Eski MİT Müsteşarı Emre Taner, darbe girişimi konusunda MİT’in özeleştiri yapması gerektiğini belirterek “Bu servis 15 Temmuz’un bilgisini alamadı” dedi
Eski MİT Müsteşarı Emre Taner, darbe girişimi konusunda MİT’in özeleştiri yapması gerektiğini belirterek “Bu servis 15 Temmuz’un bilgisini alamadı” dedi. PKK ile müzakere sürecindeki Oslo görüşmeleri ve Habur karşılaması için “ihanet değildir” diyen Taner, “Dağdakilerin önüne düzgün bir yol haritası koyamadık” ifadesini kullandı
Al Jazeera Türk’ün haberine göre, 44 yıl boyunca Milli İstihbarat Teşkilatı’nda görev yapan ve 7 yıl önce emekliye ayrılan Emre Taner, ilk kez kamuoyuna açık şekilde Kürt sorununun çözümü için başlatılan süreci, Oslo görüşmelerini, Habur’da yaşananları, 7 Şubat MİT krizini ve Gülen örgütünü anlattı.
Taner’in 15 Temmuz Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu’nda yaptığı açıklamalar çeşitli başlıklar altında özetle şöyle:
“Oslo ihanet değildir”
7 Şubat’ta Fethullah Gülen, Hakan Fidan ve beni yargı önüne çıkarmak için kumpas kurdu. Ben ‘KCK’nın kurucusu’yum. Allah’ın işine bakın. Doğru düzgün bir iddianame yazılır. Diyarbakır doğumluyum. Babam askerliğini yaparken orada doğmuşum. Kürtlere karşı değilim. Devreye giriş sebebim de budur. Devletin aklı ile yola çıkılmıştır. Bir yığın teması risk alarak yaptık. Korkmadık. Biz Oslo sürecine yabancılar Kürt meselesini oyuncak yapmasın diye girdik. Zavallı Türkiye seyrediyor. Bizim baş başa kalmamız lazım bu grupla.
Oslo ihanet değildir. Her yerde sapına kadar konuşurum. Gizli servisler mayını temizler arkadan siyaset girer. Hıyanet içinde kaldılar. Ne protokol, ne anlaşma vardır. Hadise budur, bunlar konuşulmadı. Bir gün söyleyecektim, burası vesile oldu.
Yabancılar, (Türkiye’nin) kanatlanmış ülke olmasını istemediler. Örgüt içindeki bazı kadrolar istemedi. Bazılarıyla yüz yüze görüştüm. 500 kadro ne olacak dediler. Tutuklanacağız dediler. Norveç’te oturun dedim. Hangi parayla? 60 yaşına gelmişler. Emeklilik yok, ölüm var. Bu olmadı. Önlerine doğru bir harita konmadı.
Habur’da tıkandı, ihanet değildir. Silahların bırakılmasına çalışıyoruz. Bu kadrolar olduğu gibi Türkiye dışına çıkacak, uluslararası bir rehabilitasyon olacaktı.
Cemaatin etkisi neydi?
“Cemaat, bu çözüm sürecinin hükümet eliyle başarılmasından rahatsızdı. Daha açık cevap olmaz herhalde.”
Oslo’yu kim sızdırdı?
Tek defada cevap zor. Rufailer (gülerek). Çözümün olmasını istemeyenler sızdırdı.
Norveç, İngiliz gizli servisi hattını bağlamış. Yabancı gizli servislerin enstrümanı haline gelmiş. Türkiye’nin Kürt meselesini çözmek istemeyenler vardır. FETÖ, bu hükümetin çözmesinden rahatsız olmuştur.
Oslo’yu kim önerdi?
Temas edelim diye biz teklif ettik. ‘Bakanlar Kurulu’na anlatın’ denildi. 5-6 saat anlatıldı. MGK’da Sezer zamanında alınmış kararla başladı. İktidar büyük risk aldı.
