Alman insan hakları aktivisti Peter Steudtner’in tutuklanmasının ardından Almanya, Türkiye’ye ödenen Avrupa Birliği yardımlarının durdurulabileceğini açıkladı
Alman insan hakları aktivisti Peter Steudtner’in tutuklanmasının ardından Almanya, Türkiye’ye ödenen Avrupa Birliği yardımlarının durdurulabileceğini açıkladı
Alman insan hakları aktivisti Peter Steudtner’in tutuklanması iki NATO müttefiki Almanya ile Türkiye arasındaki ilişkilerde yeni bir gerginliğe yol açtı. Türkiye’nin Berlin Büyükelçisi Ali Kemal Aydın konuyla ilgili istişarelerde bulunmak üzere Alman Dışişleri Bakanlığı’na çağrıldı.
Alman hükümet sözcüsü Steffen Seibert yaptığı basın toplantısında “son gelişmeler ışığında yardımların gözden geçirilmesinin önemli olduğunu düşünüyoruz” dedi. Seibert’in AB’nin Türkiye’ye mülteci akınlarını durdurması karşılığında ödemeyi taahhüt ettiği 3 milyar euroluk yardıma atıfta bulunduğu bildirildi.
Seibert son dönemde Türkiye ile sivil ve basın özgürlükleri konusunda konuşmak için sürekli bir neden olduğunu belirtti. Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel’in de konu nedeniyle tatilini yarıda keserek Berlin’e döndüğünü bildirildi.
Almanya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Martin Schäfer Alman hükümetinin “son derece net” ifadelerinin Türk hükümetine “hiçbir yanlış anlaşmaya mahal vermeyecek şekilde” ve “dolaylı yollara başvurmadan” iletilmesi gerektiğine dikkat çekmişti.
Türkiye’nin Berlin’deki büyükelçisi Ali Kemal Aydın, Alman aktivistin tutuklanmasının ardından istişarelerde bulunmak üzere Alman Dışişleri Bakanlığı’na çağrılmıştı. Alman hükümet sözcüsü Steffen Seibert de çarşamba günü yaptığı basın toplantısında “son gelişmeler ışığında Türkiye’ye yönelik AB’nin mali yardımlarının gözden geçirilmesinin önemli olduğunu düşünüyoruz” demişti.
Almanya Yeşiller Partisi Eş Başkanı Cem Özdemir de Merkel yönetimini Türkiye’ye karşı çok yumuşak olmakla eleştirirken, “Bugün siz karar verici konumda olsaydınız, Türkiye ile ortaklık konusunda ne yapardınız?” sorusuna şu yanıtı verdi:
“Üyelik müzakerelerini olduğu yerde bırakırdım, buzdolabının en dibine. Ve Türkiye ilan ettiği gibi idam cezasını geri getirirse o zaman bitirirdim. O zaman tamamen kopardı. O zaman Türkiye’nin Avrupa Konseyi’ni terk etmesi gerekirdi. Konya’daki NATO üssü sorununda olduğu gibi Türkiye şu anda milletvekillerimizin bu üssü ziyaretine izin vermiyor. Alman ordusu bir parlamento ordusudur. Bu da şu anlama geliyor: Alman milletvekilleri, askerlerin konuşlandırıldığı yerlerde durumlarını kontrol etmek için her zaman ziyaret edebilir. Erdoğan buna karşı çıkmaya devam ederse o zaman Brüksel’den bir cevap verilmeli, NATO’dan cevap verilmeli. Bu bir NATO misyonu. Ancak bence NATO Genel Sekreteri’nin pozisyonu yanlış. NATO Genel Sekreteri bu sanki Merkel ile Erdoğan’ın arasındaki bir sorunmuş gibi davranıyor, oysa bu bir Erdoğan problemi. Erdoğan NATO normlarına uygun davranmıyor. Birahanede kavga çıkarmak isteyen bir eşkıya gibi davranıyor. NATO’da kurallar var. NATO bir değerler topluluğu. Erdoğan’ın bu değerlerle ilgili bir problemi varsa o zaman NATO’nun Konya misyonunu sonlandırması gerekir.”
Almanya’nın da Türkiye’ye NATO çerçevesinde bir tepki vermesi gerektiğini belirten Özdemir, NATO Genel Sekreteri’nin sorumluluğunu yerine getirmesi gerektiğini savundu. Cem Özdemir, Merkel’in Türkiye’ye karşı sert davranmadığını belirterek şöyle konuştu:
“Almanya olarak da tepki vermeliyiz. Ancak göz yummayacağımız konusunda net bir mesaj vermeliyiz. Erdoğan buradaki Türk organizasyonları kendi etki alanına almaya ve çok para akıtarak kendi görüşüne göre tek tipleştirmesine çalışıyor. Biz burada konuşurken Almanya’daki camilerin yönetimleri tek tek değiştiriliyor. Almanca bilen, Hristiyanlarla, Yahudi hahamlarla, Alman komşularıyla etkileşimde olan ve entegrasyon yanlıları geri çekiliyor ve yerlerine Ankara’dan emir alan kişiler getiriliyor. Bu olmaz. Bu konuda net bir mesaj verilmeli. Bayan Merkel bu konuda çok yumuşak davranıyor.”
[Deutsche Welle Türkçe’den derlenmiştir]