcartlarım, telefonlarım, müzik kayıtlarımın iadesini istiyorum. Beraat kararı verilmesini de talep ediyorum.
20.25 Tutuklu gazetecilerin savunması sona erdi. Bülent Yener savunmasını vermeye başladı.
20.22 Kemal Aydoğdu, Jeansbiri Twitter hesabının kendisine ait olmadığını söyledi. “Gazetecilerin içinde bir öğretmen olarak gurur duyuyorum” dedi.
19.40 15 dakikalık ara 50 dakikada bitti, duruşmaya devam ediliyor. Ahmet Kemal Aydoğdu savunmasını yapıyor. Aydoğdu ByLock konuşmalarının tamamının öğretmen ve öğrencilerinin velileriyle olduğunu, eğitimle ilgili konular konuşulduğunu söyledi.
18.31 Mahkeme heyeti duruşmaya ara verdi.
18.29 Şık 3 gündür süren davaya ilişkin “Terör dosyası diyorsunuz üç gündür gazetecilik faaliyetimizi soruyorsunuz. Tek örgüt sorusu soramadınız. Nokta” yanıtını verdi, “Aradığınız örgüt siyasi parti kılığında ülkeyi yönetiyor” dedi.
18.26 Savcı “Katil devlet demişsiniz” deyince Şık, “Devletin tarihi kanlıdır. Ermeniler, Hrant, Suriye, Berkin… Az söylemişim seri katildir. Siyasal görüşüm, dünyadaki tüm devletlerin terör örgütü olduğudur” yanıtını verdi.
18.18 Şık savunmasını verirken savcı, “Bize ders vermeye hakkınız yok, biz de eğitim aldık. Bizim de deneyimimiz var” dedi. Savcının soruları üzerine ise “Faşizm susmak değil konuşmak mecburiyetidir. Bana niyet okuyan soru sormayın, sorunuzu sorun” yanıtını verdi. Savcının “Örgütle ilginiz nedir?” sorusuna ise “Tek ilgim var. Benim için hepsi haber” yanıtını verdi.
18.04 Savunmasına devam eden Şık şöyle konuştu:
Benim bayrağın arkasına gizleyecek bir suçum, dinin arkasına gizleyecek bir günahım yok! Ben ne yazdıysam arkasındayım. Çünkü iki kişinin neden bir savcının başına silah dayamak istediğini anlamazsak bu işler olmaya devam eder. Bu haberlerde suç varsa 4 ayda dava açılmalıdır. Süresi de geçmiş, savcı iddianameye koymuş. Hukuk fakültesini yeniden okumalı. Buradan yola çıkarak bir suçlama yöneltilecekse hepsinin sorumluluğu bana ait ama anlamak için soruyorsanız cevabım budur. Bugünkü yargının cemaat yargısından zerre farkı yoktur.
17.47 Şık “Savunma değildir bu yaptığım, söyleyeceklerim bu kadar. Gazetecilik faaliyetlerini suçlamak totaliter rejimlere aittir” dedi.
17.38 Gazetecilere yönelik operasyonların ifade özgürlüğüne yönelik bir operasyon olduğunu belirten Şık “Hukuktan hak adalet vicdan ve liyakati çıkarttığınızda bir şey kalmıyor” dedi.
17.18 Savunmasına devam eden Şık “Gülen ile mücadele planlı MGK kararını hiç uygulamadiklarini Erdoğan, Gül ve Bülent Arınç itiraf ettiler. Hayır kandırılmadınız, birlikte bizi kandırmaya çalıştınız. Şimdi de Cumhuriyet’ten FETÖ çıkartmaya çalışıyorsunuz” ifadelerini kullandı. İfadesi sırasında salonda bir telefon çalması üzerine “Beni arıyorlarsa yok de” diye yanıt verdi. Şık, ayrıca Bozdağ döneminde atanan hakimlerin yüzde 34’ünün atıldığını belirtti.
17.14 Duruşma Şık’ın AKP-FETÖ ilişkisini deşifre ettiği savunmasıyla devam ediyor.
17.01 Şık, savunmasında “15 Temmuz’da darbe engellendi ama cunta iktidar oldu. FETÖ nün idealize ettiği model 15 Temmuz sonrası başarılı oldu. Tam da bu nedenle FETÖ ne istediyse AKP vermiştir. Gülen cemaatinden FETÖ’ye giden süreçte Erdoğan, cemaatin bu güce erişmesindeki en büyük sorumludur” dedi.
16.50 Aranın ardından Ahmet Şık savunmasına başladı. Savunmasına “Paralel Yürüdük Biz Bu Yollarda” kitabının önsözünden alıntılarla başlayan Şık “Söyleyecek fazla şeyim yok ama size aradığınız örgütün yol haritasını çıkartacağım. Erdoğan ‘Bu darbe Allah’ın bize bir lütfudur’ dedi. Ağzından kaçırdı. Şimdi bu lütfu yaşıyoruz” dedi ve AKP-Gülen ilişkisini anlattı. Savunmasında Nuriye ve Semih’e selam gönderen Şık’a mahkeme başkanı “Savunma yapın köşe yazısı istemiyoruz” diyerek müdahale etti. Şık “Savunmamın tamamını dinlerseniz anlayacaksınız” deyince başkan müdahaleyi kesti. Şık, savunmasını sürdürdü.