Çözüm süreci parlamento eliyle yürüseydi ne olurdu?
Bizim arzumuz buydu. İmralı’nın arzusu da buydu. Eğer böyle olsaydı, Habur, Oslo yaşanmazdı. Siyasi iktidarın kendi tercihi, aldığı kararla, ‘Şimdilik böyle yürüsün’ dendi. O dönemde birçok seçim vardı. Türkiye’nin eylemsiz günlere ihtiyacı vardı.
Habur’da süreç neden bozuldu?
Sürecin bozulmasında FETÖ’cü polislerin büyük rolü var. O gece Beşir Atalay ve ben telefon görüşmemiz devam ediyor. Öyle bir iş oldu ki, şaşkınlık içinde kaldık. Büyük yanlış. Dağdan çocuklarınız gelecek diye ailelere haber salındı. Orada oyun oynandı. Tersine infial gösterisine dönüştürüldü. Sınırdaki oyun budur.
“Para Avrupa’da, silah Kandil, beyin İmralı’da”
Para, propaganda Avrupa’da. Silah Kandil’de. Beyin İmralı’da. Bu üçü birbiriyle yarışır. Kandil’in ağırlığı ona göredir. ‘Bize Anayasal güvence verin, dağdakileri indirelim’ dendi. Devlet böyle güvence veremez dedik. Bu güvenceler, İmralı’nın hayatı başta olmak üzere gözden geçirilebilir. Habur’da iş doğru başladı, yanlışa döndü, öldürüldü.
‘Her parti ucundan tutulsun’ dedik. Eninde sonunda tökezleyeceğiz. Seçim dönemi zaman kaybı oldu. Bundan sonra olacaksa yapılmalı. Güzel işler olacak diye ego şişmesi olabilir. Eninde sonunda doğru bulunacaktır.
“Siyasi akıl HDP olabilirdi”
Ortak akla ihtiyaç var. İnsanlar ölüyor. Korkunç yaralar var. Her ölünün arkasından 4 kişi dağa çıkıyor. Ölü devam ettikçe dağa çıkıyor. Siyaset aklının devreye girmesi gerekir. Bu HDP olabilirdi.
“Özeleştirimizi erkekçesine yapmak mecburiyetindeyiz”
Emre Taner milletvekillerinin sorularından önce ise MİT’te görev yaptığı dönemde süresince Gülen örgütü konusunda yapılan çalışmalar konusunda bilgi verdi. Taner’in bu bölümde sözlerini tamamlarken söyledikleri en dikkat çekici bölümlerden biri şu oldu:
15 Temmuz birçok dersi getirip önümüze koymuştur. Gören gözler de görmüştür, görmeyenler de görmüştür. Birbirimizi yiyerek bir yere varmamız mümkün değildir. Suçlayarak bir yere gitmemiz mümkün değildir. Ama özeleştirimizi de erkekçesine, açıkçasına yapmak mecburiyetindeyiz. Yapamadık. Alamadık. Fethullah Gülen’in 15 Temmuz’da bir ihtilale sebebiyet verebileceğini alamadı bu gizli servis, alamadı. Oturalım bunu düşünelim, bunu konuşalım.
“2009: İlk kırılma”
2009 yılı, bize göre ilk kırılma yaşanıyor. Çeşitli alanlarda yapılan algı operasyonlarına MİT Erzincan bölge ünitesine yönelik düzmece bir faaliyet ile yeni bir veçhe ekleniyor. Erzincan olayı tarafımızdan, daha iri baskı, yönlendirme, yanıltma ve dağıtma çabalarının başlangıcı olarak değerlendiriliyor. En güçlü şekilde o dönemde devlet nezdinde seslendiriliyor ancak yeterli yansıma yaratılamıyor. Bunu Diyarbakır ve Batman’daki benzer zorlamalar izliyor. Savcı, hâkim, polis üçlüsünün durdurulamaz çalışmaları hız kazanıyor.
