‘Hayır’ çadırında “Çağdaş bir yaşam için hayır” diyen kadınlara, “Şu anda çağdaş bir yaşam yok mu” diye çıkışan Erdoğan, daha sonra gittiği mitingde, “Şu anda çağdaş bir Türkiye yok mu, neyiniz eksik? Yollarınız, köprüleriniz, hızlı tren, okullar yok mu? 14 sene önce bunlar var mıydı? Ama şimdi var” diyerek, ‘çağdaşlık’ kriterlerini ‘yol, köprü, hızlı tren’ […]
‘Hayır’ çadırında “Çağdaş bir yaşam için hayır” diyen kadınlara, “Şu anda çağdaş bir yaşam yok mu” diye çıkışan Erdoğan, daha sonra gittiği mitingde, “Şu anda çağdaş bir Türkiye yok mu, neyiniz eksik? Yollarınız, köprüleriniz, hızlı tren, okullar yok mu? 14 sene önce bunlar var mıydı? Ama şimdi var” diyerek, ‘çağdaşlık’ kriterlerini ‘yol, köprü, hızlı tren’ olarak sıraladı. Oysa AKP’nin 15 yıllık iktidarındaki tablo, ülkenin nasıl ‘çağdışı’ bir noktaya sürüklendiğini ortaya koyuyor. Tüm dünyada gelişmişlik ve çağdaşlık düzeyini ortaya koyan veriler esas alındığında, AKP’nin zayıflarla dolu karnesini şöyle özetlemek mümkün:
Hukukun üstünlüğü kâğıt üstünde
Hukukun üstünlüğü endeksinde Türkiye, 113 ülke arasında 99’uncu sıraya düştü. Basın özgürlüğü sıralamasında 180 ülke içinde 151’inci sırada yer aldı. Çocuklara yönelik cinsel istismar yüzde 434, kadına şiddet yüzde bin 400, boşanmalar yüzde 38, tutuklu ve hükümlü sayısı yüzde 231, uyuşturucu bağımlılığı yüzde 678, cinayet yüzde 261, cinsel taciz yüzde 499 oranında arttı.
Uluslararası Şeffaflık Örgütü’nün ‘Yolsuzluk Algı Endeksi 2016’ verilerine göre, Türkiye bir yılda 9 basamak birden gerileyerek, 176 ülke arasında 75’inci sıraya indi. Böylelikle Suudi Arabistan, Brunei, Namibya ve Botsvana’nın da gerisine düştü.
Eğitimde ‘emrivaki’ düzenlemeler yapıldı. Bazı okullarda karma eğitim uygulamasına son verildi. 4+4+4 yasası ile eğitimde var olan aksaklıklara ek olarak, ‘laik eğitim’ anlayışı da terk edildi. MEB, medrese tarzı yasa dışı sözde eğitim kurumlarını görmezden gelirken, merdiven altı dershaneler, etüt merkezleri, okul öncesi eğitim kurumları çığ gibi büyüdü. 13 bin 800 köy okulu kapatıldı. Kırsalda yaşayan nüfus, din adamlarına teslim edildi. ‘Değerler Eğitimi’ adı altında tarikat ve cemaatler okullara sokuldu ve ardından öğrencilere taciz olayları ayyuka çıktı. AKP döneminde imam hatip liselerinin sayısı yüzde 211, öğrenci sayıları ise yüzde 852 oranında arttı.
AKP iktidarı döneminde basına yönelik baskılar hızla arttı. Erdoğan’ın geçen günlerde yaptığı “Cezaevinde tutuklu gazeteci yok” açıklamasına karşın, basın meslek örgütlerinin belirlemelerine göre halen cezaevlerinde 155 gazeteci bulunuyor. KHK’lerle birlikte 16 televizyon, 3 haber ajansı, 23 radyo, 46 gazete, 15 dergi ve 29 yayınevi kapatıldı.
Erdoğan’ın çağdaşlık anlayışı İstanbul’u bu hale getirdi.
Diyanet İşleri Başkanlığı, AKP’nin iktidara gelmesi ile ‘Yeni Türkiye’nin inşasında belirleyici yapılardan biri oldu. Diyanet’in bütçesi, neredeyse 10’a yakın Bakanlığın bütçesini aştı.