16.21 Günay’ın savunması bitti. Verilecek aradan sonra Ahmet Şık savunma yapacak.
16.17 Mahkeme Başkanı “Ekonomik zorluk olduğunda vakfa mı bildiriyorsunuz?” diye sordu. Günay “Hayır müessese müdürüne bildiriyoruz. Sayfa arttırmamız, gerektiğinde Matbaa Koordinatörüne bildiriyoruz” dedi. Mahkeme Başkanı’nın “Editöryal bağımsızlık mutlak mı?” sorusuna Günay, “Benim editöryal bağımsızlığım mutlaktır. İlhan Selçuk bir tek gün arayıp kapak ne yapıyorsun diye sormadı” diye yanıt verdi.
16.16 Günay’a “PKK, DEAŞ vs.’ye üye olmakla suçlanıyorsunuz. Kitap ekindeki yayınlarınızla bu örgütleri yüceltmiş olabilir misiniz?” diye soruldu
16.15 Mahkeme Başkanı Günay’a “Gazete için müstakil olarak varlık gösteren kitap ekini yönetiyorsunuz. Kitap Eki’ni yönetirken ekin içeriğinden kime karşı sorumlusunuz?” diye sordu. Günay “Ben çok bağımsız çalışıyorum. Kimseye karşı sorumluluğum yok. İçerikten ben sorumluyum” diye yanıtladı.
16.13 Duruşmaya kısa bir ara verildi. Mahkeme Başkanı salonu sessizliğe davet ettikten sonra “Vurucu açıklamayı yapmadınız” diyerek sorguya devam etti. Mahkeme Başkanı’nın neyi kastettiğini anlamadığını söyleyen Günay’a başkan “Gençliğinizin sırrı nedir” diye sordu.
16.09 Mahkeme Başkanı’nın “Sizden vurucu bir anlatım beklerdim ama yapmadınız” demesi üzerine Günay, “Ben iki yaşındayken annemi kaybetmişim. Annemin ölüm tarihini bilmiyoruz. Savcıya teşekkür ediyorum annemin ölüm tarihini sayesinde öğrendik. Boşanmalarımı da anlatayım mı?” diye yanıt verdi.
15.53 Hakan Kara’nın savunması tamamlandı. Duruşma, Turhan Günay’ın 1985’ten beri Cumhuriyet’te yaptıklarını anlatmasıyla devam ediyor.
15.49 Kıdemli hakim Kara’ya “FETÖ dışında DHKP-C ve PKK ile ilgili olarak bir savunma yapacak mısınız?” diye sordu. Kara “Tüm terör örgütlerine karşıyım. Hiçbiriyle ilişkim olmadı. Ama ortada başka bir somut bir şey görmediğim için bununla yetindim” dedi.
15.46 Mahkeme Başkanı Kara’ya “Yayın politikası konusunda bir usulsüzlük olup olmadığı konuşulur mu vakıfta?” diye sordu. Kara bu soruya “Vakfın yaklaşımı böyle değildir. Senet çerçevesinde bakar. Yayın müdürü görevini yapamıyorsa görevden alır. Bir vakıf üyesi gelip “Bu haberi niye yaptınız, detayında ne var” diye sormaz. Sorarsa istifa etmem gerek. Cumhuriyetin geleneklerine uymaz” diye yanıt verdi.
15.34 İddianameden niyet okumak diye bir şey olduğunu belirten Kara, “‘FETÖ’cülerle irtibat suçtur” diyen mantığa ben niyet okursam, “Bu iddiayı öne sürenler Türk yargısını çökertmeye çalışıyor” derim” dedi.
15.16 Cumhuriyet’teki görevini ve yaptığı işin önemini anlatan Kara, “Benim Cumhuriyet’teki temel görevim 93 yıllık bu köklü gazeteyi dijital çağa hazır hale getirmektir” dedi, ardından hakkındaki suçlamalara yanıt verdi:
Daha ByLock programı yazılmadan 12.2.2013’te E.A. adlı kişiyle görüştüğüm söyleniyor ama E.A. da ByLock’çu değil. 2013 yılında Fethullah Gülen Cemaati’nden olan bir kişiye mesaj geçmek suç mu? Fethullah Gülen o tarihte örgüt lideri olarak mı görülüyor? Onunla konuşmak, telefon etmek, bağlantı kurmak suç mu? 2013 yılı Eylül ayında Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Fethullah Gülen’i Pensilvanya’da ziyaret etti. Görüşme iki saat sürdü. Neler konuşuldu tam olarak bilmiyoruz. Bu durumda FETÖ ile görüşen Ahmet Davutoğlu şimdi suç mu işlemiş oldu? Örgüt lideri ile görüşmekten dolayı suçlu mu?
15.09 Hakkındaki FETÖ’cülük iddiasına yanıt veren Kara, Hüseyin Gülerce’nin tanık kendisinin ise sanık koltuğunda oturuyor olmasına tepki gösterdi:
Pensilvanya’ya hiç gitmedim. Hiç selam da göndermedim. Ne benim ne ailemin boğazından FETÖ’nün tek bir kuruşu geçmedi. Buna rağmen ben örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmekle suçlanıyorum. Tescilli FETÖ’cü Hüseyin Gülerce tanık, bense sanık koltuğunda oturuyorum. Telefonumda ByLock yok. Hiçbir Cumhuriyet yazarı veya yöneticisinin de yok. İddianamede FETÖ ya da herhangi bir terör örgütüyle ilişkim olduğuna dair tek bir kanıt yok. Buna rağmen 9 aydır hapisteyim.
15.06 Duruşma Hakan Kara’nın savunmasıyla başladı.
Sendika.Org