Siyasal ve Sosyal Araştırmalar Merkezi, Diyarbakır Sur İlçesi’nde bulunan Lalebey ve Alipaşa mahallelerinin “kentsel dönüşüm” kapsamında yıkılmasıyla ilgili görüşme ve araştırma raporunu yayımladı
Siyasal ve Sosyal Araştırmalar Merkezi, Diyarbakır Sur İlçesi’nde bulunan Lalebey ve Alipaşa mahallelerinin “kentsel dönüşüm” kapsamında yıkılmasıyla ilgili görüşme ve araştırma raporunu yayımladı
Siyasal ve Sosyal Araştırmalar Merkezi (SAMER), Diyarbakır Sur İlçesi’nde bulunan Lalebey ve Alipaşa mahalleleri “kentsel dönüşüm” kapsamında yıkılmasıyla ilgili mahalleliyle yaptığı görüşmeler ve sahayla ilgili yapılan araştırmalardan oluşan raporunu yayımladı. Rapora göre Bakanlık Suriçi’nde bulunan konutların yüzde 6.02’sinin risk altındayken tüm Suriçi bölgesi kentsel dönüşüm kapsamına alınmış durumda.
Suriçi’nde kentsel dönüşüm Alipaşa’ya bağlı sokaklarla beraber başlıyor. 2 Aralık 2015’te kesintisiz olarak uygulanan sokağa çıkma yasağı ve operasyonların bittiği duyurulsa da insansızlaşmış olan bu yerlerde yıkım faaliyetleri sürüyor. Mart 2016’da ise tüm Suriçi acele kamulaştırma kapsamına alınıyor. Son olarak Alipaşa ve Lalebey mahallelerinde 1 Mayıs’ta evlerin boşaltılması gerektiği yönünde duyuru yapılırken, bölgenin terk edilmeyişi üstüne bu tarih uzatılıyor. 19 Mayıs’ta elektrik-su kesintisi yapılacağı, 21 Mayıs’ta da yıkımın başlayacağı zırhlı polis araçlarından ve cami minarelerinden sürekli olarak anons ediliyor.
Rapora göre Cevatpaşa, Fatihpaşa, Dabanoğlu, Hasırlı, Cemal Yılmaz, Savaş, Alipaşa ve Lalebey mahallelerinde uygulanan evsizleştirme projesinden bugüne kadar 28 bin 816 kişi etkilenmiş durumda.
Yine SAMER’in hazırladığı raporda mahalleli, Suriçi’nde yaşamaktan mutlu olduğunu belirtirken bu yıkımın nedenini yalnızca kentsel dönüşüm olmadığını vurguluyor.
Sur’daki yalnızca kentsel dönüşüm olmadığını söyleyen mahalleli buradaki dayanışma kültürünün yok edilmeye çalışıldığını belirtiyor. Büyük bir çoğunluğu yoksul olan Sur’da insanların sorunlarını dayanışma içinde çözülebildiğini vurgulayan bir mahalleli “Buradan çıksak ölürüz. Bu yüzden bizi de bu evle birlikte gömsünler” diyor.
Sur’un kuşatma altında olduğu, operasyonların düzenlendiği günler de bile komşularıyla beraber sofra kurduklarını belirten bir başka mahalleli ise Sur’dan bir kere bir haftalığına çıktıklarını belirtiyor. Evlerinden zorla çıkartılmalarına ilişkin olarak “Şimdi gidin diyorlar başka yerde nefes alamayız ki!” diyor.”
Kamulaştırma sonrasında zorunlu olarak evlerini boşaltmak zorunda kaldıklarını belirten mahalleli, mülklerinin gerçek bedelinin verilmediğini belirtiyor. Mahalle fırıncısı Ahmet evlere 33.000 TL, iş yerlerine 11.000 TL, kimi çoklu dairelere 70.000 TL verildiğini, mülkün tapulu, tapusuz, senetli ya da senetsiz olmasına göre fiyatın değiştiğini belirtiyor. Ahmet durumu şöyle özetliyor:
Ben 20 yıllık fırınım bu mahallede, yanımda 10 kişi çalışıyor, devlet bana 11.000 TL veriyor ve çık diyor. 11.000 TL. İle ben ne yapayım? Bir fırın kurmanın maliyeti milyonları buluyor. Bu kentsel dönüşüm lafı çıktığından beri zaten, son 6-7 yıldır hep zarardayız. Ben 40 yıldır bu mahallede oturuyorum aynı zamanda. Açıkçası yarın yıkıma geldiklerinde ne yapacağımı bilmiyorum. Bir de bizler buraya alışmışız. Burası hoştur. Başka yerde yaşayabilir miyiz? Sanmıyorum… Bizi de gömsünler buraya.
Bazı mahalleliler ise belediyeden, devlet kurumlarından tanıdığı olanların mülklerine karşılık daha fazla para aldığını duyduklarını söylüyor. Aynı zamanda 70 bin TL ile ev alınmayacağını belirtti.
Ev kiralarının ucuz olduğunu belirten bir başka mahalleli ise vermekte oldukları kira ile başka bir yerde yaşayamayacaklarını, o parayla nakliye bile tutulamayacağını belirtiyor.
Sur’da yaşayanlar bu projelerin yalnız kentsel dönüşüm üzerinden bir rant aracı olarak görmüyor. Halk, yıkımla birlikte Sur’un politik ve etnik yapısının değiştirmek, kültürel dokunun yok edilerek Sur halkını hafızasızlaştırmak, gelenekselleşmiş dayanışma ilişkilerin dağıtılmak istendiği kanaatinde.
SAMER’in verilerine göre Alipaşa’da HDP’ye çıkan oy oranı yüzde 79, Lalebey’de ise yüzde 81 civarında. Aynı zamanda proje kapsamındaki Sur yerleşkesi içerisinde 147 anıtsal yapı, 595 tescilli kültür varlığı bulunuyor.
Surlular yalnız binaların hedefte olmadığının, bir dayanışma kültürünün de yıkılmaya çalışıldığının farkında. Alipaşa’da doğup büyüyen Apo şöyle diyor:
Burada insanlar yoksul… Birinde olmayanı komşusu tamamlıyor. Biri aç kalsa komşusu getiriyor. Biri dara düşse komşusu yetişiyor. Bu durum başka nerde yaşanıyor?.. O binalara, sitelere parası yetti diyelim yine yaşayamaz. Kafes gibi, hapishane gibi gelir bura insanına… Başka yerde yaşayamaz ki Sur insanı?
Ben binaya çıktım ama rahat değilim. Bu mahallede dayanışma yoğundur. Burada insanlar gözü arkada kalmadan mevsimlik işçiliğe bile gider, çünkü bilir arkasında kalan ailesine mahallelinin göz kulak olacağını. Bu mahallede günlük 20-30 TL. bile kazansanız geçinebiliyorsunuz, çünkü her şey birlikte yapılır. Burada aslında yıkılan binalar değil, bir kültür yıkılıyor.
Sendika.Org