AKP döneminde gelir dağılımındaki eşitsizlik de artarak devam etti. Türkiye’de en zengin yüzde 20’lik kesimin gelirden aldığı pay yüzde 46, iken, en yoksul kesimin aldığı pay yüzde 6.1’de kaldı. Tek çocuklu ailelerde yoksulluk oranı yüzde 8.6, iki çocuklu ailelerde yoksulluk oranı ise yüzde 15.1. Üç ve daha fazla çocuğu olan ailelerde yoksulluk oranı yüzde 45.9 seviyesinde.
Türkiye genelinde 15 ve daha yukarı yaştakilerde işsiz sayısı bir önceki yıla göre 273 bin kişi artarak 3 milyon 330 bin kişi oldu. 15-24 yaş grubunu içeren genç işsizlik oranı 1.1 puanlık artış ile yüzde 19.6 olurken 15-64 yaş grubunda bu oran 0,6 puanlık artış ile yüzde 11.1 olarak gerçekleşti.
AKP’nin gerici politikaları kadına yönelik şiddeti de artırdı. Adalet Bakanlığı’nın verilerine göre 2002-2015 arası 5 bin 406 kadın öldürüldü. Fakat resmi kurumların verilerinden derlenen BM istatistikleri dikkate alındığında 2002-2013 periyodunda öldürülen kadın sayısı 13 bin 381 oldu. 2015’te 303 kadın öldürülürken 2016’da sayı 328’e yükseldi.
15 yıllık AKP döneminde kadın ve çocuk bedeninden elini çekmedi. Doğuracakları çocuk sayısından, kürtaja, gece gezmesinden, gülmesine kadar, giyim kuşamına kadar AKP’li siyasetçilerin temel gündemi oldu. Kamuoyu baskısı ile geri adım atmak zorunda kaldıkları “çocuk gelin” yasası daha hafızalardaki tazeliğini koruyor.
sahte
` mutluluk2017 Dünya Mutluluk Raporu’nde geçen yıl 78’inci sıraya kadar gerileyen Türkiye’nin bu yıl 9 basamak birden yükselerek 69’uncu sırada yer alması, akıllara antidepresan kullanımında yaşanan rekor artışı getirdi. Türkiye’de antidepresan kullanımı son 9 yılda yüzde 160 oranında artarak, her 10 kişiden 1’i ilaç kullanır hale geldi.
Yurttaşların kültür alanında yaptığı harcamalar sürekli azaldı. Son bir yılda harcamalar bir önceki yıla göre yüzde 10.5 oranında azaldı. 2015 yılındaki toplam kültür harcamasının dağılımına bakıldığında; televizyon ve TV yayın giderleri yüzde 30.1 iken, kitap yüzde 13.8, gazete ve dergi yüzde 13, sinema, tiyatro ve konser harcamalarının oranının ise yüzde 5,7 olması dikkati çekti. Yurttaşların yüzde 96’sı hiçbir zaman opera veya baleye, yüzde 80’i hiçbir zaman tiyatroya, yüzde 73’ü hiçbir zaman konsere gitmiyor. Toplumun yüzde 28’i hiçbir zaman gazete okumuyor. Haftada bir kereden fazla gazete okuyanların genel oranı ise yüzde 30 olarak belirlendi. Türkiye’de insanların yüzde 45’i hiçbir zaman kitap okumuyor. Haftada bir kereden fazla kitap okuyanların oranı yüzde 17 olarak tespit edildi. Türkiye’de yüzde 56’lık bir kesim TÜİK verilerine göre sinema ve sinema seyircisi sayısı artmasına karşın hiçbir zaman sinemaya gitmiyor.
Türkiye’de insanların yüzde 94’ü yurtdışı, yüzde 45’i ise yurtiçi tatil amaçlı seyahate çıkmıyor. Senede bir veya daha seyrek de olsa yurtiçi tatile çıkanların oranı ise yüzde 41’de kaldı. Seyahatlerin yüzde 62’si yakınları ziyaret amacıyla yapılıyor ve arkadaş ya da akraba evlerinde kalınıyor.