Hamas’ın 1 Mayıs’ta duyurduğu yeni siyaset belgesiyle dolaylı da olsa İsrail’i tanıdığını ve Müslüman Kardeşler ile bağını kopardığını resmen deklare etmiş oldu
Hamas’ın 1 Mayıs’ta açıkladığı 42 maddelik yeni siyaset belgesinde, 1967 sınırlarında kurulacak bir Filistin devletinin desteklenmesi, çatışmanın Yahudilerle değil Siyonist projeyle olduğunun belirtilmesi ve örgütün Müslüman Kardeşler ile olan bağının vurgulanmaması üç önemli değişiklik olarak dikkat çekiyor. Hamas böylece, dolaylı da olsa İsrail’i tanıdığını ve Müslüman Kardeşler ile bağını kopardığını resmi bir belge ile deklare etmiş oldu
Hamas yeni siyaset belgesini 1 Mayıs’ta, Katar’ın başkenti Doha’da bir basın toplantısıyla açıkladı.
6 Mayıs’ta Hamas Siyasi Büro Başkanlığı görevini İsmail Haniye’ye devreden Halid Meşal, yeni siyaset belgesinin “Hamas’ın bölgesel ve uluslararası atmosferden kaynaklanan gerçeklerle baş etmeye hazır mantıkta, ancak Filistin halkının davasının temsilcisi olduğunu da vurgular nitelikte” olduğunu söyledi. Siyaset belgesinin hazırlanmasının 4 yıl öncesine dayandığını ve 2 yıl yoğun bir çalışma yürütüldüğünü belirten Meşal, belgenin Hamas’ın tüm liderlerinin, içerideki ve dışarıdaki kurumlarının ortak görüşünü yansıttığını belirtmesi de ayrıca dikkat çekiyor.
1967 sınırlarında kurulacak bir Filistin devletini destekleyeceklerini söyleyen Meşal, “Hamas, çekişmenin dinleri sebebiyle Yahudilerle değil Siyonist projeyle olduğunu vurgular” ifadelerini kullandı.
Hamas ayrıca, önceki sözleşmesinden farklı olarak kendisine getirdiği yeni tanımda “Müslüman Kardeşler Teşkilâtı’nın bir kanadı olduğu” ifadesine yer vermedi.
HAMAS’IN 42 MADDELİK YENİ SİYASET BELGESİNİN TAM METNİ
Körfez ülkelerinin baskısıyla “iki devletli çözüm” kabul edildi
Hamas’ın yeni siyaset bildirisinin 20. maddesinde “Siyonist rejimi tanımaksızın, Filistin’in haklarından hiçbirini göz ardı etmeksizin 4 Haziran 1967 topraklarında başkenti Kudüs olan bağımsız ve egemen bir Filistin devletinin mültecilerin yurduna geri dönmesi ile birlikte kurulmasını ortak bir ulusal uzlaşma çerçevesi olarak görmektedir” deniliyor.
Hamas’ın kuruluş bildirisinde yer almayan, ancak daha önce Hamas sözcüleri ve liderleri tarafından atıfta bulunulan 1967 sınırları, bu kez örgütün siyasi belgesinde yer almış oldu.
Böylece Hamas, İsrail’in en azından var olduğunu dolaylı olarak kabul etmiş oldu. Ancak aynı maddede “Hamas, nehirden denize kadar tüm Filistin topraklarının kurtarılması dışındaki hiçbir alternatifi kabul etmeyecektir” ifadesinin yer alması da bir çelişki oluşturuyor.
Sonuç olarak bu Hamas için yeni bir tutum değil, ancak 1967 sınırları ifadesinin yazılı bir belgede geçmesinin, Meşal’in deyimiyle, Hamas ile ABD ve Batılı ülkeler arasında “yakın işbirliği ve yeni bir ilişki için fırsat” yaratacağı düşünülüyor.
Öte yandan 1967 sınırlarına ilişkin ifadenin siyaset belgesinde yer almasında Körfez ülkeleri ve Türkiye’nin doğrudan etkisi var. Hamas’ta Halid Meşal ve İsmail Haniye’nin başı çektiği kanat, Katar-Türkiye tarafından destekleniyor.
Hamas, Filistin’de Yahudilerin hakkı olduğuna inanmıyor ve Filistin’den Yahudileri kovmaya çalışıyordu. 1967 sınırları çerçevesindeki bir ateşkes yolunda bu hakkı kabul etmekte isteksiz değildi ancak dışarıdan gelen Yahudilerin Tarihi Filistin’deki haklarını tanımıyordu. İsrail işgâliyle çekişmesini “sınır çekişmesi değil, varoluş çekişmesi” olarak görüyordu.
Ancak siyaset belgesinin 16. maddesiyle bu tutumda değişikliğe gidildi:
Hamas, Siyonizm projesiyle mücadelenin dinlerinden dolayı Yahudilerle bir savaş olmadığını vurgulamaktadır. Hamas, asla Yahudilerle Yahudi oldukları için savaşmamıştır. İşgalci ve gasıp Siyonistlere karşı savaşmıştır. İşgalci liderlerin kendileri Yahudilerin şiarlarını ve Yahudiliği bu savaşta kullanmakta ve kendi gasıp rejimlerini onunla nitelemektedir.
Belgede ayrıca Yahudi karşıtlığının esasında Arapların ve Müslümanların tarihiyle ilgili değil Avrupa tarihiyle ilişkili olduğu savunularak, “Batılı güçlerin gözetiminde Filistin’i işgâl eden Siyonist hareket, yerleşimci işgâlin en tehlikeli örneğidir” değerlendirmesi yapıldı.
Bu madde, Hamas’ın yeni siyaset belgesinde ideolojik anlamda ileri bir hamle olarak karşılandı.
Hamas’ın kuruluş bildirgesi, örgütü tanımlarken, Müslüman Kardeşler (İhvan-ı Müslimin) ile olan bağına özel bir vurgu yapıyor. İkinci maddede Müslüman Kardeşler’i, “çağın en büyük İslami Hareketini oluşturan evrensel bir teşkilât” olarak tanımlayıp, “Hamas, Filistin’deki Müslüman Kardeşler Grubu’nun bir kanadıdır” diyor.
Yeni siyaset belgesi ise bu atıfta bulunmuyor ve Hamas kendisini şöyle tanımlıyor: “Hedefi Filistin’in kurtuluşu ve Siyonist projeyle mücadele olan, çıkış noktaları, hedefleri ve araçları itibariyle İslâm’ı referans alan Filistin İslâmi Ulusal Özgürlük ve Direniş Hareketi.”
Meşal bu yeni tanımla ilgili, “Hamas, fikri açıdan İhvan ekolünün bir parçasıdır ancak biz bağımsız bir Filistin örgütüyüz” açıklamasını yaptı.
Müslüman Kardeşler vurgusunun yeni siyaset belgesinde yapılmamasının nedeni, Mısır ile ilişkilerde yeni bir dönem arayışı olduğu belirtiliyor. Gazze’nin, dış dünyaya açılan tek kapısı Mısır üzerinden (Refah Sınır Kapısı).
Öte yandan Müslüman Kardeşler, Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan tarafından “terör örgütü” olarak kabul ediliyor. Darbeci Sisi yönetimi de Hamas’ın Müslüman Kardeşler ile bütün ilişkilerini kesmesini istiyor.
Sendika.Org