7 Şubat olayı
7 Şubat olayı ile hedef büyütülerek, MİT Müsteşarları ve personeli üzerinden devlet ve hükümetin tepe noktaları zedelenmek ve yargıya taşınmak istendi.
7 Şubat’ın bir diğer önemli amacı yeterince ele geçirilemeyen gizli servise tepeden vurmak ve iş yapamaz hale getirmektir. Aslında istenen, canlı kaynaklar aracılığıyla istihbari faaliyet yürüten bir yapıyı büsbütün işlevsiz hale getirmek, itibarsız kılarak cezalandırmak ve nihayetinde de tasfiye etmektir.
17 – 25 Aralık
17- 25 Aralık, 7 Şubat’ın rövanşist uygulamalar ile daha geniş boyutlu bir tekrarıdır.
“Başlangıçtan itibaren izlendi”
Başlangıçtan itibaren FETÖ örgütü yasa dışına çıkmasa da ve bir terör örgütü görüntüsü vermese de, MİT tarafından diğer örgütler gibi izlenmiş ve stratejik anlamda birçok bilgi ilgili devlet kurumlarına değişik ortamlarda sunulmuştur. Kayıtlarla sabittir bu husus. Ancak öncelikle ve samimiyetle ifade etmeliyiz ki olayın 15 Temmuz’da yaşanan boyuta geleceğini gösteren bilgiler alınamamıştır. Ve hatta 7 Şubat’a kadar tahmin bile edilememiştir.
“Zaman özeleştiri zamanı”
MİT stratejik anlamda bilgi toplayan ve bunları analiz eden bir kuruluştur. Fakat geçmiş yıllardaki gelişmeler ve mecburiyetler teşkilatı ağırlıklı olarak iç güvenlik istihbaratına itmiş ve dar kadrolarca bu alanların kontrolü de yeterince yerine getirilememiştir.
Zamanın bir özeleştiri zamanı olduğuna inanıyoruz. Yeterli olamamanın başka sebepleri de vardır. Zaman zaman istihbarat eksikliği üzerinde durulur. 44 senedir bu teşkilatta çalıştım. 7 senedir de emekliyim. 51 yıldır MİT’in verdiği istihbaratın yetersizliği konuşulur. Zaman zaman bu doğrudur da. Eksik taraflar hep olmuştur. Şu sorulmamıştır: İstihbarat eksikliği kurumlaşma eksikliğinden kaynaklanıyor.
Siz istihbarat eksikliğini kurumlaşma eksikliğine bağlarsanız, kurumlaşma eksikliğini gideremediğiniz sürece bu istihbarat eksikliğini 51 yıldır gideremediğiniz gibi gene gideremezsiniz.
MİT’e FETÖ sızması
Benim dönemimde FETÖ’nün sızması sıfıra yakındır. Benden sonrasını bilemem. İsteseniz almazsınız. Son dönemde bu girmelerin daha rahat olduğu izlenimi var. İstihbarat ülkenin namusudur, başındaki kişi de kurumun namusudur.
Fidan’ın Erdoğan’a haber vermemesi
Bütün darbelerde görev aldım, övünmek gibi olmasın! Hadise çok farklı. Özal, Demirel, Bülent Ecevit, Erdoğan ile çalıştım. Aldığımız her haberi Başbakana bildiririz, Allah’ın emri bu. Asıllı veya asılsız olması önemli değil. Bu dönemde bildirildi, bildirilmedi cevabını ben veremem.
MİT TIR’larına operasyon
MİT bir faaliyet yürütüyorsa örtülü faaliyettir. İcrası sırasında herkes buna yardım etmeye mecburdur. IŞİD’e silah gidiyor falan bunlar ayrı. Bir karar alındıysa, bunun güvenle gitmesi gerekir. Biz böyle gördük. Bizim anlayışımız budur.
Sendika.Org